Devlet Tiyatroları kapatıldı mı? Ne açıklama yapıldı?

Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi hakkında “Kapatılıyor” iddiaları gündemde konuşula konular arasında yer alıyor.703 sayılı KHK ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi hakkında “Kapatılıyor” şeklinde bilgilerin in dolaşması üzerine ilgili kurumlardan açıklama geldi. Peki Devlet Tiyatroları kapatıldı mı? Opera ve Balesi kapandı mı? Ne açıklama yaptılar? Detaylar haberimizde...

Devlet Tiyatrosu ile Opera ve Balesi kapatıldı mı? Devlet tiyatrolarının katıldığına dair iddialar gündemde merak edilen sorulardan. Vatandaşlar konu ile ilgili araştırmalar yapıyor. Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi hakkında “Kapatılıyor” şeklinde bilgilerin dolaşmasına ilgili kurumlardan açıklama geldi. Peki Devlet Tiyatroları kapatıldı mı? Opera ve Balesi kapandı mı? Ne açıklama yaptılar? Merak edilen soruların cevapları detayları ile haberimizde...

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan, “Devlet Opera ve Balesi kapatılıyor” haberlerinin asılsız olduğunu belirterek, “Yeni sisteme geçiş sürecinde Devlet Opera ve Balesi “Bağlı Kuruluş” olması sebebi ile aynı statüdeki diğer kuruluşlar gibi önümüzdeki dönemde yayımlanacak Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile sistemdeki yeni statüleri ile faaliyetlerine aynı şekilde devam edecektir. Dünyada çok az ülkeye nasip olan köklü bir Opera ve Bale geleneğine sahip ülkemizde bu güzide kurumlarımızın faaliyetleri hiçbir aksamaya uğramadan aynı şevk, heyecan ve başarı ile devam etmektedir” açıklamasını yaptı.

‘KAPATILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL’
Devlet Tiyatroları’ndan da haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirten bir açıklama yayınlandı. “703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte sadece Devlet Tiyatrolarının değil; Bakanlığımıza bağlı ve ilgili birçok kamu kurumunun teşkilatına dair hükümleri yeniden düzenlenmektedir” şeklinde başlayan açıklama, şöyle devam etti:

“703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden sonra çıkarılan Cumhurbaşkanlığı 1'inci Kararnamesinin Geçici 1'inci Maddesinde ise ‘2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile teşkilatlarına ilişkin kanun veya kanun hükmünde kararnameleri yürürlükten kaldırılan kamu kurum ve kuruluşlarından münhasıran devir ve geçiş hükümleri düzenlenenler dışında kalanlar hakkında ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlerin uygulanmasına devam olunur’ ifadesi yer almaktadır.

Yani anlaşılacağı üzere Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün kapatılması söz konusu değildir.

Yapılan düzenlemelerin kurumların kapatılmasıyla ilgili gibi gösterilerek haberleştirilmesi ve kamuoyunda ‘Devlet Tiyatroları artık yok' algısı oluşturmaya çalışmak tamamen art niyetli bir zihniyetin ürünüdür.

Devlet Tiyatroları üzerinde sistematik bir şekilde yanlış algı oluşturmaya çalışan bu tarz haberleri ve yapılan açıklamaları şiddetle kınıyoruz ve kamuoyunun takdirine sunuyoruz.”

 TİYATRO

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest)ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır.

Tiyatro, bir sahne sanatıdır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.

Tiyatro eserinin diğer türlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. Değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. Göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder. Temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. Bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur.

Tiyatro metinlerine "oyun" metinleri yazan kişiye oyun yazarı (müellif) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere ”oyuncu” (ya da daha genel olarak tiyatrocu) denir. Ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekor ve kostüm sorumlusu, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır.

ERKEN DÖNEM

Tiyatro, Yunanca theatron yani "görme yeri" sözcüğünden gelmektedir. Çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağ bozumu tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır.

İlk tiyatro şenliği MÖ 534 yılında Atina'da yapılmıştır.[kaynak belirtilmeli] Antik çağ'da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl Dionysos'u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu nedenle sosyal itibarla doğrudan ilgiliydi. Tanrı adına bir yarışma yapılır ve en iyi oyun, hazırlayan kişinin itibarını arttırırdı. Festival niteliğinden dolayı popüler olarak nitelendirilebilecek olan antik tiyatro, günümüze de örnekleri kalmış olan, genellikle amfitiyatro olarak adlandırılan sahnelerde sergilenirdi. Türkiye'de oldukça iyi durumda örnekleri olan bu amfitiyatroların boyutları, dönemin tiyatrosunun halk için önemini göstermektedir. Ayrıca, ilk tiyatro eserleri ile Yunan mitolojisinin el ele olduğunu söylemek gerekir. Bu nedenle bu iki alan birlikte değerlendirilmelidir.

Bu dönemde oyunlarda dekor ya da kostüm bulunmazdı. Sahne tamamıyla boş olur, baş roller de önemli kişiler tarafından oynanırdı. Bir de anlatıcı görevi gören "koro" bulunurdu. Günümüzde geçerli olan oyunculuk anlayışı yoktu ve ifade edilen duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle belirtilirdi. Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır. Nitekim, Yunan tiyatrosunda sadece iki tür oyun vardı: trajedi ve komedi.

Trajedilerde içerik daha çok Tanrılarla insanların çatışmaları üzerineydi. Dönemin dini inanışlarının sembolik bir ifadesi olarak, oyunlarda Tanrılar ile insanlar arasında doğrudan etkileşim normaldi. Bu mitik düzen tarih boyunca edebiyat eserlerini etkileyen bir nitelik olmuştur. Komedilerin ise çoğunlukla siyasi alay içerikli oldukları söylenebilir. Kullanılan dil ise yoğunlukla argodur.

Ayrıca bu dönem tiyatrosu Aristoteles'in "üçlü birlik" ilkesine dayanır: olay, yer ve zamanda birlik. Aristoteles'e göre oyunda baştan sona takip edilen tek bir hikâye olmalıdır. Ara hikâyeler ya bulunmamalıdır ya da çok az olmalıdır. Bir oyun tek bir yerde geçmeli, farklı yer ve coğrafyalara yayılmamalıdır. Sahne tek bir yeri temsil etmelidir. Olay örgüsü bir günden fazla bir zamanı kapsamamalıdır.

Kızının bağış paralarıyla alem yaptığı iddia edilince intihar etmişti Haluk Levent, apar topar hastaneye kaldırıldı! 79 yaşındaki adam tramvayın altında kaldı!
Sonraki Haber