Dilipak hem kenevir için, hem kendi için üzülüyor!
Abdurrahman Dilipak: Ele geçirilen kenevir tarlalarını insafsızca yakıyorsunuz. Zaten esrar bulmak isteyip de bulamayan bir Allah’ın kulu var mı bu memlekette. İlkokula kadar düştü bu iş ya hu!
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın dün köşesinde "keyif verici maddelere" lanet yağdırdığı yazısının sırrı bugün ortaya çıktı.
Dilipak bugün, yıllardır üretiminin serbest bırakılmasını istediği kenevir konusunu bir kez daha gündeme getirdi.
"Maske zararlı ısrarla dayatıyoruz, Kenevir faydalı, yasaklıyoruz." diyen Dilipak, kenevir tarlalarının yakılmasına itiraz etti.
Dilipak yazısında "Esrar gariban takımın işidir. Esrar bulamazsa, kolonya, ispirto içer, hap kullanır, tiner filan derken Bonzai’ye takılır. Kısa sürede beyin, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek hepsi iflas eder gider zaten.." ifadelerini kullandı.
Yeni Akit yazarı "Kenevir tarımında iyileştirme bekleniyor" başlıklı yazısında şunları kaydetti;
"Havanın, suyun, toprağın ihtiyacı için değil; biz istediğimiz için değil; sağlık için, Starlink ve 5G’nin yaydığı radyasyon belasından kurtulmak için değil; daha fazla oksijen için değil; selüloz ihtiyacını buradan karşılayalım diye değil; Almanlara satalım diye, kenevir tarımı konusunda yeni birtakım düzenlemelere gidilmesi bekleniyor.
Üzülüyorum ve utanıyorum. Öz yurdunda garip, öz vatanında parya muamelesi görmek üzüyor insanı. Hem kenevir için bu durum böyle, hem bizim için.
Soruyorum; keneviri yasaklıyorsunuz da, neden solvent, tiner, asetonu yasaklamıyorsunuz?!
Batıdan gelen her tavsiyeyi emir telakki eden bilim adamları, siyasetçiler, bürokratlar, media, sivil toplum temsilcileri, bütün batıda kenevir serbest bırakılırken; bu konuda, serbest bırakma değil, doğru kullanımı için mevzuatta iyileştirmeye gitmiyorsunuz.
Ele geçirilen kenevir tarlalarını insafsızca yakıyorsunuz. Neden yed-i emine, TİGEM’e, üniversitelere vermiyorsunuz bu ekimleri. Yakıyorsunuz. Yanan topraktır. Savrulan duman çevreye zarar veriyor kimin umurunda. Kenevir ekimi serbest olursa, Mafia’nın çarkına çomak sokulur. Zaten esrar bulmak isteyip de bulamayan bir Allah’ın kulu var mı bu memlekette. İlkokula kadar düştü bu iş ya hu!
Bu işi yapmak çok kolay olunca herkes bu işe girmek isteyince olmuyor işte. Mafia’nın işine karışıyorsunuz. O zaman sizi ihbar ederler. Uyuşturucudan içeri girenlerin çoğu kontrol dışı unsurlar, piyasaya dışarıdan girmek isteyen grub elemanları ya da torbacı denen gruptan birileridir. Bunun adı “uyuşturucu ile mücadele”..
Gençler esrarla başlıyor, parası varsa eroin, kokain gider. VIP-CIP kategorisi yani. Bu işin de VIP’i CIP’i var tüm dünyada. Yatlar, villalar, yalılar, otellerin özel bölümleri, her yerdeler. Uyuşturucu, alkol, fuhuş, kumar iç içedir bu alemde. Hepsinin de Mafiası var. Ucuzu var, pahalısı var. Esrar gariban takımın işidir. Esrar bulamazsa, kolonya, ispirto içer, hap kullanır, tiner filan derken Bonzai’ye takılır. Kısa sürede beyin, akciğer, karaciğer, kalp, böbrek hepsi iflas eder gider zaten. Ciddi bir kriminal risk grubu oluştururlar. Bakın Black Web alıcısı, satıcısı ile dolu. Nerde ise adrese teslim ekmek arası balık hesabı!
Afyon da afyon ekiliyor diye herkes eroinman mı oldu. Kaldı ki, afyon başka maksatla kullanılmaz. Doğru kullanırsan da şifa vesilesi olur. Kenevirin ise bin fazileti, bir riski var. O da doğru kullanılırsa yine şifa kaynağıdır.
Türkiye’nin sağlık olarak, ekonomik olarak, istihdam için acil olarak kenevire ihtiyacı var. Hava için, toprak için, hayvan için, bitkiler için, insanlar için kenevire ihtiyacımız var.
Çözüm için önce siyaset ve bürokrasi gölge etmesinler, eğer yardımcı olacaklarsa, sektörün önünü açsınlar. İş dünyasının, üniversitelerin bu konuya destek vermesi gerek. TÜBİTAK, TİGEM, SGK da destek vermeli. İçişlerinden başlayarak Sağlık, Gıda Tarım, Çevre, Sanayi ve Ticaret Bakanlıklarının kolaylaştırıcı olmaları gerek."
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...