Dispozofobi nedir? Masumlar Apartmanı Han'ın hastalığı Dispozofobi (biriktirme) nasıl tedavi edilir?

Dispozofobi nedir? Masumlar Apartmanı Han'ın hastalığı Dispozofobi hastalığının tedavisi nasıldır? Dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik de denilen bu sorun, değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir. Peki, nasıl tedavi edilir? İşte detaylar...

Dispozofobi nedir? Masumlar Apartmanı Han'ın hastalığı olan ve izleyenlerin merakla araştırdığı dispozofobi hastalığı hakkında bilmeniz gerekenler haberimizde. Kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik de denilen bu sorun, değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna Dispozofobi denir. İşte detaylar...

MASUMLAR APARTMANI HAN'IN HASTALIĞI DİSPOZOFOBİ NEDİR?

 Dispozofobi, kompulsif biriktirme hastalığı, istifçilik de denilen bu sorun, değersiz, sağlıksız, kullanılmayan tüm eşyaların biriktirilmesi ve atılamaması durumuna denir. Tutumlu olmak, bazı eşyaları ileride lazım olabilir düşüncesi ile saklamak biriktirme hastalığı değildir. Biriktirme hastalığında, toplanan ve bir türlü atılamayan eşyalarda bir düzensizlik ve tutarsızlık vardır. Bu yüzden koleksiyonculuktan da çok farklıdır. Kolleksiyonerler, sadece bir ya da birkaç alanla alakalı eşyaları toplarlar. Üstelik toplanan eşyalarda bir düzen ve intizam vardır. Hobilerini belirli bir disiplinle yürütürler. Biriktirme hastalığında ise düzensiz ve dağınık bir toplama özelliği olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, konu ile ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Bu hastalığın insanlarda görülme sıklığı azımsanmayacak sayıdadır. Nüfusun yüzde 3’ü hatta belki daha fazlasında biriktirme sorunu bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu hastalık, genellikle çok gizli tutulduğundan kesin bir rakam vermek mümkün değildir. Hastalar her şeyi biriktirir. Ama en çok biriktirilen eşyalar; kâğıt, gazete, mektup, plastik eşyalar, ev araç gereçleri, torba ve giyim eşyalarıdır. Ayrıca bu hastalarda kişilik bozuklukları da sık görülmektedir. Sorunlarının farkında olmadıkları gibi kendilerine müdahale edilmesine, evlerinin boşaltılmasına çok kızarlar. Hatta eşyalarının atılmasına engel olurlar, bağırırlar ve sakladığı eşyasına zarar gelmesi ya da kaybolması durumunda büyük acılar çekerler.

En önemli sorunlardan bir tanesi de biriktirilen maddeler nedeniyle ev ya da iş yeri, yaşam alanı olmaktan çıkar. Durum o kadar karışık hal alır ki, tüm odalar tıka basa eşya ile dolu bir hal alır. Eşyaların biriktirilmesinde belirli bir düzen de olmadığı için, aynı eşyanın zaten var olduğu unutularak tekrar tekrar alınır. Biriktirme hastalığı olanlarda tüm eşyalar gerekliymiş gibi algılanır ve bir türlü atılamaz. Örneğin doğal gazla ısınmaya geçtiği için soba kullanmayı bırakmış olan bir kişi, gün gelir de tekrar soba kullanmaya başlarım diye, gazete kâğıdı, mukavva gibi eşyaları bir türlü atamaz.

Biriktirme hastalığı, çocukluk dönemlerinden kalem, silgi vs. gibi eşyaların biriktirilmesi ile başlamasına rağmen daha çok 50 yaşından sonra görülmektedir. OKKB’li yani takıntılı hastalıkların %15’inde biriktirme hastalığı görülmektedir. Aslında biriktirme hastalığı da bir obsesif kompulsif kişilik bozukluğu (OKKB) durumudur ve işin merkezinde dürtü kontrol bozukluğu vardır. Kişi, takıntılı bir şekilde eline geçen her şeyi evine getirip biriktirmeye çalışır ve evine getirdiği eşya her ne olursa olsun dışarıya atılması, kişi için son derece rahatsız edici bir durumdur.

Çocukluk dönemlerinde çeşitli nedenlerden dolayı kıtlıklar ve ciddi ekonomik sorunlar yaşamış olan insanlar, ilerleyen yaşlarda biriktirme hastalığına yakalanabilirler. Ayrıca anne ve babadan, eşten, sevgiliden, çok sevilen bir arkadaştan hediye gelen bir eşya ayrılma, koruma ve savunma içgüdüsü ile biriktirme hastalığını oluşturabilir. Dolayısıyla duygusal yoksunluklar, reddedilme, aldatılma, sevgi ve şefkat ihtiyaçlarının yeterli düzeyde karşılanamaması, eşyalara ya da hayvanlara aşırı ilgiye sebep olabilmektedir. Evinde ya da iş yerinde çok sayıda hayvan beslemek ve bunların hiç birini başkasına verememek de, hastalık düzeyinde olmasa bile bir çeşit biriktirme alışkanlığıdır.

İnternetten de Biriktirme Olabilir


Bazı kişiler de bu hastalık nedeniyle internet kullanımı fazlasıyla görülür ve biriktirme hastalığına yakalanan kişiler neredeyse tüm vakitlerini internetteki alış veriş sitelerini gezerek geçirirler. Gerekli gereksiz, ihtiyacı olsun olmasın, ne olursa sipariş verirler. ‘’Bu da lazım olabilir’’, ‘’şu da işime yarabilir’’ düşüncesiyle, belki de hiçbir zaman gerekli olmayacak birçok eşyayı internetten satın alırlar.

Bu kişiler, alışveriş sırasında kredi kartlarının limitini aşabilir fakat bu durum pek umurlarında olmaz. Bazı kişiler de olur da ilginç bir şey satılır veya bir başkası kapar diye semt pazarlarından, bitpazarlarından ayrılamaz ve vaktinin çoğunu pazarlarda ve alışveriş merkezlerinde geçirir.

Biriktirme Hastalığının Belirtileri

Gerekli gereksiz her şeyi biriktirme eğilimi
Topladıklarını asla atamama, bunları birisi atmaya çalıştığında öfkelenme ve ileri düzeyde rahatsızlanıp kaygı duyma
Kişinin sosyal hayatında da çeşitli derecelerde davranış bozuklukları göstermesi
Genellikle toplanan eşyalar arasında bir benzerlik ya da bir bağlantı olmaması. Genellikle kontrolsüz biriktirme nedeniyle ev ve işyerlerinde hareket alanı pek olmaması. Yatak odasından banyoya kadar nerdeyse tüm odaların eşya ile dolu olması.


Biriktirme Hastalığının Tedavisi


Eğer biriktirme durumu, kişinin kendisinin veya çevresindekilerin günlük hayatını engelliyorsa tedavi zamanı gelmiş demektir. Biriktirme hastalığı ile ilgili vakalarda hastalar genellikle kendi istekleri ile bir tedavi sürecine başvurmazlar. Çünkü bunun bir rahatsızlık olduğunu fark etmezler. Biriktirme hastalığı olanlarda antidepresan ilaçlar pek işe yaramaz. Bilişsel davranışçı terapiler, kısmen de olsa içgörünün ve farkındalığın geliştirilmesi fayda sağlayabilir.

Kaynak:Medikalakademi.com

Samet Akaydin'in yeni adresi belli oldu Türkiye'yi terk etme kararı alan Seda Sayan'dan komşularına mektup Oktay Uludoğan kimdir? Serveti ne kadar?
Sonraki Haber