Diyanet cuma hutbesi bugün 29 Kasım 2024
29 Kasım 2024 tarihli Cuma Hutbesi, İslam'ın haram kıldığı kumarın zararlarını vurgular. Kumar, haksız kazanç sağlayan, toplumsal sevgi ve kardeşliği yok eden, kin ve düşmanlığı besleyen bir alışkanlıktır. İslam, kumarın insanları Allah'ı anmaktan ve ibadetlerden alıkoyduğunu belirtir. Günümüzde dijital platformlarda artan kumar reklamları ve online oyunlar, gençleri bu kötü alışkanlığa çekmektedir. Kumar, hem maddi hem de manevi olarak yıkıcı sonuçlar doğurur.
Kumar, maddi ve manevi tükenişin önemli sebeplerinden biri olarak İslam'da haram kılınmıştır. Peki, kumarın zararları nelerdir ve neden bu kadar tehlikelidir? 29 Kasım 2024 tarihli Cuma Hutbesi'nde vurgulanan bu konu, kumarın kişilerin akıl ve ruh sağlığını bozduğunu, aile içi huzursuzluklara ve toplumsal çürümeye yol açtığını gösteriyor. Dijital çağda kumar, çevrimiçi oyunlar ve mobil platformlar aracılığıyla daha da yaygın hale geliyor. İslam, kumarın insanları Allah’ı anmaktan alıkoyduğunu ve sevgi, kardeşlik gibi duyguları yok ettiğini belirtir. Peki, kumar bağımlılığından korunmak için neler yapılmalıdır? Bu yazıda, kumarın zararlarını ve bu alışkanlığın toplumda nasıl önlenmesi gerektiğini detaylıca inceleyeceğiz.
İslam'da Kumarın Yeri
Müslümanların hayatına rehberlik eden Yüce dinimiz İslam, toplumun huzurunu ve bireylerin manevi sağlığını korumak amacıyla pek çok haramdan bahseder. Bunlardan biri de kumardır. Kumar; bir kişinin kazanıp diğerinin kaybetmesi prensibine dayanan, haksız kazanç sağlayan bir alışkanlıktır. Bu davranış, kardeşlik ve sevgi bağlarını zayıflatır, kin ve düşmanlık gibi olumsuz duyguları besler. Aynı zamanda, kişinin ruhsal ve akli dengesini bozarak, aile içindeki huzuru da tehdit eder.
Kumara Karşı İslami Uyarılar
Cenâb-ı Hak, Mâide Sûresi’nin 90. ayetinde kumarın haram olduğunu açık bir şekilde ifade etmektedir: “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” Aynı ayet, kumarın, insanların arasında kin ve düşmanlık doğurmasını ve onları Allah’ı anmaktan alıkoymasını hedeflediğini belirtir.
Bu kutsal uyarılar, Müslümanlara kumarın zararlarını anlamaları ve bu zararlardan kaçınmaları gerektiğini hatırlatır.
Kumarın Dijital ve Gerçek Hayattaki Yansımaları
Günümüzde kumar, dijital mecralarda da büyük bir tehlike haline gelmiştir. Mobil cihazlar, çevrimiçi oyunlar ve e-sporlar gibi alanlar, gençleri sanal kumarın bataklığına sürükleyebilir. Bunun yanı sıra, televizyon ve internet platformlarında kumar reklamlarının sıkça yer alması, çocuklar ve gençler için büyük bir risk oluşturmaktadır. Bu tür içeriklerin engellenmesi, dinî ve vicdanî bir sorumluluktur ve toplumun refahı için gereklidir.
Kumarın Maddi ve Manevi Yıkıcı Etkileri
Kumar, hem maddi hem de manevi olarak bir tükeniştir. Bir kişi kumarda kazandığında, bu kazanç başkalarının kaybı üzerinden gerçekleşir; kaybettiğinde ise sadece kendini zarara uğratır. Kumara bulaşmış kişiler, bağımlılık düzeyine geldiklerinde, tüm hayatlarını ve ilişkilerini riske atarlar. Özgürlüğünü yitiren, sürekli kazanç umuduyla yaşayan bir kişi, bu kısır döngü içinde zamanla manevi olarak da tükenir.
Gençleri ve Çocukları Korumak
Gençlerin ve çocukların kumar gibi bağımlılıklardan korunması, ailelerin ve toplumun en büyük önceliği olmalıdır. Onlara sevgi, güven ve samimiyet temellinde ilişkiler sunmak, onları olumsuz etkilerden uzak tutmak için atılması gereken ilk adımdır. Gençlerin, iyi arkadaş çevrelerinde ve sağlıklı ortamlarda yetişmesi için ebeveynlerin aktif bir şekilde desteği ve yönlendirmesi çok önemlidir.
Toplumsal Sorumluluk ve Bilinçlenme
Cuma hutbeleri, dinî bilgilerin topluma ulaştırıldığı önemli bir platformdur. Hutbeyi dinledikten sonra, bu bilgilerin ailemiz, çevremiz ve toplumumuzla paylaşılması, kumarın zararlarının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacaktır. Böylece, İslam'ın öğretilerine uygun bir toplum bilinci oluşturulabilir.
Hutbemizi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle tamamlıyorum: “Hiç kimse elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir rızık asla yememiştir.”