Doğu Akdeniz kavgasını bir de böyle okuyun!
Son yıllarda Türkiye, İsrail, Mısır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) ve Yunanistan ile uluslararası aktörlerin Doğu Akdeniz'de yürüttüğü hidrokarbon arama faaliyetleri bölgede suların yeniden ısınmasına yol açıyor.
Türkiye Kıbrıs'ta, Türklerin Rumlarla eşit haklara sahip olduğunu ve adanın zenginliklerinden ortak faydalanılması gerektiğini savunuyor.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin adanın tamamını temsil eden bir devlet olmadığı için münhasır ekonomik bölge oluşturma ve ihale etme hakkı bulunmuyor.
Adada eşit bir paylaşım tezine rağmen enerji şirketlerinin bölgedeki çalışmaları üzerine Türkiye, Doğu Akdeniz'de TPAO aracılığıyla etkinliğini her geçen gün daha fazla artırıyor.
Bu kapsamda Türkiye, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisi ve Fatih sondaj gemisi ile Kıbrıs adası yakınlarında çalışmalara başlamıştı.
Böylece Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını savunmak için harekete geçmekten çekinmeyeceğini bölgedeki tüm aktörlere bir kez daha göstermiş oldu.
BÖLGEYE SINIRI BİLE OLMAYAN ÜLKELER ARAMA YAPIYOR
2. 3. ve 9. sahalarda İtalyan Eni ve Güney Kore'li Kogas şirketlerinin lisansı bulunuyor.
6. ve 11. sahalarda Fransız Total ve İtalyan Eni şirketleri eşit yüzdelere sahip.
8. blokta Eni tek başına sözde ruhsat sahibi.
10. blokta ABD'li Exxon Mobil ve Katar Petroleum ortaklığı, 11. sahada Total ve Eni ortaklığı sözde ruhsatları elinde bulunduruyor