Şurada 7.5 milyar insanız ve hep beraber en çok izlemeyi sevdiğimiz küresel organizasyonlardan biri Dünya Kupası…
Bir milyarın üzerinde insan, ekranlara kilitlenip (artık çoğunlukla internetten) iki adamın kalede beklediği, 20 adamın bir topun peşinde koştuğu futbol maçlarını seyre koyuluyoruz.
Kendi adıma konuya en ufak bir yakınlık hissetmiyorum.
Fakat başka bir şey, çok daha sıcak ve dokunaklı bir şey tüm dünyada daha fazla insanın dikkatini çekti. Yaban Domuzları! Bana göre Dünya Kupası’nın galibi de onlardır.
Tayland’da bir mağarada mahsur kalan yaşları 11-16 arası değişen 12 çocuğu ve başlarında bulunan 25 yaşındaki antrenörlerini günlerdir takip ediyorum.
Onlar, Yaban Domuzları futbol kulübünün üyesi çocuklar…
Hocalarıyla çıktıkları mağara gezisinden dönemediler. Dokuz gün haber alınamadı. Nihayet bir mağarada tespit edildiler ama bu iyi habere kimse sevinemedi. Çünkü yağmur mevsiminde girdikleri mağaranın önemli bölümü sular altında kalmıştı. Bulundukları alanda oksijen seviyesi düşüyordu. Yeni bir yağmurda, korunaklı alanları da su baskınıyla karşı karşıya kalabilirdi.
Bana göre dünyada en güzel tebessüm eden insanların yaşadığı ülke Tayland’da seferberlik ilan edildi. Arama kurtarma ekipleri, polisler, donanma, 50’si yabancı 90 dalgıç… Tüm dünya günlerdir nefesini tuttu Yaban Domuzları’nı izliyor.
Pek çok seçenek arasında en uygulanabilir olan çocukların tüplü dalış ekipmanlarıyla mağaradan çıkarılmalarıydı. Ancak çocuklara dalış eğitimi vermek gerekiyordu. Tek yıldızlı dalgıcın ve bu eğitimin çok zor olduğunu düşünmüyorum ancak görüşün sıfır olduğu çamurlu sularda, hayatında daha önce hiç dalmamış çocukların yol alması imkansız. Korku ve panikle her şeyi yanlış yapma ihtimalleri yüksek.
Mağaranın 6 kilometre içerisinde yer alan çocuklar, iki ayrı noktada bu zorlu dalışı yapmak zorundaydı ama tek zorluk bu da değildi. Geçilecek kayalık ve dik bölümler de epey riskliydi. Çocuklara yiyecek ve içecek ulaştırmak için mağaraya gidip gelen İngiliz bir dalgıç, ne yazık ki cuma günü hayatını kaybetti. Yaban Domuzları’nı kurtarmaya çalışırken öldürmek de vardı işin ucunda.
Ve çözüm çocuklara hızlıca dalgıç eğitimi vermek ve her çocuğa iki dalgıcın eşlik etmesiyle bulundu. Çocuklar ikişer ikişer tahliye edilmeye başlandı. Önce sağlık durumu iyi çocuklar seçildi çünkü bu zorlu yolculuğa dayanabildikleri görülmeliydi.
İlk iki çocuk 4 ayrı galeriden oluşan zorlu parkuru yürüyebildi, ilk dalış noktasında 30 metre derinlikte 4 saat suyun altında kalabildi. Tanrım, suyun altını bilen biri olarak söylüyorum bu gerçekten ancak özel eğitim almış komandoların yapabileceği bir şey. Üstelik kimi bölümler bir çocuğun bile sırtında bir tüple geçemeyeceği kadar dardı. O dört saatte kaç kez tüp değiştirmek zorunda kaldılar bilmiyorum. Bir çocuğa, çamurlu bir suyun içinde 30 metre derinlikte bunu yaptırabilmek gerçekten büyük bir başarı. Bu arada çocuklar tüpleri taşımıyor, öndeki dalgıcın tüpünden uzanan octopus (yedek hortum) ile nefes alıyor. Ki bu bile ne kadar riskli.
İlk tahliye haberini futbol kulübünün Facebook sayfasında “İki yaban domuzu” kurtarıldı sözleriyle paylaştılar. Yüzümüze anlamlı bir tebessüm yerleşti. Diğerleri için umut etmeye başladık. Anlamlı bir umut!
Dün öğleden sonra tüm çocukların ve antrenörün tahliye haberi geldi!
Sizce de onlar Dünya Kupası’nın galibi değil mi? Ve finalin oynanacağı gece sembolik de olsa bu çocuklara bir kupa verilse, iyi olmaz mı?