Dünya üstsüzler günü nedir? Neden kutlanır? Dünya üstsüzler günü ne zaman?

'Dünya Üstsüzler Günü' 2007 yılından bu yana, gotopless.org tarafından düzenlenerek her yıl gerçekleştiriliyor. 'Dünya Üstsüzler Günü'nün ne olduğu, neden kutlandığı araştırılan konular arasında. Peki, 'Dünya Üstsüzler Günü'  nedir? Neden kutlanır? Tüm detaylarıyla haberimizde...

ABD'de 2007'den bu yana kutlanan 'Dünya Üstsüzler Günü' nedeniyle yüzlerce kişi sokaklara döküldü. gotopless.org tarafından organize edilen etkinlik her yıl düzenleniyor. ABD'de 2007 yılından bu yana gerçekleştirilen 'Dünya Üstsüzler Günü'nün ne olduğu ve neden kutlandığı büyük merak konusu. Peki, 'Dünya Üstsüzler Günü'  nedir? Neden kutlanır? Tüm detaylarıyla haberimizde...

DÜNYA ÜSTSÜZLER GÜNÜ

ABD'de 2007'den bu yana kutlanan 'Dünya Üstsüzler Günü' nedeniyle yüzlerce kişi sokaklara döküldü.gotopless.org tarafından organize edilen etkinlik her yıl, ABD'de 1920'de kadınlara oy hakkı tanınması ve 1971'de 'Kadın-Erkek Eşitlik Günü' olarak kutlanan 26 Ağustos'a en yakın pazar günü düzenleniyor.2007 yılında erkeklerin üstlerinde kıyafet olmadan kamuya açık yerlere çıkabiliyor olmasına rağmen kadınların böyle bir hakkı olmadığı noktasından hareketle düzenlenen etkinlik ABD haricinde bir çok ülkede de kutlanıyor.Bu konuda farkındalık yaratmayı amaçlayan katılımcı kadınlar etkinliğe üstsüz katılırken, erkekler sutyen giyerek kadın erkek arasındaki eşitsizliğe dikkat çekmek istiyor.

Ülkede, 1920 yılında kadınlara oy hakkı tanınması ve 1971’de ‘Kadın-Erkek Eşitlik Günü’ olarak kutlanan 26 Ağustos’a en yakın pazar günü düzenlenen etkinliği “gotopless.org” organize ediyor. İlk kez 2007 yılında, erkeklerin üstlerinde kıyafet olmadan özgürce gezebildiğini ancak kadınların böyle bir hakkı olmadığı mottosundan yola çıkan etkinlik, ABD dışında bir çok ülkede de kutlanıyor.

2002 yılında Jill Coccaro isimli bir kadın Delancey Sokağı'nda üstsüz dolaştığı gerekçesiyle tutuklanıyor fakat daha sonra dava açıp 29 bin dolar tazminat kazanmış. O günden sonra New York'ta kadınlar üstsüz gezme hakkını kazanmışlar.

AMERİKA

MÖ 34000-30000 yıllarında, dünyadaki suyun önemli bir bölümü büyük kıtasal buz katmanları halindeydi. Bunun sonucunda, Bering Denizi bugünkü düzeyinden yüzlerce metre daha aşağıdaydı ve Asya ile Kuzey Amerika arasında, adına Beringia denilen, bir kara köprüsü oluştu. Beringia’nın en geniş döneminde 1.500 kilometre kadar olduğu sanılıyor. Nemli ve ağaçsız bir tundra olan bölge, otlar ve diğer bitkilerle kaplıydı ve bu da ilk insanların yaşamak için avladıkları büyük hayvanları çekiyordu.

Kuzey Amerika’ya ilk erişen insanlar, yeni bir kıtaya ayak bastıklarını hemen hemen kesinlikle bilmiyorlardı.  Herhalde, atalarının binlerce yıldır yaptığı gibi Sibirya kıyılarında av peşinde koşuyorlardı ve sonra da kara köprüsünü aşmışlardı.

Alaska’ya geldikten sonra ilk Kuzey Amerikalıların buzullar arasındaki geçitleri aşarak şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nin bulunduğu güney bölgelerine ulaşmaları için binlerce yıl daha geçmesi gerekti. Kuzey Amerika’da ilk yaşam kanıtları günümüzde de bulunmaya devam ediyor. Ancak, bunların çok azının MÖ 12000 yılından daha eskiye ait olduğu kesinlikle kanıtlanabiliyor; sözgelimi, yakın geçmişte Alaska’nın kuzeyinde bulunan bir av gözetleme yeri yaklaşık bu tarihlerden kalma olabilir. New Mexico’nun Clovis kentinde bulunmuş olan, özenle yapılmış ok uçları ve diğer bazı eşya için de aynı şey söylenebilir.

Kuzey ve Güney Amerika’da belirli yerlerde benzeri eşya bulunması da, Batı Yarıküresi’nin [Çevirmenin notu: Kuzey ve Güney Amerika kıtaları ile çevrelerindeki adaların oluşturduğu bölgeye Batı Yarıküresi denilmektedir] büyük bir kesiminde yerleşimin MÖ 10000 yılı öncesinde  gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir.

Anılan dönemde mamutlar yok olmaya ve onların yerini, ilk Kuzey Amerikalıların temel besin ve deri kaynağını oluşturan, bizonlar almaya başladı.  Zamanla, gerek aşırı avlanma gerek doğa olayları nedeniyle, pek çok av hayvanı türü yok oldu ve ilk Amerikalıların beslenme kaynağını gittikçe artan ölçüde bitkiler, yemişler ve tohumlar oluşturmaya başladı. Giderek, besin için bitki toplama çabaları ve ilkel tarım denemeleri ortaya çıktı.  Bu konuda, şimdi Orta Meksika’nın bulunduğu bölgedeki Kızılderililer (Native North Americans and/or Indians) öncülük ettiler ve belki de MÖ 8000’den başlayarak mısır, kabak ve fasulye yetiştirdiler. Bu konuda edinilen bilgi ve deneyim yavaş yavaş kuzeye doğru yayıldı.

MÖ 3000’e gelindiğinde, New Mexico’nun nehir vadilerinde ilkel bir mısır türü yetiştirilmeye başlanmıştı. Bunun ardından sulamanın ve MÖ 300 dolaylarında da köy yaşamının ilk belirtileri görüldü.

MS ilk yüzyıllarda, bugün Arizona’da Phoenix kentinin bulunduğu yöreye yakın yerleşim birimlerinde, top oynamak için alanların ve Meksika’da bulunanlara benzeyen piramit biçimli kümbetlerin yanı sıra kanal ve sulama sistemleri kuran Hohokumlar yaşıyordu. 

Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri olan ülkede kümbet yapan ilk Kızılderili grup çok kez Adenanlar adıyla anılırlar. MÖ 600 dolaylarında, topraktan mezarlıklar ve müstahkem binalar yapmaya başladılar. O dönemlerden kalan kümbetlerden bazıları kuş ya da sürüngen biçiminde olup olasılıkla, henüz tümüyle anlaşılmayan bir nedenden ötürü, dinsel amaçlar için kullanılmıştır.

Adenanların, topluca Hopewellianlar olarak bilinen bir takım grublar içinde eridikleri ya da onlar tarafından yerlerinden edildikleri sanılmaktadır. Hopewellian kültürünün en önemli merkezlerinden biri güney Ohio’da ortaya çıkarılmıştır ve o bölgede hala söz konusu kümbetlerden birkaç bin kadar bulunmaktadır. Ticarette çok usta olduklarına inanılan Hopewellianlar, çeşitli aletler ve malzeme kullanmışlar ve bunları yüz binlerce kilometreye yayılmış bir bölgede takas etmişlerdir.

MS 500 dolaylarında Hopewellianlar da giderek yerlerini genellikle Mississippiler ya da Tapınak Kümbetler kültürü olarak bilinen yaygın bir kabileler grubuna bıraktılar ve ortadan kayboldular. Missouri’de St.Louis’in hemen doğusundaki Cahokia kentinin, XII. yüzyıl başlarında nüfusunun en fazla olduğu günlerde yaklaşık 20.000 kişiyi barındırdığı düşünülmektedir. Kentin merkezinde, tepesi düz, yüksekliği 30 metre ve taban alanı 37 hektar olan muazzam bir toprak kümbet yer almaktaydı. Kent yakınlarında 80 kümbet daha bulunmuştur.

Günümüzde güneybatı Amerika Birleşik Devletleri’ni oluşturan bölgede, çağdaş Hopi Kızılderililerinin ataları olan Anasaziler, 900 yıllarında taş ve kerpiç evler (pueblo) yapmaya başladılar. Bu eşsiz ve şaşırtıcı apartman benzeri yapılar çok kez sarp uçurumların kayalık yüzlerinde inşa edilmiş olup Colorado’nun Mesa Verde kentindeki en ünlü örnek olan “uçurum sarayı”nın 200’den fazla odası vardı. New Mexico’nun Chaco Nehri kıyılarındaki Pueblo Bonito yıkıntılarında bir zamanlar 800 oda bulunmaktaydı.

Philadelphia 76ers - Brooklyn Nets maçını canlı şifresiz izle? Cinayet zanlısı Yekta Gözen’e sahte pasaportu kim çıkardı? MasterChef Türkiye haftanın son eleme adayı belirleme oyunu!
Sonraki Haber