Duruşma tarihi kasıtlı olarak mı 24 Temmuz gününe verildi, yoksa sadece ahmaklık mı?

Büyükada'da gözaltına alınan, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran, Veli Acu, Ali Garavi ile Peter Steudtner sorgularının ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Şüphelilere "silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçlaması yöneltilirken, şahısların Büyükada toplantısında "Gezi olayları" benzeri bir kalkışma organize etmek istedikleri öne sürülüyor.

Güneş gazetesi bugün, "24 Temmuz kalkışma planı" başlığını taşıyan bir haber yayınlayarak Büyükada toplantısına destek veren şahısların WhatsApp yazışmalarını okurları ile paylaştı.

Whattsap grubunun adının “24 Temmuz Birlikte Özgürüz” olması dikkat çekerken, kalkışma provasının bu tarihte hayata geçirilmek istendiği iddia edildi.

Grubun, “24 Temmuz Basın Bayramı”nın kutlanacağı gün, Çağlayan Adliyesi’nde büyük bir provokasyon eylemi gerçekleştirecekleri öne sürüldü.

NEDEN TÜM DURUŞMALAR 24 TEMMUZ TARİHİNDE?

Bu iddialar ile dikkat çeken bir ayrıntı ise bu yıl 24 Temmuz tarihinin farklı bir önem taşıması...

24 Temmuz basında sansürün kaldırılmasının yıldönümü, her yıl “24 Temmuz Basın Bayramı” olarak kutlanıyor.

Ancak bu yıl 24 Temmuz Pazartesi günü aynı zamanda, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının aylar sonra mahkeme karşısına çıkacağı tarih olarak da dikkat çekiyor.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, yazar Kadri Gürsel, Güray Öz, karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Kitap yönetmeni Turhan Günay, muhabir Ahmet Şık, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Akın Atalay, Bülent Utku, Önder Çelik, Hakan Kara, M.Kemal Güngör ve Emre İper 24 Temmuz günü mahkemeye çıkıp ilk savunmalarını yapacaklar.

Bu isimlerin duruşma tarihleri olarak “24 Temmuz Basın Bayramı”nın belirlenmesi ise kafalarda soru işaretleri yaratıldı.

Olası provokasyonlara açık olan bu tarihin, kim tarafından ve nasıl belirlendiği merak konusu oldu. / SuperHaber