Uzman isim Prof. Dr. Şerif Barış açıkladı! Türkiye'de büyük bir deprem bekleniyor mu?

Düzce’de yaşanan depremin etkileri sürerken, SuperHaber uzman isim Prof. Dr. Şerif Barış ile görüştü. Türkiye’nin en tehlikeli 4. deprem ülkesi olduğunu belirten Barış, Türkiye’nin 10 faklı ili ve yüzlerce ilçesinde büyük deprem beklendiğini, fakat ölümlerin sadece depreme dayanıksız yapılardan değil, tedbirsizlik ve bilgisizlikten olduğuna değinerek vatandaşları tedbir almaları konusunda uyardı. İşte Prof. Dr. Şerif Barış’ın SuperHaber okuyucularına yaptığı açıklamalar…

Geçtiğimiz günlerde yaşanan Düzce depremi etkisini sürdürürken SuperHaber Prof. Dr. Şerif Barış ile görüştü. Düzce’de yaşanan depremin 1999 yılında yaşanan büyük depremin artçısı olmadığını söyleyen Barış:

“Gölyaka’da ki deprem 1999 yılında yaşanan büyük depremin artçısı olarak söyleniyor. Bu doğru değil. Çünkü artçı depremler özellikle 6 buçuk 7 büyüklüğündeki depremden yaklaşık iki yıllık bir süre içerisinde 50 kilometre yarı çaplı bir alanda olan depremlerdir. Gölyaka’da yaşadığımız deprem başlı başına farklı bir fay sisteminde yani Karadere fayının kuzeyindeki parçada meydana gelen kırılmaydı.” dedi. 

İşte Prof. Dr Şerif Barış’ın SuperHaber’e yaptığı çok önemli açıklamalar…

TÜRKİYE’NİN EN RİSKLİ BÖLGELERİ NERESİ?

“TÜRKİYE’DE 10 TANE FARKLI İL VE YÜZLERCE İLÇE’DE BÜYÜK DEPREM BEKLENİYOR”

Türkiye deprem tehlike harikası üzerinde; koyu kırmızı, kırmızı ve turuncu olan yerlerin tamamına yakını riskli bölgeler içerisinde. Açıkcası Türkiye’de 10 tane farklı il ve yüzlerce ilçede büyük deprem bekleniyor. 

Bunlardan bir tanesi hangisi derseniz; 

 7’den büyük depremin beklendiği 10 ili ve 6’dan büyük depremin beklendiği yaklaşık 120 adet ilçeyi sayarım. Ondan sonra bunların içerisinden bir tanesinde deprem olursa da “Bak ben depremi bilmiştim” olur. Bu yaklaşımı doğru bir yaklaşım değil. 

Bizler depremin ilk hangi il, ilçede ne zaman olacağının sorusunun cevabını dünyada ki sismoloji bilim insanları olarak veremiyoruz. Bu tür soruları cevaplamak yerine; zamanını ve ilk olarak nerede olacağını bilemediğimiz bir depremin hazırlığını önemsiyoruz. O yüzden Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini unutmadan, yarın deprem olacakmış gibi hazırlanmamız lazım. Bu yüzden bu sorunun cevabını net olarak söylemiyorum. Yani tek tek illeri sayıp, orada yaşayan insanlara ruhsal travma yaşatıp, onların psikolojilerini ve ekonomilerini bozmanın doğru olmadığını düşünüyorum. 

“TÜRKİYE DÜNYANIN EN TEHLİKELİ 4. DEPREM ÜLKESİ”

Şunu bilmenizi isterim ki; Türkiye’de bugün yaşanan depremle beraber son 122 yılda 81 tane hasar yapıcı, yıkıcı deprem nedeniyle Türkiye dünyanın en tehlikeli 4. deprem ülkesidir. Bu şu demek; biz bir deprem ülkesiyiz, depremin bizi ne zaman, nerede yakalayacağını bilmiyoruz. Seyahatte olabiliriz, tatilde olabiliriz, ailemizi ziyaret etmiş veya iş için başka bir yerde, başka bir binada bulunabiliriz. İlla deprem evimizde, iş yerimizde bizi yakalamayacak. Bu yüzden, her bulunduğunuz duruma göre neler yapacağımızı öğrenmeli, her durumda nasıl davranacağımızı bilmeliyiz. Bu depremleri biz durduramayız ama alacağız önlemler ve yapacağımız hazırlıklar ile depremin zararını azaltabiliriz. Bu çalışmalara önem verilmesi gerekiyor.

TÜRKİYENİN HERHANGİ BİR BÖLGESİNDE DEPREM BEKLENİYOR MU?

Tabi ki bekleniyor. Özellikle binlerce yıldır büyük bir depremin olmadığı ama tarihine bakıldığı zaman büyük depremlerin olduğu bölgeler bizim için potansiyel tehlikedir.

“BİR YERDE BİR AFET OLDUYSA, O AFET O BÖLGEDE MUHAKKAK TEKRAR EDER”

Her doğa kaynaklı afette şöyle bir doğa kuralı vardır. Bir yerde bir afet olduysa o afet, o bölgede muhakkak tekrar eder. Mesela sel olan bölgelere bakın, daha önce o bölgelerde tekrar aynı şekilde sellerin olduğunu görürsünüz. Bir yerde heyelan varsa, eğer heyelan için özel iyileştirme teknikleri kullanılmadıysa o bölgelerde heyelan olur. Depremlerde böyledir. 

Depremler, farklı sürelerle benzer yerlerde, benzer şekillerle tekrar ederler. Bu elbette ki düzenli bir tekrar olmasa da kaba hatlarıyla benzerlik gösterir. Türkiye’de geçmişte birçok büyük deprem olmuş. Tarihsel kayıtlardan şehirlerin hasar gördüğünü, yıkıldığını biliyoruz. Dolayısıyla bu bölgelerde önümüzdeki dönemlerde mutlaka depremler olamaya devam edecektir. 

İSTANBUL’U BEKLEYEN BÜYÜK BİR DEPREM VAR MI? 

İstanbul, onun güneyindeki Yalova ve Bursa, Kocaeli 1999 depreminin batı yöresinde olan bir bölge. Dolayısıyla İstanbul’un açıklarında Marmara Denizi’nin içerisinde Kuzey Anadolu fay uzunluğunun iki tane kolu ve bu iki kola ait farklı parçalarda faylar var. Ancak, bu sadece İstanbul’un yakınındaki fayda olması gereken veya beklenen deprem sadece İstanbul’u etkilemiyor. 

Gölyaka’da yaşanan depremde İstanbul’da maalesef kendilerini balkondan atan, panikle yaralanan ve geceyi dışarıda geçiren bir sürü insan var. Dolayısıyla Yalova, Armutlu ya da Bursa’da olacak olası bir deprem de İstanbul halkını ve İstanbul’da ki yapıları etkileyecektir. 

“YARIN DEPREM OLACAKMIŞ GİBİ HAZIRLIĞIMIZI YAPMALIYIZ” 

İstanbul’u tabi ki etkileyecek depremler var. Ama bunun zamanı ve büyüklüğü konusunda farklı görüşler var. Ben bu farklı görüşlere, vatandaşların itibar etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yine zamanla ilgili bir problemimiz var. Eğer deprem 6 buçuk veya 10’a yakın olursa hemen yakınlarda olabilirken, 7 buçuk büyüklüğünde ki bir depremin belki zamanı var. Ama bizim bunu düşünecek bir vaktimiz yok. Yarın deprem olacak gibi evimizdeki ve iş yerimizdeki hazırlıkları yapmalı, önlemler almalıyız. 

“SADECE DEPREME DAYANIKLI YAPI, SİZİ DEPREMDEN KORUMAZ”

Gölyaka depreminde yıllardır söylediğim söylemleri teyit eden bir sonuç ortaya çıktı. Depreme dayanıklı yapı sizi sadece depremden korumaz. Dolayısıyla depreme hazırlık, deprem bilinci, sadece depreme güvenli yapılarda oturmak değil aynı zamanda depreme güvenli yapıların içerisinde ki mobilyalar, eşyalar, büro malzemeleri ve makinaları sabitleyerek; “ÇÖK, KAPAN, TUTUN” hareketi gibi deprem sırasında doğru davranışları ve ondan sonra da deprem sonrasında binayı güvenli tahliye yapmak ve yaşadığınız alanda elektrik, doğalgaz, suyun vanaları keserek toplanma alanına güvenli bir şekilde gitmek, giderken de afet acil durum çantanızı almaktır. Eğer eviniz hasarlıysa arama kurtarma ekiplerinin ve resmi görevlilerin gelmesini beklemektir. 

Bunlar zaman alacak şeyler. İşte bu zamana hazırlanabilmeniz içinde hem bilgi ve becerilerinizin arttırılması hem de evdeki afet ve acil durum çantası gibi çantaların hazırlanması lazım. 

Bunların temelinde normalde bizler hep şunları söylüyoruz; Ev ve iş yerli için mutlaka afet ve acil durum planı olması gerekiyor. Bu afet ve acil durum planı içerisinde deprem öncesi hazırlıklar, alınması gereken önlemler, deprem sırasında doğru davranışlar ve deprem sonrası yapılması gerekenlerin tamamı planlanmalı. Bunu bütün aile üyeleri ve bütün iş yerlerinde çalışanların mutlaka bilgilendirilerek ve ortaklaşarak yapılması gereken çalışmalardır. 

Meteoroloji'den Doğu Karadeniz ve Akdeniz için fırtına uyarısı geldi! İşte Saadet Partisi'nin yeni genel başkanı! AFAD'dan 50 il için meteorolojik uyarı! "Yol yardımları sürüyor"
Sonraki Haber