Başkan Erdoğan, Beştepe hükümetin 100 günlük eylem planını açıkladı.
Erdoğan konuşmasında, 15 Temmuz sonrası ekonomimizin bir darbe ile karşı karşıya kaldığı cümlesi en dikkat çekici olanıydı. Ayrıca millete yastık altında altın ve dövizleri çıkarın çağrısı yapması da tıpkı 15 Temmuz sonrası dolarları bozdurun çağrısı ile aynıydı… Buradan anlaşılıyor ki, son günlerde doların ateşi, Amerika Birleşik Devletlerinin ülkemize karşı uyguladığı ambargolar bunun bir diğer göstergesiydi…Belli ki yeni bir ekonomik saldırı ile karşı karşıyayız…
Erdoğan konuşmasında şunları söyledi "Son yıllarda ardı ardına yaşadığımız gelişmelerin ekonomi alanındaki programlarımızı yavaşlattığı bir gerçektir. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasındaki hadiselerin hedefinde ekonomimizin de bulunduğunu görüyoruz. Bir ekonomik savaşla karşı karşıyayız. Hiç endişe etmeyin, biz bu savaştan da galip çıkacağız. Bu tuzakları bize çok kurdular, hepsini de aştık, bunu da aşacağız. Kredi derecelendirme kuruluşlarının tamamen taraflı raporları sebebiyle karşılaştığımız zorlukları aşmak için dış borçlanmada Çin piyasasına yöneliyoruz. Bu doğrultuda ilk defa Çin Yuanı cinsinden tahvil ihracı yapıyoruz.
Milletime diyorum ki, yastık altından gelin dövizlerini çıkartın. Dolarlarınızı avrolarınızı çıkartın, altınlarınızı çıkartın. Gelin bunları TL’ye nakde dönüştürün. Yerli ve milli direnişinizi tüm dünyaya karşı ortaya koyun"
Erdoğan’ın açıkladığı ilk 100 günlük planın en büyük farkı, profesyonel bakanlık kabinesi ile projelerin uygulamasındaki hız olması diyebiliriz. Ayrıca bu plan, kur-faiz sarmalında bunaltılmak istenen Türkiye’nin kendi geleceğini somut projelerle kuracağını ve korkmadığının göstergesidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı eylem planı, Erdoğan’ın en başında yazdığım gibi ekonomiyi kaptan köşkünden idare edeceğinin ve ekonomide yeni bir vizyonu kurduğunun habercisidir. Bu plan, bürokratik sıkıntılar sebebiyle yeterli mesafe alınamayan projelere de doping etkisi yapacaktır.
100 günlük plan, üretim ekonomisinin ihtiyacı olan ve ‘hemen’ bulunması gereken çözümlere de işaret ediyor. Biliyoruz ki, Türkiye ekonomisine sürdürülebilir büyüme ile finansman maliyetini düşürmemiz, dış açığımızı ‘pahada ağır’ ihracatla büyütmemiz lazım.
100 Günlük Eylem Planı, iş dünyasının ve halkın umutlarını bir nebze olsun yükseltti. Bu plan, kur-faiz arasında bunaltılmak istenen Türkiye’nin kendi göbeğini yeni projeler ile keseceğini göstermiştir. 400 projenin ve karşılığı olan 46 milyar liranın, bütçeye ek yük getirmeden olmasıda çok önemli…
Bu durum Türkiye ekonomisi için olumlu etki ve moral olacaktır. Cumhurbaşkanı mesleki eğitimden sağlık hizmetlerine, İstanbul Finans Merkezi’nden savunma sanayiine kadar global ile yerli ve milli yatırımcıları buluşturacak bir anlayışın ortaya çıkması olarak değerlendirebiliriz.