Emine Erdoğan, “Halep Osmanlısı’ndan Bize Ne Kaldı” panelinde konuştu

Lacivert Dergisi’nin Zeytinburnu Belediyesi ile ortaklaşa düzenlendiği “Halep Osmanlısı’ndan Bize Ne Kaldı” başlıklı panel, Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan hanımefendinin katılımıyla 8 Nisan’da gerçekleştirildi.

Programda konuşan Emine Erdoğan, “Türkiye’nin son 15 yıldır temel hedefi bu coğrafyaya hakkını verecek bir siyasal, toplumsal iklim getirmektir. Elbette bu yolda nice engellerle, zorluklarla karşılaşıyoruz. Fakat inanıyorum ki millet olarak bunların üstesinden gelerek daha da güçleneceğiz. Bu yönüyle 16 Nisan’ın bir milat olacağını düşünüyorum.” diyerek referandumda ortaya çıkacak neticenin tarihe yön vereceğini kaydetti.

Lacivert Dergisi tarafından Zeytinburnu Belediyesi Kültür Merkezinde gerçekleştirilen “Halep Osmanlısı’ndan Bize Ne Kaldı” başlıklı panelin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, ‘Tam da İdlip’te yaşananlar kalbimizi en ağır biçimde yaralamışken Halep’in sesine kulak vermek gerçekten çok önemli” dedi. Panel öncesi Suriye’deki iç savaşta tahrip edilen Osmanlı eserlerinin görüntülerinden oluşan serginin açılışını yapan Erdoğan, “Geçtiğimiz hafta ne yazık ki insanlık İdlip’te bir kez daha öldü. Yüzlerce çocuk kimyasal saldırılarla bizlere ağır yükler bırakarak dünyadan ayrıldı. İnsanlık olarak bunun üstesinden nasıl geleceğiz? Suriye’deki savaş altıncı yılına giriyor. Bir milyona yakın insan öldü. Milyonlarca kişi yerinden yurdundan edildi. Sözün bittiği yerdeyiz artık. Yüzyıllar boyunca barışın adresi olan bir coğrafyada bugün en acımasız şekilde savaş yaşanıyor. Kütüphaneleri, camileri, han ve hamamlarıyla ünlenen Halep ne yazık ki çocukların cansız bedenleriyle gündeme geliyor. Yaşananlar insanlığın medeniyet fikrinin ölümüdür.” şeklinde konuştu.

AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı, Cumhurbaşkanı danışmanları Ayşen Gürcan ve Saadet Oruç ile Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın’ın da hazır bulunduğu programda savaşın acımasız yüzünden sözeden Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Suriye’de yaşanan katliam öylesine çok boyutlu ki insan, tarih, kültür, tarih her şey yok ediliyor. Tarihi eserler yağmalanarak insanlık mirası el değiştiriyor. Birkaç yıl sonra Halep’in öz mirasını kimbilir hangi müzelerde göreceğiz. Halep’teki sanatkarların ruhunu taşıyan eserler kimbilir hangi pazarlıkların konusu yapılmaktadır. Halep’in dokusunun yüzde yirmisinin Osmanlı döneminden kalma olduğunu hepimiz biliyoruz. Halep’in tarihi aynı zamanda bizim tarihimizdir. Bursa, Edirne, Erzurum neyse Halep de odur bizim için. Birlikte yaşamanın sembolüdür Halep. Dolayısıyla Halep’te sadece ibadethaneler, kütüphaneler, hanlar ve hamamlar yok edilmemiş, insanlığın birlikte yaşama ufku da ortadan kaldırılmak istenilmiştir. Halep’te belki kubbeleri, minareleri, revakları yitirdik ama Halep’in ruhunu henüz yitirmediğimizi düşünüyorum. Çünkü o ruh İstanbul’da, Urfa’da, Konya’da hâlâ yaşıyor. Türkiye son kalemizdir. Bu kalenin bekçileri de bizleriz. Biz ayakta olduğumuz sürece Şam’ın Bağdat’ın, Saraybosna’nın yeniden ayağa kalkma ihtimali de hep varolacaktır.”

TARİHE YÖN VERECEKSİNİZ

Konuşmasında gençlere de seslenen Emine Erdoğan, “Gerek dünya gerekse Türkiye çok özel bir dönemden geçiyor. Bazı kuşaklar böylesi özel dönemlerin şahitleri olur. Hem tarihin içinde yürürler hem de tarihi yazarlar. Sizler de karar ve eylemlerinizle tarihe yön vereceksiniz. Siz hangi tohumları atarsanız gelecekte o biçilecek. Bugün Ortadoğu’nun nasıl bir ateş çemberinin içinden geçtiğini görüyorsunuz. Haklının güçlü olduğu değil güçlünün haklı olduğu bir dünyada mazlumlar eziliyor. Gücün ahlakı olmadığından Şam’da, Halep’te, İdlip’te olduğu gibi hepimizin yüreğini yakan olaylar yaşanıyor bir dönem Bağdat’ta Saraybosna’da yaşandığı gibi.” diyerek hem cesur, hem merhametli hem de vicdanlı bir siyasete, keskin bir stratejik akla ihtiyacımız olduğuna dikkat çekti. “Türkiye’nin son 15 yıldır temel hedefi bu aklı devreye sokmaktır. Bu coğrafyaya hakkını verecek siyasal, toplumsal bir iklim getirmektir. Elbette bu yolda nice engellerle, zorluklarla karşılaşıyoruz. Fakat inanıyorum ki millet olarak bunların üstesinden gelerek daha da güçleneceğiz.” şeklinde konuşan Emine Erdoğan, “Bu yönüyle 16 Nisan’ın bir milat olacağını düşünüyorum. Türkiye’nin özgüvenli, milli siyaseti adına tüm güç odaklarına milletçe etkili bir cevap vereceğimize gönülden inanıyorum. Sadece Türkiye için değil dünyanın bütün mazlumları ve en önemlisi dünyanın iyiliği için Türkiye diyorum ve hepimize büyük sorumluluklar düştüğünü hatırlatmak istiyorum.” dedi.

Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın ise “Halep’in ne anlama geldiğini Çanakkale’ye, Gelibolu’ya gittiğimde çok daha rahat anlayabildim. Suriye’deki savaştan dolayı Zeytinburnu’nda ağırladığımız yaklaşık 40 bin kişi var. Özellikle Suriye’den ilçemize gelen, burada ağırladığımız misafirlerimizle ilgili ‘Başkanım sıkıntı var’ deniliyor. Düşünüyorum, 90-100 yıl öncesine gidiyorum. Şu an Suriye’den geldi dediğimiz bu kardeşlerimizin başkenti İstanbul’du.” şeklinde konuştu.

Protokol konuşmalarının ardından panele geçildi. Lacivert Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Meryem İlayda Atlas’ın moderatörlüğü üstlendiği panelde Prof. Cengiz Tomar ve Arş. Görv. Zeyin el Abidin Halep’teki Osmanlı kimliğinin izlerini mimari eserler üzerinden sürerken savaşın bu kültürel mirası nasıl tahrip ettiğini anlattılar.

Transferde Galatasaray'ı yıkan haber geldi Avrupa Birliği'nin Ticaret Müşavirleri fabrikada incelemeler yaptı Kayserispor ile Fenerbahçe arasında maç öncesi ve sonrası gerilim
Sonraki Haber