Arkadaşı Emre'yi intihara sürükleyen iğrenç süreci anlattı!
Bir yakının 9 yaşından başlayarak sistematik tecavüzüne maruz kalan ve yaşadıklarını kaldıramayarak canına kıyan üniversiteli Emre Yıldır’ın arkadaşı B.A., tanık olduğu olayları ve talihsiz gencin kendisine söylediklerini mahkemede anlattı. B.A. “Yaşadıklarına isyan ediyordu. Sadece ağlıyordu, artık benim için de güneş doğsun diye dua ediyordu” dedi.
Tekirdağ’da 9 yaşından 17 yaşına kadar akrabası V.T.’nin istismarına maruz kalan ve yaşadığı travmayı atlamayınca geçtiğimiz 29 Nisan’da 15. kattan atlayarak intihar eden üniversite öğrencisi Emre Yıldır’ın ölümüne ilişkin açılan davada arkadaşı tanık olarak dinlendi.
26 yaşındaki Emre Yıldır’ı 8 yıl boyunca istismar ettiği iddiasıyla tutuklanan Vedat T., ilk duruşmada tahliye edilmiş, ailenin itirazı üzerine yeniden tutuklanmıştı. Davanın son duruşmasında tanık olarak dinlenen Yıldır’ın üniversite arkadaşı B.A. şunları söyledi: “Üniversitede öğrenciyken arkadaşlarla birlikte otururken bir kız arkadaşımız tacize uğradığından bahsetti. Bu sırada ortamda Emre de vardı. Emre, ‘Yalnız değilsin, benim de başıma gelmişti’ dedi. Bu olaydan 6-7 ay sonra konuştuğumuzda 9 yaşındayken Vedat T.’nin kendisini taciz ettiğinden bahsetti. Herkes evdeyken bu olayın gerçekleştiğini, sanığın evlerinde yatılı kaldığını söylemişti. Bir yıl sonra tekrar aynı konu açıldığında bunun sadece tacizle kalmadığını, 9 yaşından sonra sistematik olarak tecavüze döndüğünü, hayatını etkilediğini söyledi.
‘HEP AĞLIYORDU’
Emre ile konuştuğumuzda ‘bu yükü kaldıramıyorum, artık savaşacağım’ dedi. Sonrasında kendisini ispat etmek için ses kaydı almaya gitti. Kaydın ilk bir buçuk dakikasını dinledim. Zaten orada şahsın dediği şeyleri duyunca psikolojim kaldırmadı ve kapattırdım.
Emre gidip dilekçe verdiğinden, dava açtığından bahsetti. Sonrasında ifadeye çağrılmayı bekledi. Son günleri hep ağlama krizleriyle geçiyordu. Sürekli ağlıyordu. ‘Ne zaman bitecek bu dava, ben ne zaman kendimi anlatacağım, bu kişi ne zaman bana yaptıklarının cezasını çekecek’ diyordu. Dua ediyordu ve ‘artık benim için de güneş doğsun’ diyordu.”