Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak törende açıklamalar yaptı!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Türkiye'ye Enerji Veren Kadınlar Ödül Töreni"'nde konuştu. Tören Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlendi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından bu yıl ilki düzenlenen "Türkiye'ye Enerji Veren Kadınlar" Ödül Töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirildi. Törene, iş, sanat, akademi ve spor dünyasından birçok isim katıldı.

Bakan Albayrak, konuşmasında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak, bu gününü, cinsiyet adaletsizliğine son verecek bir başlangıç olması temennisinde bulundu.

Türkiye'nin, kadını başının tacı, aile kurumunun mimarı olarak gören kadim bir medeniyetin, cenneti kadının ayakları altına seren yüce bir dinin mensubu olduğunu söyleyen Albayrak, "Bizler kadın ve erkeği birbirini tamamlayan, onları bir elmanın iki yarısı gibi gören bir zihniyetin temsilcileriyiz. Tarihimizin hiçbir döneminde kadınlarımızın yok sayıldığı ya da toplum dışına itildiği bir dönem olmamıştır. Dünya tarihinde kadının adı yokken, Türk kültüründe, devlet yönetiminden sosyal ve kültürel hayata kadar her alanda bizleri zirveye taşıyan kadınlarımızın izlerini görmek mümkündür." diye konuştu.

Meşhur Arap gezgini İbn Battuta'nın, "İbn Battuta Seyahatnamesi" adlı eserinde bu durumu detaylarıyla anlatırken tarihe düştüğü notu paylaşan Albayrak, konuşmasında Battuta'nın, "Bu yörede gördüğüm ilginç tutumlardan biri de erkeklerin kadınlara gösterdikleri aşırı saygıdır. Bu memlekette kadınlar erkeklerden üstün sayılıyor." ifadelerine yer verdi.

Kadının söz hakkının olmadığı, demokrasi mücadelesine omuz vermediği, siyasi haklarının kısıtlandığı bir yönetim anlayışının henüz olgunluğa erişemediğini vurgulayan Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türk tarihi bu yönüyle bütün dünyaya örnek olacak türdendir. Eski Türk devletlerinde 'Hakan ve hatunun buyruğu' ifadesi ile başlamayan emirnameler geçerli sayılmazdı. İslam sonrası dönemde ise imparatorların sultanlara fikrini sorduğu, danıştığı, onlarla teatide bulunduğunu görüyoruz. Genç Cumhuriyetimiz ise 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı vererek bu alanda pek çok gelişmiş ülkeden daha öncü davranmıştır. Kızlarını diri diri toprağa gömen, türlü batıl inançlarla kadını şeytanlaştıran, kız çocuklarına isim vermeyen ve dahi sofrasına bile oturtmayan medeniyetlerin kol gezdiği, dünyanın karanlığa gömüldüğü bir çağda, Türk kadını, azmi, fedakarlığı, cesareti, bilgi ve birikimi ile yaptırdığı şifahaneler, imarethaneler, kervansaraylar, camiler, çeşmeler ve nice eserlerle medeniyetimizin zirve noktasına ulaşmasında büyük rol oynadı. Milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesinde de yine kadınlarımız hep ön sıralardaydı. Düşmana vatan topraklarını dar eden Nene Hatunlar, Kara Fatmalar, Şerife Bacıların yazdığı destan hangi tarihe sığar? Ümitsizliğin kol gezdiği bir zamanda binlere seslenerek 'Bugün elimizde top ve tüfek denilen alet yok fakat ondan büyük, ondan kudretli bir silahımız var; hak ve Allah' diyerek milli mücadele şuurunu diri tutan Halide Edipler yetiştiren bir milleti hangi güç esir edebilir? Türk kadınının Kurtuluş Savaşı'nda verdiği bu kutlu mücadeleyi, Gazi Mustafa Kemal şu sözlerle ifade ediyor; 'Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim diyemez."

Haluk Bilginer, Emmy Ödülleri'nde ülkemizi yeniden temsil edecek Tunceli'de yarın okullar tatil mi 26 Kasım Salı son dakika kar tatili SASA’dan açıklama var! O iddialar doğru değil
Sonraki Haber