Engelleri sanatla aştı: Bir otizm masalı

Otizmli 11 yaşındaki Deniz Köse’nin ikinci kişisel resim sergisi açılıyor. Hakkı Değer Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi olan Deniz Köse, Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde otizmli çocukların farklılıklarına dikkat çekmek amacıyla resim sergisi açıyor.

Otizmli 11 yaşındaki Deniz Köse’nin ikinci kişisel resim sergisi açılıyor. Hakkı Değer Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisi olan Deniz Köse, Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde otizmli çocukların farklılıklarına dikkat çekmek amacıyla resim sergisi açıyor.

1-3 Nisan tarihlerinde TRUMP AVM’nin ikinci katında açılacak sergide çocuk ressam Deniz Köse’nin 50 adet pastel, karakalem ve guaj resimleri sergilenecek.

“Bir otizm masalı” adı verilen resim sergisinde 11 yaşında otizmli bir çocuğun duygu, düşünce ve gözlemleri renkli ve ayrıntıcı bir teknikle kağıtlara yansıyor.

İlk resim sergisini geçtiğimiz yıl açan Deniz Köse, “Çocuk Gözüyle Barış” adlı resim yarışmasında yaş grubunda ikincilik ödülü de aldı.

OTİZMLİLER SEVGİ VE DESTEKLE BAŞARABİLİRLER

Deniz'in annesi Buket Köse, “Otizm zor ve uzun bir yolculuk. Ama bu zorlu yolu, biz Deniz’in resimleriyle aşıyoruz. Otizmli toplumun bir parçasıdır, bir eksiklik değil, farklılıktır. Her şeyde olduğu gibi otizmin de çaresi sevgi ve kabul görmektir. Sevgi ve destekle otizmli çocuklar da başarabilir” dedi.

Buket Köse ile sergi öncesi otizmi konuştuk.

ÖNCE OTİZMİ KEŞFETMEMİZ LAZIM

''Önce otizmi keşfetmek lazım. Otizmin keşfi Deniz’in 2 yaşındaki dönemine rastlıyor. Deniz 2 yaşına kadar sağlıklı bir çocuktu. Fakat 2 yaşından sonra bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünmeye başladım. Bunu eşimle paylaştığımda sen çok abartıyorsun demişti. Şunu unutmamak lazım anne bir şeyler hissediyorsa mutlaka bir şey vardır. Anneler hissediyorlar. Denizle sürecimiz önce bu şüphelerle başladı. Otizm tanısı pat diye konan bir tanı değil, uzun bir yol gerekiyor bir sürü danışanlara gidiyorsunuz fikirler alıyorsunuz. Ben bu süreçte çok kitaplar okudum ama şunu söylemem gerekir, 10 seneden beri bir otizm yolcusuyum ve bu 10 senenin başında okuyacak kaynak bulmakta da çok zorlandım. İleride yol arkadaşlarıma yardımcı olsun diye bu yaşadıklarımdan yola çıkarak yol arkadaşlarıma ithaf ettiğim yazılar olacak. Doğan her 68 çocuktan bir tanesi otizmli doğuyor. Otizmli annesi olduğunuz zaman o süreci ne zaman kabul ettiniz ne zaman uğraşmaya başladınız aslında orası tam belli değil. Kabullenmek en zor olanı sonra kabul ettirmek daha büyük bir zorluk. Biz aile olarak sanırım çabuk kabullenenlerden olduk. Hep önümüze baktık ve uzmanlardan hemen yardım almaya başladık. Bunun içerisine özel eğitim girdi. Özel ve bireysel eğitiminin olması çok önemli. Hemen kreşe başladı Deniz yaşıtlarıyla birlikte daha çok vakit geçirebilsin diye.''

OTİZMİN TEK TEDAVİSİ EĞİTİM

''Şunu öğrendik otizmin tek tedavisi eğitim. Bu çocukların eğitim sürecinin içinde olması lazım. Bu süreç ne kadar erken başlarsa o çocuğun gelişmesi için o kadar faydalı oluyor. Ayrıca sosyalliği diğer çocuklarla birlikte yaşarsa öğrenebilir. Biz aile olarak onu sosyal mekanlara sokuyoruz. Hiçbir zaman toplumdan dışlamadık. Ama eğitim sürecinde devlet size ne kadar kaynaştırma hakkı verse de burda okulun ve çocukların da onu kabul etmesi çok önemli. Bizim en büyük zenginliğimiz bunu kazanmış olmamız. Bunu kazandığımız için bunları yapabiliyoruz. Özel eğitimcilerin Deniz üzerinde çok büyük emeği var. Bu işi bilen insanlardan yardım almak gerçekten çok önemliydi.
Çocuklara sosyal faaliyetleri kısıtlayarak değil onları sosyal faaliyetlerin içine atarak okula atarak gerçekleştirebilirsiniz. Okul hayatının her zaman olması lazım. Bende Deniz okula başladığı zaman işimden emekliye ayrıldım. Ona gölge öğretmenlik yapar gibi onunla yeniden ilkokula başladım. Diğer arkadaşlarıyla aynı zamanda okumayı öğrendi. Karanlığın resmi "soyut bir resim" ama otizmde soyut kavram o kadar güçtür ki belki de o karanlığın içinde bir aydınlığa çıkış vardı. Ve belkide o aydınlığa ulaşmak için yardım istiyordu. Ben de o na o aydınlığı verebilmek için çaba harcıyorum. Bu işi de resimlerle yapıyoruz. Akvaryum gezisine gitmiştik. Geldiğimizde bir süre sualtı resimleri yaptı. Hatta akvaryumda midye içinde inci yoktu. Ancak Deniz'in resimlerinin içinde midye içinde inciler var.''

NE KADAR SOSYAL HAYATIN İÇİNDE OLURSA RESİMLERİ O KADAR ÇOK GELİŞİYOR

''Bu ortamda ne kadar çok renkli ortamı sağlayabilirsek ona ne kadar çok sosyal hayatın içerisinde olursa bu anlamda resimlerininde gelişeceğini düşünüyorum. Yılmamalıyız, onları hayata kazandırmalıyız. Çünkü onların bunlara ihtiyacı var. Ben çok şanslıyım. Dünyaya Deniz'de önce ve Deniz'den sonra diye bakışım farklı. Umarım bu farkındalığı bir çok insana bu vesileyle ‘FARKINDALIK AYI’ adı altında ulaştırırız. Bir gün değil her gün farkında olalım ki bu çocukları kazanalım.''

Habertürk, Show TV ve Bloomberg için dudak uçuklatan fiyat Can grubu kimdir, sahibi kim? Habertürk ve Show TV'yi satın alan Köpekler insanların cansız bedenlerini yedi, geriye kemikleri kaldı
Sonraki Haber