Erciyas Holding olmadan Elon Musk’ın hyperloop’u olmuyor
Özel tüplerin içinde saatte bin 200 kilometre gibi sesüstü hıza ulaşmayı hedefleyen ulaşım projesi Hyperloop’un stratejik ortağı Erciyas Holding oldu. Dünyada, 4 metre çapında tüpleri üreten tek şirket olan Erciyas Holding, projenin teknolojisini üretmek için de çalışmalara destek oluyor.
Dünyanın en zengin insanı Starlink uydularından Tesla otomobillerine ve SpaceX roketlerine kadar dünyanın en yüksek teknolojisine sahip üretimler yapan Elon Musk'ın ilk kez küresel gündeme taşıdığı ve ulaşım sektörünü kökünden değiştirecek Hyperloop projesinde Türk Erciyas Holding de iş ortağı oldu.
1.200 km hıza ulaşabilmek için sıfıra yakın vakum ortamı olması gerekiyor. Bu nedenle boruların içinde hava olmayacak. İçindeki trenler mıknatıs sistemi ile temassız olarak ilerleyecek.
Proje hayat geçtiğinde İstanbul ile İzmir arası 20 dakikaya Amsterdam ise 2-3 saate düşecek. Direk şehrin içine gireceğinden havalimanına ulaşma gibi zaman kaybı da yok.
Erciyas Holding CEO’su Emre Erciyas, TÜBİTAK Gebze kampüsündeki TEKNOFEST Hyperloop etkinliğinde yaptığı açıklamada, Erciyas Çelik Boru’nun projeye 2017’de dahil olduğunu ve bu sene başında büyük çaplı Hyperloop boru hattı tedarikçisi ve yatırımcısı olmak üzere HyperloopTT ile bir anlaşma imzaladıklarını söylemişti
Emre Erciyas’ın verdiği bilgiye göre, projenin yürütücüsü Hyperloop Transportation Technologies (HyperloopTT) ile yapılan iş birliği kapsamında Hyperloop Projesi’nin çelik boru tedarikçisi Erciyas Holding oldu. Erciyas Holding, dünyada ilk defa 5 kilometrelik gerçek boyutlu fonksiyonel prototip Hyperloop hattı için çalışmaları devam eden projede , boru satın alınmasından tasarımına kadar birçok konuda son söz sahibi.
HYPERLOOP PROJESİ, TÜRKİYE'DE KENDİ EKOSİSTEMİNİ KURDU
TÜBİTAK Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü (RUTE), sağladığı altyapıyla üniversite öğrencilerinin yenilikçi ulaşım sistemlerinde dünya çapındaki teknolojik gelişime yönelik çözümler üretmesine imkan sunuyor.
TÜBİTAK RUTE Müdürü Mehmet Ali Çimen, raylı ulaşımın çeşitli alanlarında AR-GE çalışmaları yürüttüklerini belirterek bunun dışında da öncü teknoloji alanlarında faaliyetler gerçekleştirdiklerini söyledi.
Yarışma kapsamında kurdukları altyapıyla üniversite öğrencilerinin hyperloop sistemlerini geliştirip bunları yarıştırmalarını beklediklerini dile getiren Çimen, "Hyperloop teknolojisi, yeryüzünde ses üstü hıza çıkabilecek bir ulaşım modu. Bu, tüm ulaşım sektörünü yıkıcı bir şekilde değiştirebilecek bir teknoloji. Örneğin, Amsterdam'a 1 günlük kara yolculuğu varken bunu 2-3 saat mertebesine indirebilecek. Dolayısıyla ticaretin, ulaştırmanın yapısını değiştirebilecek yıkıcı bir teknolojiyi üniversite öğrencilerimizin de katılımıyla ekosistem oluşturmak adına birlikte çalıştığımız, yarışma düzenlediğimiz bir organizasyonu gerçekleştirmiş olduk." diye konuştu.
"BU TEKNOLOJİDE BU YARIŞMAYLA BİZ DE VARIZ DİYORUZ"
Çimen, 2013'te Tesla ve SpaceX'in Üst Yöneticisi Elon Musk'ın makalesiyle popülerleşen teknolojinin, şu anda "emekleme" aşamasında olduğunu kaydetti.
Teknolojinin belki 15-20 yıl sonra ticarileşeceğini ve insanların hizmetine sunulacağını anlatan Çimen, "Teorik olarak mümkün olmakla beraber çözülmesi gereken mühendislik problemleri var. Bu teknolojide biz de bu yarışmayla varız diyoruz. Dünyada bu alanda çalışan firmaların birçoğu bu yarışmalardan çıkmış start-up'lar. Biz de bu yarışma sonucunda, yarışmaya katılan öğrencilerimizin start-uplar kurarak bu teknolojiyi geliştirmesini bekliyoruz ve hedefliyoruz." ifadesini kullandı.
Çimen, Türkiye'de hyperloop geliştirmeye çalışan, start-uplarla irtibatlı firmalar bulunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Teknolojinin mühendislik problemlerini çözebilirsek ulaştırma sektörünü köklü şekilde değiştirebilecek teknolojide söz sahibi olacağız. İlk ve öncü oyunculardan biri olacağız. Söz sahibi olmamız mümkün, bu da ülkemizi teknolojik ve katma değer anlamında avantajlı konuma getirebilecek. Bu konuya şu andan başlamış olmamız bizim açımızdan bir avantaj.
Yerleşkemizdeki tünel 208 metre uzunluğunda. Bu tür araçları sürtünmenin azaltıldığı ortamda ses üstü hızlara çıkarmak, bu teknolojideki ana amacımız. Burada da bunun küçültülmüş örneğini görüyoruz. Dünyada da ABD'de böyle vakumlanabilir bir altyapı var. Avrupa'daki en iyi altyapılardan biri Türkiye'de var. Türkiye'de öğrencilerin böyle bir altyapıya ulaşması büyük bir avantaj."
Uzaydaki vakum ortamına benzer teknolojilerin bu yarışmayla çalışıldığını dile getiren Çimen şunları kaydetti:
"Manyetik olarak aracı kaldırma teknolojisinin çalışılması gerekiyor. Alt sistem bazlı, araç bazlı konulara da baktığınızda yüksek teknolojili konuları burada üniversite öğrencilerimiz çalışmak durumunda kalıyor. Bu konuda da gayet mahirler. Getirdikleri araçlar da gayet iyi gözüküyor. Daha küçültülmüş ölçekte burada teknoloji gösterimi yapılabiliyor. Bu altyapıyı da herkesin kullanımına açık olarak burada tutuyoruz. Bu altyapılar çok fazla değil. Biz bu teknolojiye olan inancımızı ve bu teknolojiyi geliştirme konusunda kararlılığımızı bu altyapıyla göstermiş oluyoruz. Dünyada bu şekilde altyapı çok fazla değil herkese açık olan firmaların kurdukları bazı altyapılar var ama bu şekilde herkese açık olan ikinci tünel diyebiliriz."