Erdoğan hangi şiiri okudu? Nazım Hikmet'in Davet şiiri nedir?
ABD'nin ekonomik yaptırımlarına karşı vatandaşları seferberliğe davet eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir de şiir okudu. ERdoğan'ın okuduğu şiir çok merak edildi. Erdoğan hangi şiiri okudu? Nazım Hikmet'in Davet şiiri nedir? O şiir ve konuşmanın tamamını bu haberde bulabilirsiniz.
Ak Parti'nin Trabzon İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin ekonomik saldırısına karşılık milleti seferberliğe çağırdı. ABD tarafından Türkiye'ye uygulanan Rahip Brunson yaptırımlarına karşı vatandaşları birlik olmaya çağıran Erdoğan bu önemli çağrıyı bir şiir okuyarak yaptı. Erdoğan hangi şiiri okudu? Nazım Hikmet'in Davet şiiri nedir? Merak edilen soruların yanıtlarını sizin için derledik.
ERDOĞAN HANGİ ŞİİRİ OKUDU?
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Trabzon İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında konuştu. Erdoğan Nazım Hikmet'in "Davet" şiiri ile halkı ABD'nin saldırılarına karşı seferberliğe davet etti.
NAZIM HİKMET'İN "DAVET" ŞİİRİ NEDİR?
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
ERDOĞAN'DAN SEFERBERLİĞE ŞİİRLİ ÇAĞRI
Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Trabzon İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, dövizdeki hareketliliğe ilişkin, şunları kaydetti:
"Trabzon'dan ilan ediyorum, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Provokasyonla, darbeyle yapamadıklarını şimdi para ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle ekonomik savaş derler. Teslim olmayacağız. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız. 81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını, müttefikliğini, terör örgütleriyle ilişkileri uğruna feda edene 'Hadi güle güle' deriz."
"Terör örgütleriyle ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye'yi feda etmeye kalkışıyorsun. Kusura bakma, hukuk devleti olarak gereği neyse biz onu yaparız." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Operasyonun amacı, Türkiye'yi finanstan başlayıp siyasete kadar varan tüm alanlarda teslim almaktır. Meselenin döviz kuru olduğunu, yargılanan papaz olduğunu, demir ve alüminyum vergisi olduğunu sanacak kadar basit düşünenler varsa, bir an önce silkinip kendilerine gelsinler. Tüm dünyaya ticaret savaşı açan ve buna ülkemizi de dahil edene cevabımızı yeni pazarlara, yeni iş birliklerine, yeni ittifaklara yönelerek veririz. Namusumuz bildiğimiz vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı, içimizdeki hainleri alçakları ve teröristleri maşa olarak kullanan emperyalistlere teslim etmedik."
"BUNUN DA ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ"
Türkiye'nin bir kez daha siyasi ve sinsi bir oyunla karşı karşıya olduğuna işaret eden Erdoğan, "Allah'ın izniyle bunun da üstesinden geleceğiz. Onlar şu anda bizim sakalımızı tıraş ediyorlar, bilmiyorlar ki yarın çok daha gür çıkacak." dedi.
"YENİ YERLERİ DE GÜVENLİ HALE GETİRECEĞİZ"
Türkiye'nin yurt dışındaki terör operasyonlarının başarıyla sürdüğüne işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Suriye'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile güvenli hale getirdiğimiz bölgelere yenilerini eklemenin hazırlıklarında son aşamaya geldik. İnşallah yakında yeni yerleri de özgürleştirmiş ve güvenli hale getirmiş olacağız. Şu ana kadar güvenli hale getirdiğimiz yerlere ülkemizden dönenlerin sayısı çeyrek milyonu buldu."
"BU MİLLET PRANGALARA İZİN VERMEYECEK"
Erdoğan, şöyle devam etti: "Böyle bir ülkenin ayaklarına döviz kuru dolaştı diye tökezleyeceğini sanmak ahmaklıktır. Bu millet, ayaklarına yeniden prangalar vurulmasına, boynuna zincirler takılmasına izin vermeyecektir. Özgürlüğün bedeli ancak can olabilir."
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Yaklaşık iki ay önce bir bayram arefesinde Trabzon'da hasret gidermiştik. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde şahsıma verdiğiniz yüzde 69 oranında destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum.
'PARLAMENTODA DAHA FARKLI ŞEYLER BEKLİYORDUM'
Ama parlamentoda maalesef iş iyi değil. Orada durum çok çok kötü. Ben tabi parlamentoda daha farklı şeyler bekliyordum Trabzon'dan. İstiyordum ki netice çok farklı olsun. Ama maalesef orada 55,1 aldık. Trabzon'a bu uymuyor, daha ileri olması lazım. Niye? Trabzon'un mayasında bu var. Ben buna inanıyorum.
'DARBEYLE YAPAMADIKLARINI PARAYLA YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Milletimizin iradesini sandıktan yönlendiremeyenler her dönemde farklı araçlarla üzerimize geldiler. Provokasyonla darbeyle yapamadıklarını şimdi parayla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Buna açık ifadeyle 'ekonomik savaş' derler. Ülkemizde döviz kurunun 15 Temmuz öncesi bulunduğu 2,8 seviyesinden bugün 6 lirayı geçmesinin ne ekonomik ne de mantıklı bir izahı vardır. Türkiye 20 yıl önce Asya ülkelerinde yaşandığı gibi bir finans kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. ABD ve İngiltere'de olduğu mortgage kriziyle mi karşı karşıya? Hayır. Yunanistan gibi iflas mı söz konusu? Ama buna rağmen kredi kuruluşları onu yine yükseltiyorlar. Dedim ya ekonomik savaş.
'BURADAN İLAN EDİYORUM, OYUNUNUZU GÖRDÜK VE...'
Peki fırtınanın sebebi nedir? Ekonomik hiçbir sebebi yok. Bu işin bir adı var mıdır? Vardır, Türkiye'ye operasyon çekmektir. Trabzon'dan ilan ediyorum, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Şunu bilmelerini istiyoruz. Teslim olmayacağız, üretmeye devam edeceğiz. İstihdamımızı genişletmeye devam edeceğiz. Fabrikalarımızın çarklarını işletmeye devam edeceğiz. Siz dolarla üzerimize gelirseniz, biz de başka yollarla işlerimizi yürütmenin çarelerini arayacağız.
Şimdi meydanda turistleri gördüm. Kardeşlerim, siz zaten misafirperversiniz. Onlara misafirperverliğinizi daha da artırarak devam ettirin. Çünkü onlar size, birileri dolar kaçırırken onlar da size dolar getiriyor. Birileri kapıları kapatır, mevlam başka kapılar açar.
'TÜRKİYE'Yİ FEDA ETMEYE KALKIYORSUN'
81 milyonluk bir ülkeyle stratejik ortaklığını terör örgütleriyle ortaklığına feda edenlere hadi güle güle deriz. Ya ben senin stratejik ortağınım. Afganistan'da beraberim, Somali'de beraber olduk. Ve şu anda Kabil'de havalimanını biz koruyoruz. Böyle müşterek stratejik bir ortağına kalkıp da PYD, YPG gibi terör örgütlerini sahiplenerek bir kenara nasıl koyarsın? 5 bin TIR silahı Kuzey Suriye'ye taşıyorsun. Bu da yetmiyor, kalkıp terör örgütleriyle ilişkisi olan bir papaz için 81 milyonluk Türkiye'yi feda etmeye kalkıyorsun. Kusura bakma gereği neyse bir hukuk devleti olarak biz onu yaparız. Kalkıp da talimatla Türkiye'ye boyun eğdiremezsiniz.
'HUKUK DİLİYLE KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Biz her şeyi hukuk içinde götürelim istedik. Ama gördük ki hukuk dilinden anlamıyorlar. Biz o dilleri de konuşmasını biliriz. Hukuk diline yoksanız kusura bakmayın. Biz hukuk diliyle konuşmaya devam edeceğiz.
'CEVABIMIZI YENİ İTTİFAKLARLA YENİ PAZARLARLA VERİRİZ'
Tüm dünyaya ticaret savaşı açan ve buna ülkemizi açana da cevabımızı yeni ittifaklara, yeni pazarlara yönelerek veririz. Hale bak, demir çelik de vergileri artırıyor. Biz Dünya Ticaret Örgütü'nün üyesiyiz. Böyle bir şey yok. Ben yaptım oldu mantığıyla böyle bir şey olamaz. Amerika'da her yer kaynıyor. Yapılan yanlış... Biz de ticaret hukuku neyi söylüyorsa onu söylemeye devam edeceğiz.
SEFERBERLİĞİ "DAVET" ŞİİRİ İLE BAŞLATTI
Vatandaşları Nazım Hikmet'in meşhur "Davet" şiiri ile ABD'nin saldırısına karşı seferberliğe davet eden Erdoğan, şiirin tamamını okuyarak seferberliğin startını da verdi;
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...