Erdoğan'dan 28 Şubat'ın iş birlikçi medyasına yargılanma sinyali!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyareti kapsamında aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de bulunduğu gazetecilere çarpıcı açıklamalar yaptı! Erdoğan'ın özellikle 28 Şubat davası hakkındaki mesajları dikkat çekiciydi...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 4 ülkeyi kapsayan Afrika turuna başladı. Erdoğan'ın resmi temaslarının ilk durağı Cezayir oldu.

Erdoğan, Cezayir temasları kapsamında ilk olarak Şehitler Abidesi’ni ziyaret ederek, çelenk bıraktı.

Cumhurbaşkanı daha sonra, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika ile Cumhurbaşkanlığı Konutu'nda bir araya geldi.

"Cezayir - Türkiye İş Forumu"na da katılan Erdoğan'a Cezayir Başbakanı Ahmed Ouyahia da eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarının ardından aralarında SuperHaber Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Er'in de bulunduğu gazetecilerle sohbet etti.

Erdoğan hem Afrika temasları, hem de 28 Şubat davasına ilişkin çok çarpıcı açıklamalar yaptı.

İşte Cumhurbaşkanı'nın o açıklamaları;

“Pazartesi akşamı itibarıyla Cezayir’e ulaştık ve programımızı uygulamaya başladık. İlk önce Şehitler Abidesi’ne bir ziyaretimiz oldu. Ardından Cezayir Başbakanı Uyahya ile etraflıca bir görüşme yaptık. Havalimanına indiğimizde orada Senato Başkanı ile de bir görüşmemiz olmuştu. Başbakanla yaptığımız heyetlerarası görüşmede, Türkiye-Cezayir arasındaki ikili ilişkileri değerlendirme imkanımız oldu. Siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel, tüm alanlardaki ilişkileri değerlendirdik. ‘Bugün neredeyiz, bundan sonra neler yapabiliriz?’ sorularına beraberce cevap aradık.

Cezayir’le bizim ilişkilerimiz 500 yıllık. Böyle bir ilişki ağı olan iki ülkeyiz. Fakat bunun çok daha güçlü bir hale gelmesi gerekir.

Ticaret hacmimiz 3,5 milyar dolar. Bunu ilk etapta 5 milyar dolara, sonra da 10 milyar dolara çıkarma hedefinde mutabık kaldık. Bu hususta her iki tarafta da kararlılık var. Bu çok sevindirici bir durum.

Bu ziyaret, benim buraya dördüncü gelişim. Bundan önce en son, 2014 Kasımında gelmiştim.

Cezayir’de şu an bine yakın Türk firması iş yapıyor. En güçlüsü Tosyalı. 2,5 milyar dolarlık bir yatırıma sahip.

Konut yapımında da yine Türk firmalarının hissedilir ağırlığı var, tutuluyor. Türk firmaları gerçekten seviliyor.

Arzumuz o ki bu işi daha da hızlandıralım; aramızdaki dış ticaret hacmini daha iyi bir seviyeye ulaştıralım.

Doğalgaz, LNG konusunda, biz Cezayir’in dördüncü tüketici ülkesi konumundayız. Anlaşmamız 1 ekim 2019 itibarıyla sona eriyor. Ama bunu uzatabiliriz, bu konuda herhangi bir engelimiz yok. Kendileriyle görüştük. ‘Fiyatı biraz düşürebilirseniz, biz bunu uzatmaktan yanayız. Botaş ve sizdeki muhatap kuruluşu bir araya gelsinler, konuyu görüşsünler’ dedik. Söyleyeceklerini ifade ettiler bize. Böyle bir şey olursa gerçekten isabetli olur.

Geldiğimiz akşam tarımdan kültür turizme kadar varıncaya kadar 7 anlaşma imzaladık. Rönesans, Sonatrach ve Bayegan arasında Türkiye’de petrokimya tesisi yatırımına yönelik imzalan Mutabakat Metnini de önemsiyoruz. Bu tesis faaliyete geçtiğinde polipropilen konusunda dışa bağımlılığımız yüzde 25 oranında azalmış olacaktır. Hammaddenin Cezayir’den gelip Türkiye’de işlenmesi büyük avantaj olacak bizim için.

2017’de Türkiye’ye 210 bin Cezayirli turist gelmiş vaziyette. Bu daha da artabilecek konumda. Keçiova Camii’nin şu anda cazibesi olacak. Yeni yapılan cami, -sanıyorum 2-3 yıl içinde- eğer para akışını sağlarlarsa, Türk firması bunu bitirebilir.

Ayrıca Oruç Reis için bir anıtı beraber yapabiliriz. ‘Eğer uygun bulursanız, siz girmezseniz de biz yapabiliriz’ dedik. Ama onlar, ‘Biz de bu oluşumun içinde olmak isteriz’ dediler.

Savunma Sanayinin üzerinde özellikle ısrarla durduk. Beraber yatırımlar olabileceği gibi bizim verebileceğimiz ürünler de var dedik. En önemlisi bence Stratejik İşbirliği Konseyi çalışmasını başlatma karanını almış olmamızdır. Dışişleri Bakanlarımıza talimatı verdik. Ayrıca serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin başlatılmasını önemsediğimizi ifade ettik. Bunun için karma ekonomik konsey toplantısı bu yıl içinde yapılacak. Bizden arşivler konusunda destek istediler. ‘Ülkemizle ilgili olarak sizin arşivlerinizden istifade edebilir miyiz?’ dediler. Biz de ‘Arşivler lokal bir mevzu değildir. Müracaatınızı yapın, gerekli talimatı elbette veririz. Başbakanlık arşivlerimizi sizlere tabii ki açarız’ dedik.

Cumhurbaşkanı Sayın Abdülaziz Buteflika ile de görüşmemiz gayet iyi geçti. İkili ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine, yatırımlar konusuna o da büyük önem veriyor. ‘Terörle mücadele, başta Kudüs olmak üzere Filistin konusunda aynı görüşteyiz’ dediler. Bu konulardaki hassasiyetleri son derece ileri seviyede. Sayın Cumhurbaşkanında da Sayın Başbakanda da bu hassasiyeti müşahade ettim.

Enerji alanında özellikle bu 30 yıllık süreçteki devam eden süreci inşallah Botaş ile Sonatrach arasında bundan sonra güçlendirerek devam ettireceğiz. Enerji Bakanımız süreci yakın takibe alacak. Hele hele ücretlerde uygun bir düşüş sağlarsak bu, süreci de hızlandırabilir diye düşünüyorum.”

SORU - CEVAP

- 28 Şubat’ın yıldönümü, o dönem görev alan generallerle ilgili yargı bir karar vermek üzere. Savcı 60 müebbet istedi. Ergenekon ve Balyoz sanığı askerlerin bir kısmı ve medyanın bir bölümü 28 Şubat’ın askeri darbe olmadığını bunun FETÖ kumpası olduğunu söylüyorlar, siz ne dersiniz?

- Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda da bir siyasi partinin genel başkanıyım. O süreci yaşamış, kısmen bedel ödeyerek yaşamış biriyim. O işin sivil kanatlarının bizim üzerimizde oynadığı oyunları gördük. Yargı bu işin sivil kanadının hangi boyutta olduğunu da ortaya çıkaracaktır.

"MUHTAR BİLE OLAMAZ" MANŞETİNİ HATIRLATTI

- Sivil kanat ile neyi kastediyorsunuz?

- Sendikalar, medya, iş dünyası... O dönem ‘Beşli Çete’ mi ne diyorlardı? O süreçte neler yapıldığını benden çok daha iyi biliyorsunuz. Ama bunlara hiç mi hiç dokunulmadı şu ana kadar. Tamamen es geçildi. Savcının dediğiniz türden bir yaklaşım göstermesi, dosyalarda bazı şeylerin öne çıktığını gösteriyor. Dosyalar okunurken gözden kaçmış olanlar veya görülmek istenmemiş unsurlar herhalde öne çıkıyor. Şimdi muhtemelen bunlar da gündeme gelecektir. Bizim tek arzumuz, adaletin tecelli edilmesidir. O zaman verilmiş kararlarla mağdur oldukları için haklarını arayan insanlar var. Bedel ödemesi gerekenler buyursunlar bedelini ödesinler.

O süreçte, köşelerinden çok rahat, indirenler bindirenler vardı. Bizim muhtarlığımıza kadar uğraşanlar vardı. Biz adaletin tecellisinden başka bir şey istemiyoruz. Nitekim hak geç de olsa tecelli ediyor. İnanıyorum ki yargı, adalet beklentisi içinde olan mağdurların haline çare olacaktır.

İsrail'den Husilerin liderine 'Haniye, Sinvar ve Nasrallah' tehdidi! ABD'den Çin'e bir ilginç soruşturma: Bu kez neden iletkenler! Ankara Valiliği "Ezan okutulmadı" iddiası üzerine tahkikat başlattı
Sonraki Haber