Erdoğan'dan dünyaya sığınmacı mesajı: Temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Küresel Parlamenter Konferansı'na video mesaj gönderdi. Erdoğan mesajında dünyaya mülteci mesajı vererek, göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Parlamentolar Arası Birlik tarafından düzenlenen Küresel Parlamenter Konferansı’nın açılışına özel bir video mesaj gönderdi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajından satır başları...

Sayın parlamento başkanları, kıymetli milletvekilleri, değerli misafirler sizlere en kalbi duygularımla, muhabbetle, hürmetle selamlıyorum. Siz kıymetli parlamenterleri medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Konferansın icrasına destek veren, katkı sunan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyor, kendilerini tebrik ediyorum. Gerek burada yapacağınız istişarelerin gerekse gerçekleştireceğiniz görüşme ve temasların başarılı geçmesini diliyorum. Parlamentolar arası birlik, farklı siyasi sistem ve düşüncelere sahip parlamenterler için önemli bir diyalog zemini işlevi görüyor. Halklarımızın temsilcileri olan parlamenterlerin görüşlerini ve tecrübelerini birbirlerine aktarmalarına imkân veren birlik küresel sorunlara çözümler geliştirilmesine de katkı sağlıyor.

EKONOMİK SIKINTILAR TÜM DÜNYADA YABANCI KARŞITLIĞINI KÖRÜKLÜYOR

Parlamentolar Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar' temasıyla düzenlenen küresel Parlamenter Konferansı'nın bu bağlamda önemli bir ihtiyacı gidereceğine inanıyorum. Son iki buçuk yılımıza damga vuran koronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara vardığını görüyoruz. Ekonomik sıkıntıların başta batılı ülkeler olmak üzere tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemliyoruz. Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurt ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya, Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz.

"YÜKÜ BİZİM GİBİ ÜLKELER ÇEKMEKTEDİR"

Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak, güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor. Geride bıraktığımız dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmen Akdeniz'de hayatını kaybetti. Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun ise nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı, akıbetlerinin ne olduğu bilinmiyor. Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darp edilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde yükü; sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir.

"İNSANİ KRİZLER KARŞISINDA HİÇBİR SORUMLULUK ÜSTLENMİYORLAR"

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7, mülteci barındırırken, orta ve düşük gelirli ülkeler ise. 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı.

"3,6 MİLYON SURİYELİ SIĞINMACIYI KABUL ETTİK"

Birinci Körfez Savaşı'nda, Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi, Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik.

Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz. Uluslararası toplum göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemez. Konferans çerçevesinde yapacağınız tartışmaların ortaya koyacağınız fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni ediyorum.

Eski Milletvekili Emekli Tümgeneral intihara teşebbüs etti! Afad işçi alımı şartları 2024 Alternatifleri belli oldu! Yerli ve yabancı iki aday var
Sonraki Haber