Yeşil parkalı fotoğrafın hikayesini anlattı

Deniz Gezmiş'in parkayla özdeşleşmiş olan fotoğrafını çeken gazeteci Ergin Konuksever, o döneme ait anılarını aktardı. Konuksever, söz konusu fotoğrafa ilişkin olarak “İdam edileceği ne bizim ne de onun aklına geldi. Bu fotoğraf ile bilmeden Deniz’e veda etmişim” diye konuştu.

Türkiye siyasetine bir dönem damga vuran Deniz Gezmiş’in, yün yakalı yeşil parkalı sembol fotoğrafını çeken gazeteci Ergin Konuksever o fotoğrafın hikayesini Milliyet gazetesi muhabiri Gökhan Karakaş'a anlattı. Konuksever, “17 Mart 1971 Çarşamba günü çektiğim bu fotoğraf ile bilmeden Deniz’e veda etmişim. Çünkü kimse bu fotoğrafın ardından idamın geleceğini bilemezdi. Deniz bile idam edileceğini düşünmedi. Şimdi bu fotoğrafa baktığımda o günler geliyor aklıma, boğazım düğümleniyor, konuşamıyorum. 3 fidan idam edilmeseydi, keşke olmasaydı diyorum” dedi.

BİNLERCE KEZ KULLANILDI

Yakası kalın beyaz yünlü, koyu yeşil parkasını giyen Deniz Gezmiş’in aklına, kendisini görüntülemek için İçişleri Bakanlığı önünde bekleyen arkadaşı Ergin Konuksever’e veda etmek gelmedi. İstanbul Üniversitesi’ndeki gençlik hareketinden tanıştığı Deniz Gezmiş’i aylar sonra gören gazeteci Konuksever ise, devrimci lidere birkaç cümle konuşmak istedi ama hızla götürüldüğü için sadece deklanşöre basabildi. Nasıl olsa Deniz Gezmiş yargılanacak, hapis yatacak ve tekrar aralarına dönecekti. 6 Mayıs 1972’de idam edilen Deniz Gezmiş, verdiği bu poz ile devrimci hareketin sembol fotoğraf karesini oluşturdu. Deniz Gezmiş’in, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’la birlikte idam edilmesinin ardından fotoğraf binlerce kez kullanıldı. 68 kuşağının gençlik liderini anarken sürekli önümüze çıkan fotoğraf, 44 yıl sonra yine Ergin Konuksever’in gözlerini doldurdu.



Konuksever'in röportajından öne çıkanlar;

'YASAKLI DÖNEMDE SADECE BANA KONUŞTU'

Çektiği sembol fotoğraf ile tarihe geçen Ergin Konuksever (76), “Deniz’i 1967’de tanıdım. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne yeni girmişti ve öğrenci hareketi içinde hızla yükseliyordu. Bozkurt Nuhoğlu (avukat) bizi tanıştırdı. Birlikte ilk fotoğrafımızı çektirdiğimizde, onun gelecekte adından bahsedilecek biri olacağını konuşuyorduk. Yıllar süren arkadaşlığın temeli bu fotoğraf ile atıldı. Yasaklı ve kaçak olduğu dönemde ODTÜ’de sadece bana konuştu. Her eylemlerini haber yaptım. Hatta saklanmasına yardımcı oldum. Bir gazeteci olarak bana hep güvendi. Ben de hiç suistimal etmedim. Birbirimizi çok iyi anladık ve sevdik” dedi.

‘BAKANIN YÜZÜNE TÜKÜRDÜ’

Yaklaşık 2 yıl aranan Deniz Gezmiş’in, 16 Mart 1971’de Sivas Şarkışla’da Yusuf Aslan ile yakalandığını hatırlatan Konuksever, yeşil parkalı fotoğrafın hikayesini, “Yakalandığının ertesi günü (17 Mart) Ankara’ya, İçişleri Bakanlığı’na getirildi. İki yanında polis vardı. Daha önce de yakalanmıştı. İyi ve güçlü gözüküyordu. İdam edileceği ne bizim ne onun aklına geldi. Ama bakışları veda eder gibiydi. Yeşil parkasının içinde dimdik duruyordu. Konuşmak istedim ama hızla uzaklaştırdılar. Yukarı çıktığında Bakan Haldun Menteşeoğlu’nun yüzüne tükürdü” ifadeleriyle anlattı.

Ergin Konuksever; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın adil yargılan madıklarını, idam kararının peşinen alındığını ve 3 gencin mezarının bile hazırlandığını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti:

“İçişleri Bakanı’nın odasından çıkarken bize dönerek, ‘Karşıdan gelen Mehmetçik olduğu için elimdeki silahı ateşlemedim, yoksa onların hepsini vurur öldürürdüm, ben askere kurşun atmam’ dedi. İdam edildiği 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece ise Ankara Haber Ajansı’nın bürosundaydım. Deniz’in, Hüseyin’in ve Yusuf’un babasıyla sabaha kadar bekledik. Bir mucize olur da idam yapılmaz diye umduk. Sabah, Deniz’in cenazesini aldık ve beraber Taylan Özgür’ün yakınına gömdük. Deniz’i hiç unutmadım. Şimdi bu fotoğrafa baktığımda o günler geliyor aklıma, boğazım düğümleniyor, konuşamıyorum. 3 fidan idam edilmeseydi, keşke olmasaydı diyorum” 

Gözler bugün Beştepe'de: İşte AK Parti kulislerinde konuşulan rakam! MGM, İstanbul dahil çok sayıda kent için saat verdi! İŞ TURKCELL
Sonraki Haber