Şeyma Subaşı: Hayalimdeki evlilik bu değildi!
“Ne yaşıyorsam paylaştım. Bu da battı insanlara mı!” mı diyorsun…
-Evet. Meğer insanlar benim kadar ortada yaşamıyormuş.
Yaşadıkları hayatı gizliyormuş. Ben, “Bunlar aleyhime döner!”
demedim. Tüm şeffaflığıyla hayatımı insanların gözünün önüne
serdim. E çok göze battı. Sonra insanlar beni sevsin diye de
uğraşmadım. Mağdur edebiyatımı yapmadım. Öyle yapanlar kazanıyor ve
daha çok seviliyor. Gelinen noktada durum şu: Ben nefret
ediliyorum. Nefretin adı Şeyma olmuş! Anlamadıkları şu: Ben, neysem
oyum. Ve ne yaşıyorsam onu paylaştım. Yalanım, oyunum, riyam yoktu.
Partiye gittiysem onu koydum. Kızımı koydum. Yemeğimi koydum. Genç
bir insanım ben. Benden ne beklediklerini de anlamıyorum. Ama
galiba bu kadar açık olmamak gerekiyormuş hayatta! Olursan,
insanlara şunu deme hakkı veriyorsun: “Çalışmadan etmeden işte koca
parasıyla bu kadar geziyor, hiçbir şey üretmiyor!” E iyi de sadece
ben miyim kocasının parasıyla yaşayan? Sadece anne olan başka
kadınlar yok mu? Kaldı ki ben, markaların çalışmak istediği
biriyim, kendi çapımda kitleleri etkiliyorum. Bir mücevher
firmasının yüzüyüm. Kendi çapımda çalışıyorum, para kazanıyorum.
Bir cafe işletiyorum. Çok da iyi gidiyor. Ne istiyor insanlar
benden?