Ermeni Soykırımı nedir? Ne zaman oldu?

Ermeni Soykırımı nedir? Tarihte 24 Nisan 1915'te yayınlanan Dahiliye Nezareti’nin genelgesiyle sözde Ermeni Soykırımı algısı yaratılmıştır. Bugün de bu olayın yıl dönümü olması sebebiyle internette Ermeni Soykırımı hakkında yapılan araştırmalar hız kazandı. Ermeni Soykırımı nedir, ne zaman oldu, 24 Nisan Ermeni Soykırımı olayları nelerdir gibi sorulara yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Ermeni Soykırımı nedir? İşte detaylar...

Ermeni Soykırımı nedir? Tarihte 104 yıl önce bugün sözde Ermeni Soykırımının belgeleri yayınlandı. 24 Nisan 1915'te yayınlanan Dahiliye Nezareti’nin genelgesiyle gerçekleştirildiği iddia edilen Ermeni Soykırımı hakkında internette yapılan araştırmalar da hız kazandı. Peki Ermeni Soykırımı nedir? Ne zaman oldu? İşte 24 Nisan Ermeni Soykırımı olayları ve tüm detaylar...

ERMENİ SOYKIRIMI NEDİR?

Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Yusuf Sarınay'ın 'turksandarmenians' sitesinde yayınlanan yazısına göre Ermeni Soykırımı; Ermeniler 24 Nisanı bütün dünyada “soykırım günü” ilan ederek adeta sanal bir bellek ve suni bir tarih yaratmışlardır. Sadece Ermeniler değil, başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülke parlamentosunun “soykırımı anma günü” olarak kabul ettikleri 24 Nisan 1915 tarihinde gerçekte ne olmuştu?

I. Dünya Savaşı’nın başlaması ve Osmanlı Devletinin itilaf devletlerine karşı Almanya’nın yanında savaşa girmesi, Ermeni komitecileri tarafından amaçları olan bağımsız Ermenistan’ın kurulabilmesi için büyük bir fırsat olarak görülmüştür. I. Dünya Savaşı’na kadar büyük ölçüde silahlandırılan Ermeniler, savaş başladığında vatandaşı oldukları Osmanlı Devletine karşı savaşarak bağımsız Ermenistan’ı kurmak amacıyla başta Rusya olmak üzere İtilaf devletleri ile işbirliği içine girmişlerdir. Osmanlı ordusunun Sarıkamış’ta yenilmesi ve arkasından İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale’ye saldırmasına paralel olarak Ermeni komitecileri savaşan Osmanlı ordularını arkadan vurmak ve ikmal yollarını kesmek için harekete geçmişler ve silahlı isyanlara başlamışlardır. Ermeniler I. Dünya Savaşı’nın başlarında gönüllü birlikler oluşturarak Rus ordusuna katılmışlar ve vatandaşı oldukları Osmanlı ordusuna karşı savaşmışlardır. Doğu Anadolu bölgesinde Müslümanlara karşı toplu katliamlar yapmışlardır (Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri, 2001; Karacakaya, 2005, s. 237-248).

24 Nisan 1915 Genelgesi ve Tutuklamalar
Nitekim bütün ikazlara rağmen yapılan aramalarda Ermeni örgütlerinin topyekün bir isyan hazırlığı içinde olduklarının anlaşılması üzerine Osmanlı Ordusu Başkumandanlığı 27 Şubat 1915 tarihinde askeri birliklere verdiği talimatla Ermenilerde yakalanan silah, bomba ve birtakım şifre belgelerinin bir ihtilal hazırlığını gösterdiğini, bu sebeple ordudaki Ermeni askerlerin silahlı hizmetlerde kullanılmaması, her yerde uyanık davranılarak gerekli tedbirlerin alınması, ancak Ermeniler içinde devlete sadakatle bağlı olanlara zarar verilmemesi emredilmiştir (Askeri Tarih Belgeleri Dergisi, Belge No.1999). Osmanlı ordularının Doğu Anadolu’da Rusya karşısında yenilmesinden sonra Çanakkale Savaşlarının başlaması ve İstanbul’un tehlike altına girdiği bir dönemde Ermeniler düşman saldırılarına paralel olarak eylemlerini genişletmişlerdir. Bu dönemde Zeytun, Bitlis, Muş ve Erzurum’un ardından Van isyanı patlak vermiş, Müslümanlara yönelik katliam artmıştır.

Osmanlı hükümeti seferberlik ilanından itibaren dokuz ay sonra Ermeni komitelerinin faaliyetlerini kontrol altına almak ve olayları önlemek amacıyla tedbirler alma yoluna gitmiştir. Ermeni erlerin silahsızlandırılmasından sonra, Dahiliye Nezareti tarafından itimat edilmeyen ve olaylara karıştığı tespit edilen Ermeni polis ve memurların azledilmesi veya Ermeni olmayan vilayetlere gönderilmesi talimatı verilmiştir (Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, 1994, s. 7). Ancak alınan bu tedbirlerin sonuç vermemesi üzerine Ermenileri silahlandıran ve isyanlara sevk eden Komiteleri kapatmak ve elebaşılarını tutuklamak yoluna gidilmiştir. Nitekim Dahiliye Nezareti 14 vilayet ile 10 mutasarrıflığa 24 Nisan 1915 tarihinde meşhur genelgeyi yollamıştır. Bu genelgede; Hınçak, Taşnak ve benzeri Ermeni komitelerinin kapatılması, belgelerine el konulması, liderleri ile zararlı faaliyetleri bilinen Ermenilerin tutuklanması ve bunlardan bulundukları yerlerde kalmaları sakıncalı görülenlerin uygun yerlerde toplanmaları talimatı verilmiştir (BOA. DH. ŞFR. No. 52/96-97/98- Ek: 1). Bu genelgede üzerinde hassasiyetle durulan bir konu da Bitlis, Erzurum, Sivas, Adana ve Maraş gibi vilayetlerde Müslümanlar ile Ermeniler arasında karşılıklı çatışmaya meydan verilmemesi hususunun vurgulanmasıdır. Ermenilerin her yıl dünyanın birçok ülkesinde “soykırım günü” olarak andığı 24 Nisan günü, Dahiliye Nezareti’nin bu genelgesinin yayınlandığı tarihtir. 26 Nisan 1915 tarihinde Başkumandanlık aynı nitelikte bir genelgeyi Harbiye Nezareti ile Ordu komutanlıklarına da göndermiş, mülki memurlar tarafından talep edilecek her türlü yardımın derhal yerine getirilmesi istenmiştir (ATASE, 1580).

Osmanlı belgeleri incelendiğinde Dahiliye Nezareti’nin 24 Nisan 1915 tarihli genelgesi üzerine, İstanbul’da Taşnak, Hınçak ve Ramgavar komitelerine mensup Ermenilerin tutuklandığını görmekteyiz. 1916 tarihli bir Osmanlı yayınında İstanbul’da ikamet eden 77.735 Ermeni’den ihtilal hareketlerine iştirak eden 235 kişinin tutuklandığı, diğerlerinin huzur ve rahat içinde iş ve güçleriyle meşgul oldukları belirtilmektedir (Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekât-ı İhtilaliyyesi, 1332, s. 242). Ayrıca İstanbul’da 24 Nisan genelgesini takip eden günlerde yapılan aramalarda 19 adet mavzer, 74 adet martin, 111 adet vincester, 96 adet maniher, 78 adet gıra, 358 adet filovir silahları ile 3.591 adet tabanca 45.221 tabanca mermisi vb. çok sayıda silah da yakalanmıştır. Bu silahlar daha sonra Osmanlı ordusunun ihtiyacına binaen askeri silah ve mühimmat depolarına teslim edilmiştir ( BOA. DH. EUM. 2. Şb. 16/48).

Çankırı’da Zorunlu İkamete Tabi Tutulan Ermeni Komitecileri
25 Nisan 1915 tarihinde Dahiliye Nezareti’nin Ankara Valiliği’ne gönderdiği şifrede bu akşam Ankara’ya ulaşacak 164 numaralı trenle 15 polis, 2 subay, 1 komiser, 1 sivil memur ile vesaireden oluşan 75 kişilik bir kuvvet refakatinde oraya 180 kadar Ermeni komite reisi ve İstanbul’da kalması sakıncalı görülen Ermeni’nin sevk olunacağı, bunlardan 60-70 kadarının Ayaş askeri deposunda tutuklu kalması, 100 kadarının da Ankara yoluyla Çankırı’ya gönderilerek zorunlu ikamete tabi tutulacağı belirtilmektedir (BOA. DH. ŞFR. No: 52/102 ).

İstanbul’da tutuklanarak Çankırı’ya sevk edilen ve orada zorunlu ikamete tabi tutulan Ermenilerin bizzat kendileri veya yakınları hükümete dilekçe ile müracaat ederek suçsuz olduklarını beyan ederek affedilmelerini talep etmektedirler. Osmanlı merkezi yönetiminin verilen bu af dilekçelerini büyük bir titizlikle inceleyerek suçsuz bulunanları, içlerinde yabancı uyruklu olanları veya sağlık sorunu olanları affettiğini görüyoruz. Nitekim Dahiliye Nezareti’nin 8 Mayıs 1915 tarihli emri ile Vahram Torkumyan, Agop Nargileciyan, Karabet Keropoyan, Zare Bardizbanyan, Pozant Keçiyan, Pervant Tolayan, Rafael Karagözyan ve Vartabet Komidas’ın serbest bırakılarak tekrar İstanbul’a dönmelerine izin verilmiştir (BOA. DH. ŞFR. No: 52/255). Bilindiği gibi ilk serbest bırakılan grupta yer alan Vartabet Komidas tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermenilerden biri kabul edilerek Paris’te adına anıt dikilmiştir. Halbuki Komidas’ın Çankırı’daki zorunlu ikameti 13 gün sürmüş, daha sonra İstanbul’da rahatsızlanarak tedavi amacıyla Viyana’ya gitmek için 30 Ağustos 1917 tarihinde Dahiliye Nezareti’ne başvurmuştur. Komidas’a istediği izin verilmiş ve o Eylül 1917 tarihinde Viyana’ya gitmiştir (BOA. EUM. 2.Şb. No: 42/69). Tekrar Türkiye’ye dönmeyen Komidas, yurt dışında ölmüştür.

Çankırı’daki Ermenilerden bazıları hapsedilmek üzere birkaçı Ayaş, diğerleri de zorunlu ikamete tabi tutulmak şartıyla Ankara, İzmit, Bursa, Eskişehir, Kütahya gibi yerlere gönderilmiştir (BOA. DH. ŞFR. No: 53/273). Geriye kalanlar ise Dahiliye Nezareti emriyle tehcir bölgesi olan Zor’a sevkedilmiştir.

Kastamonu Valiliği, 31 Ağustos 1915 tarihinde 24 Nisan ve takip eden günlerde İstanbul’da tutuklanarak Çankırı’ya zorunlu ikamete tabi tutulan Ermenilerin isimleri ve yapılan işlemler hakkında Dahiliye Nezareti’ne ayrıntılı bir liste göndermiştir (BOA. EUM. 2. Şube 20/73. ). Bu listede 24 Nisan 1915 – 31 Ağustos 1915 tarihleri arasında kısa veya uzun süreli olarak Çankırı’da zorunlu ikamete tabi tutulan Ermenilerin toplamı 155 olarak verilmektedir. Bunlardan yukarıda belirtilen 35 kişi suçsuz bulunarak serbest bırakılmış ve bunlar İstanbul’a dönmüşlerdir. İçlerinde suçlu bulunan 25 kişi Ankara ve Ayaş hapishanelerine gönderilmiş, 57 kişi de Zor bölgesine sevkedilmiştir. Yabancı uyruklu olan 7 kişinin bir kısmı sınır dışı edilmek üzere serbest bırakılmış, bir kısmı da tutuklanmıştır. Geriye kalanların ise büyük bir kısmı affedilerek İzmit, İzmir, Eskişehir, Kütahya, Bursa gibi yerlerde ikamet etmek üzere gönderilmiştir.

Ayaş’ta Tutuklanan Ermeni Komitecileri
Tehcir sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından Ermeni Komitecileri hakkında hazırlanan genel listede Ayaş’da tutuklanmak üzere gönderilen Ermenilerden 71 kişinin ismi verilmektedir (BOA. DH. EUM. 2. Şb. 67/31). Sayılardaki bu farklılığın en önemli sebebi yargılanmak üzere başka vilayetlere gönderilenler olduğu gibi, birkaç kişinin de serbest bırakılması, daha sonra İstanbul, Çankırı ve Ankara’dan tutuklanmak üzere Ayaş’a sevk edilenlerin bulunmasıdır.

İstanbul’daki Ermeni Komitecilerinin Toplam Sayısı
Osmanlı Hükümeti Emniyet Teşkilatının İstanbul’daki Ermeni Komiteleri ve Komitecilerinin faaliyetlerini I. Dünya Savaşı başlarından itibaren yakından takip ettiği ve daha geniş bir liste hazırladığı anlaşılmaktadır. Ağustos 1916 tarihinde hazırlandığı tahmin edilen bu listede İstanbul’daki ileri gelen Ermeni komitecilerinin isimleri, mensup oldukları örgütler, meslekleri ve örgütteki görevleri ve haklarında yapılan işlemler konusunda detaylı bilgiler yer almıştır. Emniyet Teşkilatı tarafından tesbit edilen bu listede İstanbul merkezli Ermeni komitecilerinin sayısı, 610 kişidir (BOA. DH. EUM. 2. Şube No: 67/31). Bunların 356’sı Taşnaksutyun, 173’ü Hınçakyan, 72’si Ramgavar adlı Ermeni örgütlerine mensup olup, 9’u farklı komite ve Ermeni Cemaatine dahil kişilerdir (BOA. DH. EUM. 2. Şube No: 67/31). Yukarıda belirtildiği gibi, 24 Nisan 1915 tarihli genelge üzerine önceden isim ve adresleri tesbit edildiği anlaşılan 235 civarında örgüt mensubu tutuklanarak Çankırı ve Ayaş’a gönderilmiştir. Bu listede yer alan 280 civarındaki Ermeni komite mensubunun büyük bir kısmı yapılan aramalarda adresinde bulunamamış, bir kısmının da yurt dışına kaçtığı tesbit edilmiştir.

Osmanlı hükümeti olayları önlemek amacıyla 24 Nisan 1915 tarihinde çıkardığı bir genelge ile Ermeni komite merkezlerini kapatmış ve elebaşılarını tutuklamıştır. Belgelerle ortaya konulduğu gibi, 24 Nisan tutuklamaları sırasında herhangi bir çatışma ve ölüm olayı söz konusu olmamıştır. Ermeni olaylarında siyasi planlamanın yapıldığı komite merkezlerinin İstanbul’da olması sebebiyle büyük oranda tutuklamalar bu şehirde yapılmış, diğer vilayetlerde daha az sayıda tutuklamalar olmuştur. İstanbul dışında Aydın, Samsun, Kayseri, Sivas, Elazığ, Urfa, Diyarbakır ve Gaziantep gibi şehirlerde komite mensubu 321 kişi tutuklanmıştır. Dolayısıyla 24 Nisan 1915 tarihinde İstanbul’da 235, diğer vilayetlerde de 321 olmak üzere toplam 556 komite mensubunun tutuklanmış olduğunu görmekteyiz.

Durum böyle olmasına rağmen, Ermeniler tarafından tehcir kanununun çıkarıldığı tarih olan 27 Mayıs 1915 değil de, neden 24 Nisan tarihi “soykırım günü” olarak ilan edilmiştir? Hiç şüphesiz Ermenilerin 24 Nisan tarihini “soykırım günü” olarak ilan etmesinin temel sebebi, ülke içinde örgütlenmeyi sağlayan, yurt dışı bağlantıları ve işbirliğini yürüten lider kadronun bu tarihte etkisiz hale getirilmiş olmasıdır. Böylece amaçlarına ulaşma konusunda elebaşılık yapacak lider kadrodan büyük oranda yoksun kalan Ermeniler, bu durumu bir türlü kabullenememiş ve 24 Nisanı bütün dünyada “soykırım günü” olarak ilan ederek adeta bir sanal bellek ve sunî bir tarih yaratmışlardır. Ermenilerin 24 Nisanı, yani kendilerini bağımsızlığa götüreceklerine inandıkları lider kadronun tutuklanmasını tehcir olayından daha önemli görmeleri oldukça anlamlıdır.

Kar yağacak mı? İstanbul Ankara Bursa Diyarbakır ne zaman kar yağacak? Venom serisi bitti mi? Venom: Son Dans final mi? Venom 4 olacak mı? Hizbullah'tan İsrail'e misilleme! Onlarca füze fırlatıldı!
Sonraki Haber