Esed değil Yarkadaş: İdlib'de ne işimiz var?
CHP eski İstanbul Milletvekili, gazeteci Barış Yarkadaş, 2 askerin şehit olduğu 5 askerin ise yaralandığı Esed rejiminin saldırısının olduğu gün, Türkiye'nin İdlib'de bulunma gerekçelerinin tümünü gözardı edip, "hem Suriye'de hem de İdlib'de ne işimiz var?" Gözlem noktalarının Astana'yı boşa çıkarttığını ile süren Yarkadaş, Rusya ile Esed'in ağzı ile Türkiye'nin hemen İdlib'den çıkması gerektiğini savundu.
Haber Global'de İdlib konusu ve son gelişmelere dair görüşlerini açıklayan CHP eski İstanbul Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, Soçi ve Astana mutabakatları ile çatışmasızlık bölgesi olarak kabul edilen ve yapılan anlaşma çerçevesinde Türkiye'nin tarafı olma ciheti ile gözlem noktaları kurduğu İdlib'den çekilmesini savundu.
Sivil katliamlarından bahsetmeyen, rejim saldırıları ile yerlerinden edilmiş 1 milyonun üzerinde mültecinin sınırlarımıza dayanma riskini görmezden gelen Yarkadaş, Esed ve Rusya'nın tezlerini savunup "Türkiye'nin İdlib'de ne işi var?" diye sordu.
Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim hem Suriye'de hem de İdlib'de ne işimiz var? Şunun için söylüyorum. Bir askeri harekat ya da politik harekat başladığında bunun bir siyasi hedefi olur. Hükümet askere savaşacaksın ya da operasyon gideceksin dediğinde bunun öncelikle bir siyasi hedefi konulur. Tamam Barış Planı, Zeytin Dalı ve diğer operasyonlar yapıldı, Bunlarda AK Parti hükümet ve iktidar olarak herkesi ikna edecek bir gerekçe ortaya koydu. Terör örgütü PKK sınırlarımızda geziniyor, askerlerimizi şehit ediyor, köylerimize baskın yapıyor ve ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor. Bu konuda kamuoyu büyük oranda ikna edildi. Ama bugün İdlib'de askerlerimizin özellikle HTŞ'nin olduğu bölgede halen bulunması ve Astana sürecini de adeta boşa çıkartacak bir şekilde orada gözlem noktalarının da devam etmesi doğru değildir."
Astana sürecinin boşa çıktığını savunan Yarkadaş, sınır güvenliğinin ise İHA ve SİHA'larla sağlanabileceğini ileri sürerek "Bölgede uzman olan emekli askerlerle konuştum diyorlar ki, gözlem noktaları konulmasa da sınır güvenliğimiz açısından bu iş SİHA'larla, İHA'larla 6 kilometreye kadar gözleme yapılabilir." dedi.
Erhan Ertürk'ün "Ama o gözlem noktaları sınırımızı değil İdlib'i gözlüyor." hatırlatması üzerine Yarkadaş tekrar kendi tezine devam etti ve şunları söyledi:
"Ben zaten onu söylüyorum, İdlib'de olmamızın doğru olmadığını söylüyorum. İdlib'de bizim ne işimiz var? İdlib Türkiye'nin bekası ile ilgili bir yer midir? İdlib'de neden varız? Bir kere bizim İdlib'den çıkmamız lazım.
Eğer biz Suriye'nin gerçekten toprak bütünlüğünü savunuyorsak, biran önce o bölgeyi boşaltmamız, Suriye askerlerinin de HTŞ unsurlarını temizlemesinin önünü açmamız gerekiyor. Gözlem noktalarımızın orada kalmasının bir anlamı yok."
Sözü ABD'nin Türkiye ile örtüşen bir politika izlemesine getiren Yarkadaş, ardından da Rus istihbaratının tamamen hayal ürünü olan 'HTŞ'yi Kırım'a getirip savaştıracaklar' tezini ortaya atarak şöyle konuştu:
"ABD durup dururken niye Suriye'yi bölme politikasını canlandırmaya çalışıyor? Şöyle şeyler tartışılıyor. Deniliyor ki, İsrail doğrudan askeri olarak müdahale edecek ve bazı hedefleri vurmaya başlayacak. Rusya bize karşı, Türkiye'ye karşı büyük bir güvensizlik içinde. Çünkü Rus istihbaratı şunu söylüyor: Siz HTŞ'yi koruyorsunuz, kolluyorsunuz ve HTŞ'yi bir süre sonra bu bölgeden çıkartıp götürüp Kırım'da savaştırmak istiyorsunuz. Böyle ağır yazılar yazılıyor. Bu bağlamda dikkat etmemiz gereken şey şu: 1- Kesinlikle ve kesinlikle Suriye politikasından dönmek lazım. İdlib'den çıkmak lazım. Ulusal güvenliğimizi sağlamak için bu politikanın kesinlikle değişmesi lazım çünkü bu politika Türkiye'yi ABD ve Rusya arasında pinpon topuna çevirdi..."