Esra Elönü'den çirkin saldırıya çok sert tepki...

İşte o yazı:

Köpeksi bir dokunuş..

Bazı şeyler, okul şarkısı gibi söylemeyeli yıllar olmuş.

Yine ağır siklet cümleler çuvalını açtıran şeyler olmuş. Yine silecekleri çalıştıracağımız yoğun salya sıçratmalı garabetlik vakalar. Bir tarafta aydın görünümlü abajur serisi sıçratıyor, diğer tarafta 28 Şubattan kalan azgın boğalar alçaklıklarını güncelliyor.

Bir azgın boğa, yürüyen cerahat torbası kadın, başörtülü lise öğrencisi Fatma Dilara Aslıhan’a saldırdı. Bu cümleyi ister öğelerine ayır, ister size yakışan gibi ikiye ayır, ister kalansız böl ister ahlaksız.

Tek bildiğim “Bu cümleyi yeniden kurduracak kadar şeref züğürdü, alçaksınız”!

İşte yaşam farzına müdahale,

İşte, baskı altındayız diye böğürenlerin son baskısı.

İşte, bünyelerine fazla gelen demokratikliğin dışa vurumu, ya da yumruğu..

İşte, yaşam alanı diye yırtınanların bindiği vasıtaları bile mitinge giden“ Cumhuriyet Halk Minübüsü” sanışları..

İşte, fazla özgür dil “Ölmelisiniz, Teröristsiniz” işte öldürücü özgürlük tellalcıları.

İşte, hoşgörü değil “horgörü”.

İşte, Müjdat çukurda Gezen adlı konuşan Bel6’nın, işte Yılmaz Gübredil adlı köşe rögarcısının aşık olduğu görüntüler!

Ve işte soru “Neredesiniz”.?

Ey Kılıçdaroğlu, bulaşık süngerliğinde seviye atlamışsınız ama zihniyetinizin üzerinde akşam ne yediğinizin neyi yutturduğunuzun neyi görmezden geldiğinizin kalıntıları duruyor hijyen şart!

Nerdesiniz? Ağzına ağzına okunan ezandan rahatsız olup şehadetten tiksindiğini yazan bir pembe organizmanız vardı ne söyleyebildiniz?

Ve işte ikinci soru “Siz kimsiniz”?

Çukurdan söyledikleriniz bakın hangi azgın hatunlar üzerinde yankı bulmuş ki, kudurmuşçasına saldırıyorlar. O azgın boğanın yaptıkları zaten sizin seçim vaadiniz değil miydi?

Şimdi asla örtüye dokunan bir WC fırçasını dikkate almayacağım. Öylesine çukurdaki şerefi felçli, onuru yatalak, ahlakı nefessiz, beyni veteriner sedyesinde, omurgasının yerinde eski Türkiye’nin kazma sapı bulunan, gölgesi sinek ahırı, ve karakterine köpek bağlasan durmayacak bir yaratığı dikkate almayacağım (!)

Sadece şunu yazıp çıkacağım..

Ey içimizdekiler, sen susarsan bu zihniye konuşacak, sen hayır dersen, inandıklarını liğme liğme edecek bir zihniyeti sevindirmiş olacaksın!

Ve sen hayır dersen onursuz bir elin arasında yine kardeşinin başını bulacaksın!

Onların sessiz sloganı: Ve anla ki maskeler düşerse sana her gün 28 Şubat!