Esra Elönü'den mahallenin küskünlerine son çağrı!
Haber 7 yazarı Esra Elönü, seçime saatler kala "Ey kırgın" diyerek, kendisini "küskün", "kırgın" olarak tarif edenlere seslendi.
İşte o satırlar:
"Ey kırgın..
Ey, içimizdeki.
Ey, veda busesiyle poz verirken veda hutbesine ihanet içinde olan yüklü nefs sahibi.
Şimdi biraz sessizlik. Bu gece bütün ışıkları kapat, sadece evladını gözlerinden ecdadını ellerinden öp.
Kırgınsın öyle mi?
Sen, Allahım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili'nin yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem! Diyen Abdülhamit Han kadar kırgın olamazsın.
Sen, Dar Ağacına yürürken, milletinin yüzüne son kez bakan Adnan Menderes kadar kırgın olamazsın. Şimdi senden inandıklarına, kitabına ve resulün emanetlerine son kez bakmanı isteyen Cehillere oy mu vereceksin?
Sen, sırtı bize dönük ölen Aylan bebek kadar kırgın olamazsın can kardeşim. Biberonunda son şehadet sütü yarım kalmış Aylan bebek kadar kırgın olamazsın. Düşün, Aylan bebeklerin bir şezlong kadar yer kaplayan bedenlerini zalimlerin zalimliğine mi bırakacaksın?
Düşün, Safa ile Merve arasında koşar gibi bir evladının acısından diğer yavrusunun acısına koşan Mazlum Hacer’leri yalnız mı bırakacaksın?
Düşün, Tenceresinde taş kaynatırken bir secdesine bir de Ömer’in adaletine sarılan kimsesizlerin ocağına bir taş da sen mi atacaksın?
Kırgınsın öyle mi?
Sen, kimliğinde başörtüsüz fotoğrafı yok diye sedyede bırakılan son nefesiyle vicdan dallarımızı kıran Medine Bircan kadar kırgın olamazsın. Düşün can kardeşim, senin bu kırgınlığın onu bir kez daha o sedyede yalnız bırakacak.
Sen, oğlum Lailaheillallah de diyerek evladını cennete uğurlayan bir anne kadar kırgın olamazsın.
Sen, evladının kulağına okuduğun ezana “ Ağzıma ağzıma okunuyor her sabah diyerek, yüzümüze yüzümüze nefret çamurunu sıçratanların değirmenine su taşımazsın biliyorum.
Sen Allahın selamından, senin hayırlı cumandan rahatsız olanların 24 Haziranda o alaylı kahkahalarını bize duyuracak kadar zalim olamazsın.
Sen Suriyeliler defolsun diyen vicdan züğürtlerini zalimliğin zengini kılmazsın.
Sen 15 Temmuz Gecesi selalardan rahatsız olup cami basanların safında durmazsın can kardeşim. Biz seninle Beyazıt meydanında aynı anda toplanan, cami avlularından beraber dağılan Ahmet ile Mehmet değil miyiz?
Bırak nefsin sana ne fısıldarsa fısıldasın sen şühedanın sesini düşün bu gece.
Kırılmışsa dalların gel yine aynı ağacın altında bir gölgelik teselli olalım birbirimize.
Gel, peygamberi zalimlerden saklayan güvercinler gibi saklayalım bu cehillerden birbirimizi.
Gel, Ebubekir gibi sadık olalım davamıza yeniden.
Gel, Hamzaları bu vahşilerin elinden çekip alalım can kardeşim.
Ey, kırgın.
Ey, içimizdeki.
Gel, Bilalin okuduğu ilk ezan gibi çağıralım birbirimizi.
Bu gece bütün ışıkları kapat.
İnan evladının gözündeki fer, senin kırgınlığını bastıracak."