"Evimde bulunan F serisi 1 dolar eski seyahatlerimden kalma"

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasıyla ilgili davanın üçüncü gününde Mehmet Altan savunmasını yaptı. Mehmet Altan suçlamaları reddederek evinde bulunan F serisi 1 doların eski gezilerinden birinden kaldığını söyledi.

Mehmet Altan, “Hukuk değil de algı üzerinden başlatılan yargılamada 10 Eylül’den bu yana özgürlüğü elinden alınmış, düşünceleri yargılanan birisi olarak karşınızdayım” dedi.

AHMET ALTAN SEGBİS İLE KATILDI

İstanbul 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek ile 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman geldi. Ahmet Altan ise tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldı. Duruşma salonun küçük olması nedeniyle tutuklu yakınlarından birer kişi ve sınırlı sayıda basın mensubu alındı. Duruşmayı izlemek için gelen yabancı heyetler ile diğer izleyiciler ise alınmadı.

“FUAT AVNİ’YE BİLGİ AKTARMADIM”

Suçlamayı kabul etmeyen tutuklu sanık Şükrü Tuğrul Özşengül Polis Akademisi’nde öğretim görevlisi olduğunu söyledi. ‘Fuatavni’ isimli Twitter hesabını kullanan Said Sefa’ya bilgi aktarmadığını söyleyen Özşengül,“Nereden bilgi alacağım ki Fuat Avni’ye vereceğim. Said Sefa’nın, Fuat Avni olduğu söylenen haberleri gördüğümde inanmadım. Kendisi bana zamanında Ak Partide önemli bir isim olduğunu, sosyal medya hesaplarını yürüttüğünü hatta Sultanbeyli belediye başkan yardımcılığı teklifi aldığını ancak içeride gördüğü bazı şeylerden dolayı nefret ederek uzaklaştığını söyledi. Bildiklerim sadece bunlar” dedi.

“ÜNİVERSİTE HOCASIYDIM KHK İLE ATTILAR”

Kimlik tespiti sırasında mahkeme başkanının ‘Ne iş yapıyorsunuz?’ sorusu üzerine Mehmet Altan, “Üniversite hocasıydım, KHK ile attılar” dedi.

Duruşmada kitap haline getirdiği savunmasını okuyan Mehmet Altan şunları söyledi:

“Şüpheli gazeteci akademisyen yazar diye tanıtılıyor, ama FETÖ’nün medya yapılanması diye lanse ediliyorum. Benim suçlamam katıldığım televizyon programıdır. Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan dışında tanımadığım bir grubun içerisine çekiliyorum. 15 Temmuz vahşi ve kanlı darbe girişimi ertesinde bu kanlı vahşetin fiili sorumlularının cezalandırılması beklenirken devletin yaptırım gücü ile hukuk arasındaki bağın koptuğunu gördük. Ben de cezalandırılmak istenenlerden birisiyim. Çok uzun bir bayram öncesi suç olmayan uydurma bir suçlamayla gözaltına alınmamdan çok kullanışlı bir formül olan örgüte üye olmamakla birlikte bu örgüte yardımcı olduğum noktasına gerileyen iddiaya rağmen tutukluluğum devam etti.

“ROUSSEAU, SİLİVRİ ZİNDANLARINA ATILIRDI”

Düşünce insanları, yazarlar, çizerler birilerinin adamı olmaya ihtiyacı olmayan insanlardır. Jean-Jacques Rousseau’yu buraya çağırsaydık, 254 yıl önce yazdıklarını bugün televizyonda söylese hiç kuşkusuz ‘darbeyi biliyordu, subliminal mesajlar veriyor, darbeye zemin hazırlıyor’ yakıştırmasıyla gözaltına alınırdı. Ardından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi ile Silivri zindanlarına atılırdı.

“GÖZALTINA ALINMAM HÜRRİYETİ TAHDİT EYLEMDİR”

Gözaltına alınmamdan bu güne kadar yaşadıklarım düpedüz hürriyeti tahdit eylemidir. Televizyon programında paylaştığım düşüncelerimden dolayı ‘darbe çağrışımı, subliminal mesaj vermek’ suçlamasıyla gözaltına alındım. Böyle bir suç ve suçlama olamaz. Diğer yandan TV programında darbe çağrışımlı subliminal mesaj da yoktu. Ama olmayan bir mesaj gibi, olmayan ve işlenemez bir suç nedeniyle gözaltına alınmış oldum. 9 aylık süre sonunda sosyal yaşantım nedeniyle İslamcı bir örgüt üyesi olmayacağım anlaşıldı. İddianameye göre İslamcılıkla alakam yok ama aynı iddianameyle kanlı ve vahşi bir darbe girişimine zemin hazırlamakla suçlanıyorum.

“DARBEYİ ÖNCEDEN BİLENLERİ DEĞİL, BİLMEYENLERİ ALDILAR”

Asıl işim üniversite hocalığıdır. Sanki orada hiç çalışmamışım gibi FETÖ’nün medya ayağı olarak suçlanıyorum. Bilmediğim bir şeyi kabul ettirmeye çalışarak 3 kere ağırlaştırılmış müebbetle suçlanıyorum. Düne kadar liberaldim 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cü oldum. Darbeyi önceden bilen o kadar insan var ki onları değil bilmeyenleri aldılar. Darbenin medya ayağına iddiasına karşı 2012’de itibaren hiçbir gazetede yazmadığımı belirtmek isterim. Darbeyi neden destekleyeyim. Neden İslamcı gruplarla iş birliği yapmış olayım, hangi amaç ve beklenti uğruna?

“EN SON TELEFON GÖRÜŞMEM 2014’DE”

(ByLock kullanan şahıslarla yaptığı telefon görüşmelerine ilişkin) HTS kayıtlarına göre bu 9 kişi ile en son konuşmam 2014 Ocak ayında. 2016’daki darbeyi 2014’te konuştuğum adamdan mı öğrendim.(Evinde bulunan 1’i F serisi 6 adet 1 dolar ile ilgili olarak) “F serisi olan 1 dolar eski seyahatlerden kalmış. Yine çok eski bir cüzdan içerisinde 3’te biri yırtık, polis o yırtığı kapatıp videoyu öyle çekti. İddianame diyor ki Gülen bunu öğrencilere veriyor, 30 yıllık profesörlere veriyor demiyor.”

DARBEYİ HERKES BİLİYORMUŞ

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 6 Haziran 2016 tarihli iddianamesinde “FETÖ/PDY isimli örgütün darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğunun” yazılmış olduğunu okudum. Turgay Güler Akşam gazetesindeki 5 Ocak 2015 tarihli, Cem Küçük Star gazetesindeki Mayıs 2015'te, Micheal Rubin Mart 2016'da, Hüsamettin Aslan Milat gazetesinde 4 Nisan 2016 tarihli, Oda TV'de 2 Nisan 2016 tarihli, Fuat Uğur Türkiye gazetesinde 2 Nisan 2016 tarihli, Rasim Ozan Kütahyalı Sabah gazetesinde 27 Mart 2016 tarihli, Hüseyin Likoğlu Yeni Şafak gazetesinde 27 Haziran 2016 tarihli yazılarında darbe hazırlığı olduğu açık açık yazılmış.”

Duruşma yarına ertelendi.

Trump Panama Kanalını, Grönland’ı ve Kanada’yı almak istiyor İstenmeyen adam Ziyech'e talip yağıyor! Premier Lig ekibi peşinde MUBI aboneliği ne kadar?
Sonraki Haber