Fazıl Say'ın konseri neden iptal edildi? Türkiye'yi terk edecek mi?

Muhalif kimliği ile tanınan Fazıl Say son günlerde iptal edilen konseri ile gündemde... Konuyla ilgili duygusal bir mesaj paylaşan Fazıl Say, "Ülkemde yaşamak ve ülkemde sanatımı yapmak istiyorum" mesajı verdi. Fazıl Say'ın konseri neden iptal edildi? Türkiye'yi terk edecek mi? Detaylar haberimizde...

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda 'Yaz Konserleri' kapsamında her yıl pek çok ünlü sanatçı, izleyicileri ile buluşuyor. Bu yıl konser programında yer alacak isimler arasında, dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say da yer alıyordu. Fazıl Say'ın konseri neden iptal edildi? Türkiye'yi terk edecek mi? Ayrıntılı bilgileri bu haberde bir araya getirdik.


Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda 'Yaz Konserleri' kapsamında her yıl pek çok ünlü sanatçı, izleyicileri ile buluşuyor. Bu yıl konser programında yer alacak isimler arasında, dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say da yer alıyordu.

Ünlü piyanist, açıklanan programa göre 14 Ağustos 2018 tarihinde sahne alacaktı. Ancak konsere sayılı günler kala, sanatçının vereceği konser iptal edildi.

Dünyaca ünlü piyano sanatçısı ve besteci Fazıl Say, konserin iptal edilmesinin muhalif kimliği ile ilgili olduğunu ima ederek sosyal medya hesabından çok çarpıcı bir yazı paylaştı.

Fazıl Say, “Ülkemde yaşamak istiyorum ve ülkemde sanatımı yapmak istiyorum” görseliyle paylaştığı yazısında, “Benimle bir konser için çalışan bir belediye suç mu işlemiş olur, lütfen bu yanlışlardan dönelim. Sonra Üniversitelerde tekrar konserler vereyim istiyorum, yıllardır davet edilmiyorum, gençlerle buluşamıyorum, bu kapıların da ardına kadar açılması için gayret edeceğim. Şansımı tekrar ve tekrar deneyeceğim” ifadelerini kullandı.

"FAZIL SAY DEFOLSUN ZİHNİYETİNİN KİMSEYE FAYDASI YOK!"

“Devletin kurumlarını zaten geçtim, yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım, hem yorumcu hem de besteci olarak... Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor, acı bu...” diye yazan Fazıl Say, “En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin’ algısına karşı mücadele vereceğim. Çünkü ‘Fazıl Say defolsun’ zihniyetinin kimseye bir faydası yoktur. 81 milyon insanın bir tanesine bile faydası yoktur. Bu sadece utanç yaratır, tüm dünyada tepki görür ve hep de tepki gördü” şeklinde yazdı.

Say yazısının sonunda destek isteyerek, “Memleketimde sanatımı pürüzsüz icra etmek istiyorum. Burada herkesten de destek bekliyorum. Sonuna kadar Atatürkçüyüm gurur duyuyorum bununla... Düşünceler, duruşlar, kültürler farklı olabilir. Ama dost olunmayacak diye bir şey yoktur. Gelin bu hatalardan dönelim.. Yazımı paylaşalım” dedi.

İşte Fazıl Say’ın o yazısı ve sosyal medya hesabındaki paylaşımı:

“Öncelikle, yazacaklarım tamamen şahsi konular değildir. Önümüzdeki aylarda tepeden tırnağa görüşmeler gerçekleştireceğim. Önümdeki engelleri, önyargıları, yanlış algıları yok etmek istiyorum. Memleketimi çok seven bir insanım ve sanatımı tüm dünyada olduğu gibi kendi ülkemde de icra etmek istiyorum. Benim konserlerimin sadece bir kaçı Belediyeler ile önce bu sayının artmasını, bu ilişkinin doğmasını, halkla buluşmalarımızda, Belediyelerin desteğinin artmasına çalışacağım... Bu sayı artmalıdır. Bu önyargı kırılmalıdır. Fazıl Say da bir Türk vatandaşıdır. Benimle bir konser için çalışan bir belediye suç mu işlemiş olur, lütfen bu yanlışlardan dönelim. Sonra Üniversitelerde tekrar konserler vereyim istiyorum, yıllardır davet edilmiyorum, gençlerle buluşamıyorum, bu kapıların da ardına kadar açılması için gayret edeceğim. Şansımı tekrar ve tekrar deneyeceğim.

Önümde zor bir süreç var ve bakın neredeyse tüm kapılar kapalı. Devletin kurumlarını zaten geçtim, yıllardır yasaklı gibi bir durumdayım, hem yorumcu hem de besteci olarak... Dünyanın en önde gelen kurumlarıyla yılda 100 kere çalışıyorum, ülkemde bu olamıyor, acı bu...

En üstten en alt kademelere yayılmış ‘Fazıl Say defolsun gitsin’ algısına karşı mücadele vereceğim. Çünkü ‘Fazıl Say defolsun’ zihniyetinin kimseye bir faydası yoktur. 81 milyon insanın bir tanesine bile faydası yoktur. Bu sadece utanç yaratır, tüm dünyada tepki görür ve hep de tepki gördü, her seferinde. Bakın; bir sanatçının hiç bir suçu yokken kovulma aşamasına gelmesi, işlerinin engellenmesi de bu ülkedeki sanat camiasının kötü etkilenmesine sebebiyet verir, diğer tüm sanatsal faaliyetlerin amacını da anlamsızlaştırır. Bu yanlıştır. Bu hatalardan dönelim istiyorum. Tekrar diyalog ve uzlaşı elimi uzatıyorum. Memleketimde sanatımı pürüzsüz icra etmek istiyorum. Burada herkesten de destek bekliyorum. Sonuna kadar Atatürkçüyüm gurur duyuyorum bununla... Düşünceler, duruşlar, kültürler farklı olabilir. Ama dost olunmayacak diye bir şey yoktur. Gelin bu hatalardan dönelim.. Yazımı paylaşalım..

İçtenlikle…”

 

FAZIL SAY KİMDİR?
14 Ocak 1970'te Ankara'da dünyaya geldi. Babası, yazar ve müzikolog Ahmet Say, annesi eczacı Gürgün Say'dır. Dudak damak yarığı ile dünyaya gelen Say, bebeklik döneminde bir ameliyat geçirdi ve yarık dudağı dikildi. Doktorunun üflemeli çalgı çalması önerisi üzerine melodika çalmaya başladı.

Dört yaşında piyanoya başlayan Say, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda Üstün Yetenekli Çocuklar için Özel Statüde öğrenim görerek 1987'de konservatuvarın piyano ve kompozisyon bölümlerini tamamladı. Çalışmalarını Alman bursuyla Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu'nda sürdürdü. 1991'de konçerto solisti diplomasını alırken, 1992'de Berlin Tasarım Sanatları ve Müzik Akademisi'nde piyano ve oda müziği öğretmenliğine getirildi.
Kariyeri

1994'te Genç Konser Solistleri Avrupa yarışmasında birincilik kazanan Say, 1995'te New York'ta yapılan kıtalararası yarışmanın da birincisi olarak konser kariyerine başladı. Öte yandan oratoryolar, piyano konçertoları, çeşitli formlarda orkestra, oda müziği ve piyano eserleri, şan ve piyano için şarkı bestelemeye başladı. Bu eserler arasında Nazım ve Metin Altıok Ağıtı başlıklı oratoryolar, 4 piyano konçertosu, Zürih Üniversitesi'nin siparişi üzerine Albert Einstein’ın anısına yazdığı orkestra eseri, Wolfgang Amadeus Mozart'ın 250. doğum yılında Viyana'daki kutlama komitesinin siparişi dolayısıyla bestelenen“Patara adlı bale müziği vardı.

Fazıl Say kariyeri boyunca New York Filarmoni, Sankt-Peterburg Filarmoni, Amsterdam Concertgebouw, Viyana Filarmoni, Çek Filarmoni, İsrail Filarmoni, Fransa Ulusal Orkestrası, Tokyo Senfoni gibi orkestralar eşliğinde konser verdi. 2007 Floransa Festivali'nin kapanış konserinde Zubin Mehta'nın yönettiği Floransa Orkestrası ile yirmi bin kişi tarafından izlenen bir açık hava konseri sundu. Yine 2007 yılında Montreux Caz Festivali'nde piyano jürisinin başkanlığını yapan Say'ın, Türk saz şairi Aşık Veysel'in "Kara Toprak" adlı halk şarkısından esinlenerek bestelediği piyano parçasını da içeren aynı başlıklı CD, Amerika Birleşik Devletleri'nde Billboard listelerinde 6. sıraya yükseldi.2008 yapımı Sivas '93 tiyatro oyununun müziklerinin bestesi de sanatçıya aittir.

Say şiir ve edebiyata olan ilgisini sanatına da yansıttı. İlk Şarkılar (2013) ve Yeni Şarkılar albümleri bu ilginin bir ürünüydü. Albümlerde Serenad Bağcan solist olarak yer aldı ve ikili hem Türkiye'de hem de birçok ülkede konserler verdi. Sanatçı 2015 yılında Nazım Hikmet Korosu' nu kurarak genel müzik direktörlüğünü üstlendi. Koro 29 Ağustos 2015 tarihinde ilk konserini vermiş, Ankara'da Bilkent Odeon Konser Salonu'nda gerçekleşen bu konserde bestecinin Nazım Hikmet Oratoryosu'nu seslendirmiştir. 2008'de Avrupa Birliği tarafından "Kültür Elçisi" unvanıyla görevlendirildi.

ÖDÜLLERİ
Avrupa Birliği Piyano Yarışması, 1991
Genç Konser Solistleri Yarışması Avrupa Birinciliği, 1994
Genç Konser Solistleri Yarışması Dünya Birinciliği, 1995
Radio France/Beracasa Vakfi Ödülü, 1995
Paul A. Fish Vakfı Ödülü, 1995
Boston Metamorphosen Orkestrası Solist Ödülü, 1995
Maurice Clairmont Vakfı Ödülü, 1995
Telerama Ödülü, 1998, 2001
RTL Televizyonu Ödülü, 1998
Le Monde de la Musique Ödülü, 2000
Diapason d’Or ( Altın Plak ) Ödülü, 2000
Classica Ödülü, 2000
Le Monde Ödülü, 2000
Avusturya Radyo-TV Ödülü, 2001
Deutsche Phono Akademie ECHO Ödülü, 2001
Yılın Bestecisi Ödülü, Andante Klasik Müzik Ödülleri, 2010
Yılın Piyanisti Ödülü, Andante Klasik Müzik Ödülleri, 2010
Almanya’nın önemli klasik müzik etkinliklerinden ‘Rheingau Müzik Festivali’nin ödülünü, 2013
Echo Müzik Ödülü, 2013
Fransa Cumhuriyet Laiklik Komitesi tarafından Uluslararası Laiklik Ödülü, 2015
Uluslararası Beethoven İnsan Hakları, Barış, Özgürlük, Yoksullukla Mücadele ve İçselleme Ödülü, 2016

Meteoroloji uyardı: Sıcaklıklar 10 ila 12 derece düşecek! Simpsonlar Kehanetleri Münevver'in babası konuştu! Gerçekten öldü mü?
Sonraki Haber