Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda? Saat kaçta? UEFA maçlarının yayıncısı kim?

Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda? UEFA Avrupa Ligi D Grubu 5. hafta mücadelesinde temsilcimiz Fenerbahçe evinde Hırvatistan temsilcisi Dinamo Zagreb'i konuk ediyor. Bu mücadeleyi izlemek isteyen vatandaşlar da maçın hangi kanalda olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda, saat kaçta, gibi sorulara yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda? Saat kaçta? İşte detaylar...

Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda? Ülkemizi UEFA Avrupa Ligi'nde başarıyla temsil eden ve grupta 7 puanla ikinci sırada bulunan Fenerbahçe bu akşam sahasında Dinamo Zagreb'i konuk ediyor. Vatandaşlar da bu önemli mücadeleyi izlemek istiyor ve internet maçın saatini ve maçın hangi kanalda yayınlandığını araştırıyor. Fenerbahçe Dinamo Zagreb karşılaşmasında galip gelerek 3 puan alması halinde gruptan çıkmayı garantiliyor. Peki bu heyecan dolu Fenerbahçe Dinamo Zagreb maçı hangi kanalda? Saat kaçta? Fenerbahçe maçını hangi kanal veriyor? UEFA maçlarının yayıncısı kim? İşte tüm detaylar...

FENERBAHÇE DİNAMO ZAGREB MAÇI HANGİ KANALDA? SAAT KAÇTA?

UEFA Avrupa Ligi'ndeki temsilcilerimizden Fenerbahçe, evinde Dinamo Zagreb'i ağırlayacak. Sarı lacivertli ekip Dinamo Zagreb'i evinde devirerek hem UEFA Avrupa Ligi'nde bir üst tura çıkma yolunda avantaj elde etme hem de Dinamo Zagreb'den rövanşı alma peşinde.

UEFA Avrupa Ligi'nde şimdiye kadar oynadığı karşılaşmalarda 7 puan toplayan ve grubunda ikinci sırada olan Fenerbahçe, Dinamo Zagreb'i devirerek liderlik şansını da devam ettirmek istiyor. Fenerbahçe ile Dinamo Zagreb arasında oynanan karşılaşma Hırvat ekibinin 4-1'lik üstünlüğüyle noktalanmıştı.

FENERBAHÇE - DİNAMO ZAGREB MUHTEMEL 11'LER

Fenerbahçe: Harun, Şener, Neustadter, Skrtel, Hasan Ali, Mehmet Topal, Jailson, Eljif, Barış, Valbuena, Frey

Dinamo Zagreb: Livakovic, Stojanovic, Cathrine, Dilaver, Leovac, Ademi, Gojak, Hajrovic, Olmo, Orsic, Gavranovic

FENERBAHÇE – DİNAMO ZAGREB MAÇI SAAT KAÇTA?

Fenerbahçe – Dinamo Zagreb maçı 29 Kasım Perşembe günü saat 20:55'te oynanacak. Mücadeleye, Ülker Stadyumu ev sahipliği yapacak.

FENERBAHÇE – DİNAMO ZAGREB MAÇI HANGİ KANALDA?

UEFA Avrupa Ligi'nde sahasında Dinamo Zagreb'i ağırlayacak Fenerbahçe'nin maçı beIN Sports 1'den naklen yayınlanacak.

GRUPLARDAN HEP ÇIKTI

Fenerbahçe, "Kupa 2" olarak adlandırılan UEFA Kupası ve UEFA Avrupa Ligi’nde daha önce yer aldığı 5 grup aşamasından da üst tura yükselmeyi başardı.

Sarı-lacivertliler, bu organizasyondaki grup aşamasını rahat geçiyor. Fenerbahçe, 2006-2007’de UEFA Kupası adı altında oynanan organizasyonda 3. olarak bir üst tura çıkarken, 2009-2010, 2012-2013, 2016-2017’yi lider, 2015-2016’yı da ikinci bitirerek bir sonraki turda mücadele etme hakkı kazandı. Sarı-lacivertliler, bu başarıyı 6. kez tekrarlamak için yarın Dinamo Zagreb karşısına çıkacak.

TRABZONSPOR YENİLGİSİNİ UNUTTURMAYA ÇALIŞACAK

Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig’in 13. haftasında Trabzonspor deplasmanında aldığı yenilgiyi, Avrupa’da tur atlayarak taraftarına unutturmaya çalışacak. Ligde 15. sırada bulunan ve tarihinin en kötü sezonunu geçiren sarı-lacivertliler, performansıyla taraftarını üzdü.

Avrupa kupalarına da kötü bir başlangıç yapan ve UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Benfica’ya elendikten sonra UEFA Avrupa Ligi’nde de ilk maçında Dinamo Zagreb’e farklı kaybeden sarı-lacivertliler, bu kulvarda son 3 maçta toparlanarak 7 puan topladı.

KOEMAN: "MAÇ OYNAMAYA İHTİYACIMIZ VAR"

UEFA Avrupa Ligi D Grubu 5. maçında Dinamo Zagreb'i konuk edecek Fenerbahçe'de teknik sorumlu Erwin Koeman, galip gelerek gruptan çıkmayı garantilemek istediklerini söyledi.

Koeman, futbolculardan Roman Neustaedter ile maçın oynanacağı Ülker Stadı'nda basın toplantısı düzenledi.

Koeman, 3 Ağustos'ta göreve başladığını ve sezonun en önemli 6-7 haftalık kısmını kaçırdığını belirtti.

Takımın başında kalıp kalmayacağının futbolcuların konsantrasyonunu etkilememesi gerektiğini dile getiren Koeman, "Göreve başladığımda Benfica maçı çok yakındı. Çok şey gördüm ama bunlarla ilgili basına konuşmak istemiyorum. İyi şeyler var, daha az iyi olan şeyler var ama ben neler gördüğümü biliyorum. Bu kısımla ilgili konuşmayacağım çünkü bu özel bir konu. Herkes kötü bir şey olduğunu düşünebilir ama gördüğünüz, gördüğünüzdür. Ben o gördüklerimden bir sonuç çıkardım. Bu, benim kafamda son derece açık." ifadelerini kullandı.

Takımı en iyi pozisyona getirebilmek için elinden geleni yaptığını hatırlatan Koeman, "Geçtiğimiz hafta 15 milli oyuncumuz dünyanın çeşitli yerlerine seyahat etti. Perşembe akşamı alacağımız galibiyet stresi azaltacaktır. Şu an buna odaklanmış durumdayız. Trabzonspor maçı da dahil önümüzde bizi bekleyen 8 maç vardı. Biz bu maçlara çıkacak olmaktan memnunuz. Maç oynamaya ihtiyacımız var. Perşembe akşamı galibiyet için sahada olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

NEUSTAEDTER: "UMARIM PERŞEMBE AKŞAMI İLK GOLÜ ATAN TARAF OLURUZ"

Fenerbahçe'nin Rus futbolcusu Roman Neustaedter, sarı-lacivertlilerin ait olmadığı bir durumda bulunduğunu dile getirdi.
Takımın kötü durumda olmamasının altında birçok etken yattığını ifade eden Rus futbolcu, şunları kaydetti:

"Şu anda sadece takımıma katkı vermek istiyorum. Takımımın ait olduğu yere dönmesini istiyorum. Takımımız düzelmek istiyor. Trabzonspor maçından önceki karşılaşmalarda daha iyi durumdaydık. Trabzonspor maçında tekrar bir düşüş yaşadık. Şansın da yanımızda olmadığını düşünüyorum. Kötü oynadığımız maçlarda bile şanslar geldi ama istediğimiz skoru alamadık. Birinci golü atsak işler kolaylaşacak. Umarım Perşembe akşamı ilk golü atan taraf oluruz."

Sarı-lacivertli takımda sözleşmesi sezon sonu bitecek Neustaedter, bir gazetecinin kariyer planlamasını sorması üzerine ise, "Kariyer planlamam Perşembe akşamı oynanacak karşılaşmayı kazanmak. 6 ay sonra ne olacağını düşünmüyorum. Sadece takımıma katkı vermek istiyorum." yorumunu yaptı.

BLJELİCA: "GALİBİYET İÇİN BURAYA GELDİK"

Dinamo Zagreb Teknik Direktörü Nenad Bjelica, UEFA Avrupa Ligi D Grubu'nda bugün oynayacakları Fenerbahçe maçına ilişkin, "Fenerbahçe'nin durumu bizi ilgilendirmez. Galibiyet için buraya geldik." dedi.

Ülker Stadı'nda düzenlenen basın toplantısına futbolcusu Izet Hajrovic'le katılan Bjelica, üst turu garantileyerek İstanbul'a geldiklerini söyledi.

Karşılaşmaya en iyi kadrolarıyla çıkacaklarını anlatan Bjelica, "Fenerbahçe'nin durumu bizi ilgilendirmez. Galibiyet için buraya geldik. Galibiyet almak için bu akşam sahada olacağız. Biz her zaman en güçlü takımımızla lig veya Avrupa ayırt etmeden yola çıkıyoruz. Her daim 3 puan için oynuyoruz. Tek bir amacımız var o da galibiyet." ifadelerini kullandı.

HAJROVİC'TEN GALATASARAY YORUMU

Hırvat ekibinin Bosna Hersekli futbolcusu Hajrovic, 2013-2014 sezonunda forma giydiği Galatasaray'dan olaylı bir şekilde ayrılmasıyla ilgili gelen soru üzerine, "Net olarak buna cevap vermek istemiyorum. Galatasaray'da oynadım ve mutluydum ama bazı sıkıntılar oldu. Konunun detaylarına girmek istemiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Fenerbahçe'yle bugün oynayacakları maçı değerlendiren Hajrovic, "Genel olarak bu şehri çok seviyorum. Bu şehirde bana saygı duyuyorlar. Fenerbahçe'nin Türkiye'de ligde zor durumda olduğunu biliyoruz. Belli kaliteleri var ve zorlanacağız fakat kazanmak istiyoruz. Fenerbahçe seyircisi önünde oynayacak. Olumsuz bir durumda olsalar da belli bir kaliteleri var. İyi maç çıkarmaya çalışacaklar ve bizim de tedbirli olmamız gerekiyor. Biz bu grupta gereken başarıyı gösterdik ve buna devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Öte yandan Dinamo Zagreb, maçın hazırlıklarını Ülker Stadı'nda yaptığı antrenmanla tamamladı.

FENERBAHÇE, AVRUPA’DA 227. KEZ SAHADA

UEFA Avrupa Ligi D Grubu beşinci hafta maçında yarın Hırvatistan’ın Dinamo Zagreb takımını konuk edecek Fenerbahçe, uluslararası arenada 227. maçına çıkacak. Avrupa kupalarında 44. sezonunu geçiren sarı-lacivertliler, daha önce oynadığı 226 karşılaşmada 83 galibiyet, 47 beraberlik alırken, 96 maçta da sahadan yenilgiyle ayrıldı. Bu maçlarda rakip filelere 282 gol gönderen Fenerbahçe, kalesinde ise 334 gol gördü.

Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarındaki performans tablosu şöyle:

Organizasyon O G B M A Y

UEFA Kupası 54 18 10 26 72 91

UEFA Avrupa Ligi 58 30 16 12 80 55

Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 33 9 4 20 30 70

UEFA Şampiyonlar Ligi ön eleme 32 12 10 10 47 37

UEFA Şampiyonlar Ligi 40 11 6 23 42 70

Avrupa Kupa Galipleri Kupası 9 3 1 5 11 11

TOPLAM 226 83 47 96 282 334

"KUPA 2"DE 112 MAÇ

Fenerbahçe, "Kupa 2" olarak adlandırılan UEFA Kupası ve UEFA Avrupa Ligi’nde daha önce 112 maça çıktı. Bu kulvarda daha önce oynadığı karşılaşmalarda sarı-lacivertliler, 48 galibiyet, 26 beraberlik ve 38 yenilgi aldı. Fenerbahçe, söz konusu maçlarda rakip fileleri 152 kez havalandırırken, kalesindeki 146 gole engel olamadı.

GRUPTAKİ TEK MAĞLUBİYET ZAGREB'DEN

UEFA Avrupa Ligi'nde başarılı bir performans gösteren Fenerbahçe, tek yenilgisini Dinamo Zagreb'den aldı. Gruptaki ilk maçına Zagreb deplasmanında çıkan temsilcimiz, burada gruplarak tatsız bir başlangıç yapsa da toparlanmasını bildi ve şu an 7 puanla ikinci sırada.

FENERBAHÇE'NİN GRUPTA ALDIĞI SONUÇLAR
Dinamo Zagreb 4-1 Fenerbahçe
Fenerbahçe 2-0 Trnava
Anderlecht 2-2 Fenerbahçe
Fenerbahçe 2-0 Anderlecht

UEFA AVRUPA LİGİ'NDE GOLCÜ

Spor Toto Süper Lig'in ilk 13 haftasında skorer bir performans sergileyemeyen Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'nde ise tersi bir görüntü çiziyor. Ligin ilk 13 haftasında sadece 12 gole imza atan Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi gruplarında ise Anderlecht'e 4, Trnava'ya 2, Dinamo Zagreb'e 1 toplamda ise 4 maçta 7 gole imza attı. Fenerbahçe'nin UEFA Avrupa Ligi'ndeki golleri Slimani (2), Frey (2), Hasan Ali Kaldırım, Valbuena ve Neustadter'den geldi.

FENERBAHÇE

Fenerbahçe Futbol Takımı, ya da yaygın kullanılan adıyla Fenerbahçe, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Süper Lig'de mücadele eden profesyonel futbol takımıdır. Kulüpteki futbol hariç diğer şubeler basketbol, voleybol, atletizm, boks, kürek, yelken, yüzme, e-Spor ve masa tenisi'dir. Takım, iç saha maçlarını İstanbul Kadıköy'de bulunan 50.509 kişilik Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda yapmaktadır. 1907 yılında bir futbol kulübü olarak kurulan Fenerbahçe, Türkiye futbol tarihinin en başarılı ve en çok taraftarı olan spor kulüplerinden birisidir. Takımın şu anki başkanı Ali Koç, teknik direktörü ise Erwin Koeman'dır.

Fenerbahçe'nin toplam 28 Türkiye şampiyonluğu bulunmaktadır. Süper Lig'de 19 kez, Millî Küme'de 6, Türkiye Futbol Şampiyonası'nda ise 3 kez birinci olarak Türk futbol tarihinde en çok millî şampiyonluk yaşamış takımdır. Ayrıca 6 Türkiye Kupası ve 9 Türkiye Süper Kupası şampiyonluğu da bulunmaktadır. 2012-13 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'nde yarı finale çıkarak tarihinde bir Avrupa kupasındaki en iyi derecesini elde etti. 1968 yılında şampiyonluk yaşadığı Balkan Kupası Türkiye'nin ve kulüp tarihinin ilk Avrupa kupası oldu.

Takma adı Sarı Kanaryalar olan Fenerbahçe kulübünün Trabzonspor ve Beşiktaş gibi takımlarla rekabeti bulunsa da en büyük rakibi aynı şehirde bulunduğu Galatasaray'dır. Bu iki takım arasındaki gerçekleşen maçlar Kıtalararası Derbi olarak adlandırılır. Kulübün geleneksel forması düz, sarı lacivert çubuklu forma, beyaz şort ve yanları hafif renkli beyaz çoraplardan oluşur.

TARİHÇE

1907-1959
Londra Sefareti Başkatibi Nuri Bey'in oğlu Ziya Songülen, Harekat Ordusu Feriki (tümgeneral) Şevki Paşa'nın oğlu Ayetullah Bey, edebiyatçı Sami Paşazade Sezai Bey’in yeğeni Enver Necip (Okaner) Bey, Alman lisesinden Hassan Sami Kocamemi, St. Jozeph talebesi Galip Kulaksızoğlu, Hint adıyla anılan Asaf Beşpınar ve Hakkı Saffet Tan, İngiliz ve Rumların maçlarını izlemekte ve İngilizlerin yer aldığı Moda FC'de oynayan Bobi lakaplı Fuat Hüsnü Kayacan'ı seyretmekteydiler. 1907 ilkbaharında yine bir maç dönüşünde Necip, Ziya ve Ayetullah Beyler, Necip Bey'in Moda Beşbıyık Sokaktaki evinde toplandılar. İçinde bulundukları tarihin de desteğinden güç alan bu gençler, kuracakları takımın ilk fikir harcını attılar. Gerekli parayı finanse edecek olan dönemin zenginlerinden Saint Joseph mezunu Mühendis Nurizade Ziya Bey'e kulübün kurucu başkanlığını, Osmanlı Bankası memurlarından Ayetullah Bey'e katiplik (sekreter) görevini, Bahriye Subayı Necip Bey'e de kaptanlık ve veznedarlık (sayman) görevini verdiler. Kulübün adını ise, oturdukları semtten esinlenerek, Fenerbahçe Futbol Kulübü olarak belirlediler. Böylece Fenerbahçe Spor Kulübü, bir futbol takımı olarak 1907 yılında İstanbul'un Kadıköy ilçesinde kuruldu.

Kulüp başkanı Ziya Bey'in İngiltere'den getirttiği; önü ve kolları düğmeli olan sarı beyaz bol formaları, lacivert şort pantolonları ve sarı löverli yün çorapları ile takım ilk antrenmanlarına başladı. Kısa zamanda çevrenin futbola kabiliyetli gençlerini de kendi etrafında toplayan kulübün ilk kadrosu, olası olarak; Hint Asaf - Necip , Ziya - Hasan, Hassan, Sabri - Nasuhi , Şevkati , Galip , Hüseyin , Hayrullah terkibinde, ya da; Asaf - Ziya , Sami - Ayetullah , Mazhar , Necip - Fethi , Galip , Hüseyin , Hasan , Nevzat şeklinde oluştu.

Fenerbahçe futbol takımı, 1909 yılında ilk kez İstanbul Ligi'ne katıldı. Takımın ilk teknik direktörlüğünü, aynı zamanda takımın oyuncu olan Hüseyin Dalaklı yapmaktaydı.[9] İlk iki yıl İstanbul Ligi'nde varlık gösteremeyen takım, 1911-12 sezonunda Zeki (Mazlum), K. Arslanyan, Abbas (Elkatipzade), Mustafa (Elkatipzade), Yahya (Berki), Hüseyin (İzzi), Arif, Kemal (Aşkın), Tevfik, Nuri, Galip (Kulaksızoğlu), Nasuhi ve Hasan Kâmil (Sporel)'den oluşan kadrosuyla şampiyon olarak tarihindeki ilk lig şampiyonluğunu elde etti.

1912-1913 sezonu Balkan savaşları nedeniyle yapılmadı. Resmi kuruluşu 1907 olarak bilinen Fenerbahçe'nin tescili ise 1913 yılında yapıldı. "1907'de Kuşdili Çayırı'nda kurulan ve başkanlığını Hamid Hüsnü (Kayacan) Bey'in yaptığı Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kuruluş amacı "Beden ve fikir eğitimini yaygınlaştırmak, vatan gençlerini hayat mücadelesine, sıkıntılara ve askeri seferlere (savaşmaya) alıştırmak" ifadelerini ihtiva eden belge ile kulüp resmi olarak tescil edildi. Bu kayıt aynı zamanda, bir Türk futbol kulübü hakkında şu ana kadar bulunmuş tek resmî Osmanlı tescil belgesidir. 1913-14 ve 1914-15 sezonlarında ise Galip Kulaksızoğlu'nun teknik direktörlüğündeki takım iki sezon art arda İstanbul Lig şampiyonluğunu kazandı. 1912 yılında kurulan ve 1923 yılına kadar devam eden Cuma Ligi'nde de mücadele eden Fenerbahçe, 1920-21 ve 1922-23 sezonlarını şampiyon olarak tamamladı.

Fenerbahçe'nin 1922-23 sezonu şampiyonluğu dünyada eşi benzeri görülmemiş bir sezon olarak tarihe geçti. Takım kadrosunun tamamı yüksek okul mezunları ve öğrencilerden oluşan Fenerbahçe, sezonu hiç yenilmeden ve gol yemeden 58-0 gibi bir skorla tamamladı.
1923 yılının Fenerbahçe açısından en önemli olaylarıdan bir diğeri ise Birleşik Krallık işgal kuvvetleri komutanı General Charles Harington Harington'ın İstanbul'dan ayrılırken kendi adına bir turnuva düzenlemesi oldu. General, bu kupaya yönelik olarak "Gardler Muhteliti Türk kulüplerine meydan okuyor. Galibine, Başkumandanın adını taşıyan büyük bir kupa verilecek bu maça Türk kulüpleri diledikleri gibi takviye de alabilirler." şeklinde bir ilan verdi. Fenerbahçe ise generalin ilanına "Fenerbahçe Kulübü yalnız kendi kadrosuyla bu maçı şartsız olarak kabul eder." şeklindeki gazete ilanıyla karşılık verdi.

29 Haziran 1923 tarihinde General Harrington Kupası adıyla Taksim Stadı'nda yapılan maçı Fenerbahçe, dönemin önemli oyuncularından olan Zeki Rıza Sporel'in atmış olduğu iki golle 2-1 kazandı. Maç gecesi Lozan Konferansı'nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne "Heyetimiz adına hepinizi mutlulukla tebrik eder, meserretle gözlerinizden öperim." şeklinde bir kutlama telgrafı gönderildi.

1932 yılının Haziran ayında meydana gelen Kuşdili Yangını sonucu kulüp binası ciddi ölçüde zarar gördü ve kupalar, üye kayıt ve maç defterlerini de içeren belgeler dahil olmak üzere çoğu maddi eser ve belge yok oldu.

1936 yılında en güçlü İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının yer aldığı Millî Küme kuruldu. 1938 yılında kendi isteğiyle ligden çekilen Fenerbahçe, bunun dışındaki tüm turnuvalara katılmış 1937, 1940, 1943, 1945, 1946 ve 1950 yıllarında olmak üzere 6 kez şampiyonluk kazanarak bu kupada en çok zafere ulaşan takım olmuştur. Bu yılların en önemli futbolcularından birisi ise Fenerbahçe formasıyla çıktığı 615 maçta 423 gol atan Lefter oldu. 1947-1951 ve 1953-64 yılları arasında Fenerbahçe forması giyen Lefter, Türkiye'de kulübü tarafından jübilesi yapılan ilk futbolcu oldu. Fenerbahçe taraftarlarının gönlünde taht kuran ve Ordinaryüs lakabı takılan Lefter için Tribünler söyledi binlerce kere. Ver Lefter'e yaz deftere. Bitti kalem doldu defter. Bu âlemde kral Lefter.. sloganı yazıldı.

1939 yılında Türk futbol tarihinde ilk kez gece maçları oynanmaya başlandı. 9 Eylül 1939 tarihinde saat 21.00'de Fenerbahçe ile Beyoğluspor arasında yapılan bu ilk maçta, Fenerbahçe rakibini 4-2 mağlup etti. İlk gece maçının ilk golünü ise Fenerbahçeli futbolcu Fikret Kırcan kaydetti.

Fenerbahçe, ilk olarak 1911-12 sezonunda katıldığı ve 1958-59 sezonuna kadar farklı statülerde yapılan İstanbul Ligleri'nde 16 şampiyonluk kazandı. Bu şampiyonluklardan 14'ü İstanbul Ligi, 2'si İstanbul Cuma Ligi kupasıydı.

1959-1969
21 Şubat 1959 tarihinde sadece İstanbul, Ankara ve İzmir takımlarının katılabildiği Türkiye 1. Futbol Ligi kuruldu. Beyaz ve kırmızı grup şeklinde düzenlenen ve 16 takımın yer aldığı ligde, Fenerbahçe, beyaz grupta yer aldı. Macar teknik direktör Ignace Molnar yönetimindeki Fenerbahçe, 12 galibiyet ve 2 beraberlik alıp 26 puanla grubunu lider tamamladı. Finalde ise kırmızı grubun birincisi Galatasaray ile karşılaştı. İki maç şeklinde düzenlenen finalde, ilk maçı 1-0 kaybetmesine karşın ikinci maçta rakibini Yüksel Gündüz, Mustafa Güven, Naci Erdem ve Şeref Has'ın attığı gollerle 4-0 yenerek Türkiye 1. Futbol Ligi'nin ilk şampiyonu oldu. 1959-60 sezonunda ligi ikinci olarak bitiren Fenerbahçe, aynı sezon tarihinde ilk defa Şampiyon Kulüpler Kupası'na katıldı. 1. ön eleme turunda Macaristan ligi şampiyonu Csepel'i 1-1 ve 3-2'lik skorlarla eleyerek ikinci tura yükseldi. İkinci turda Fransa ligi şampiyonu Nice'yle karşılaşan Fenerbahçe, rakibine elenerek turnuvaya veda etti. 

1960 yılında takımın başına Macar teknik direktör László Székely getirildi. Fenerbahçe, 1960-61 sezonunda 38 maçta aldığı 26 galibiyet, 9 beraberlik, 3 mağlubiyetle ligi yeniden şampiyon olarak tamamladı. Bu sezonun en önemli gelişmelerinden birisi ise Fenerbahçe'nin en önemli futbolcularından olan Can Bartu'nun sezon sonunda bir İtalyan takımı olan ACF Fiorentina'ya transfer olması oldu. 1961-62 sezonunda ise yeniden Şampiyon Kulüpler Kupası'nda mücadele etme hakkı kazanan Fenerbahçe, 2. turdan katıldığı turnuvada Nürnberg'e 2-1 ve 1-0'lık skorlarla yenilerek kupaya veda etti. 1962 yılının Ocak ayında takımın başına Necdet Erdem getirildi. 1962 yılının Temmuz ayında ise takımın başına Yugoslav teknik direktör Miroslav Kokotović getirildi. 1962-63 sezonunu üçüncü olarak bitiren Fenerbahçe, 1963-64 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'na katıldı. Ön eleme turunda Romanya ligi takımlarından FC Petrolul Ploieşti'yi geçen Fenerbahçe, birinci turda Kuzey İrlanda ligi takımı olan Linfield'i eleyerek tarihinde ilk defa Şampiyon Kulüpler Kupası'nda çeyrek finale kaldı. Çeyrek finalde Macaristan ligi takımlarından MTK Budapeşte ile eşleşti. İlk maçı 2-0 kaybeden Fenerbahçe, ikinci maçı 3-1 kazanarak turu playoff'a taşıdı. Ancak playoff maçında rakibine 1-0 yenilerek kupaya veda etti. Miroslav Kokotović yönetiminde hem Avrupa'da hem de Türkiye'de başarılı bir sezon geçiren Fenerbahçe, aynı sezon ligi şampiyon olarak tamamladı.

1964-65 sezonunda teknik direktörlüğe İngiliz Oscar Hold getirildi. Fenerbahçe bu sezonda dördüncü kez lig şampiyonluğu elde etti. 1965-66 sezonunda Selahattin Torkal yönetimindeki takım, ligi üçüncü, 1966-67 sezonunda ise Abdullah Gegiç yönetiminde ligi ikinci sırada bitirdi. Bu sezonun en önemli gelişmelerinden birisi ise Fenerbahçe'nin Balkan Kupası'nı kazanması oldu. Fenerbahçe'nin Balkan Kupası şampiyonluğu, bir Türk futbol takımının uluslararası resmi bir organizasyonda kazandığı ilk şampiyonluk oldu. Kupa'nın final maçında Yunanistan ligi takımlarından AEK ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini Ogün Altıparmak'ın iki, Yılmaz Şen'in ise attığı bir golle 3-1 mağlup etti.

1967-68 sezonunda takımın başına yeniden Ignace Molnar'ı getiren Fenerbahçe, sezonu en yakın takipçisi Beşiktaş'ın 7 puan önünde şampiyon olarak tamamladı. Aynı sezon Türkiye Kupası finalinde Altay ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini Ogün Altıparmak ve Nedim Doğan'ın attığı gollerle 2-0 mağlup ederek ilk Türkiye Kupası şampiyonluğunu kazandı. 1968-69 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na 1. turdan katılan Fenerbahçe İngiltere Premier League takımlarından Manchester City'i ilk maçı 0-0 biten maçın ardından ikinci maçta 2-1 mağlup ederek 2. tura yükseldi. 2. turda Hollanda ligi takımlarından Ajax ile karşılaşan Fenerbahçe, iki maçı da 2-0 kaybederek turnuvaya veda etti. 1969 yılı Mart ayında Ignace Molnar takımdan ayrıldı. Sezonu sırasıyla Fikret Kırcan ve Basri Dirimlili yönetimde geçiren Fenerbahçe ligi dördüncü sırada bitirdi.

1969-1979
1969-70 sezonunda takımın başına Rumen teknik direktör Traian Ionescu'yu getiren Fenerbahçe, sezonu Eskişehirspor'un 7 puan önünde şampiyon olarak tamamladı. Sezonun en önemli istatistiklerinden birisi ise Ilie Datcu'nun kalesini koruduğu Fenerbahçe'nin toplam 30 maçta kalesinde sadece 6 gol görmesi oldu. Bu durum günümüzde bir rekor olarak varlığını korumaktadır. Fenerbahçe, 1970-71 sezonunda takımın başına Rumen teknik adam Constantin Teașcă‎'yı getirdi. Fenerbahçe bu sezon ligi ikinci sırada bitirdi. Aynı sezon Ogün Altıparmak, 26 maçta attığı 16 golle Türkiye 1. Futbol Ligi'nde gol kralı olan ilk Fenerbahçeli futbolcu oldu. 1971-72 sezonunda takımın başına Sabri Kiraz getirildi. Fenerbahçe bu sezon ligi üçüncü sırada tamamladı. 1972-73 sezonunda yeni bir yapılanmaya giden takım, ilk olarak teknik direktörlüğe Brezilyalı Didi'yi getirdi. Bunun yanı sıra İstanbulspor'dan transfer edilen Cemil Turan dönemin önemli transferlerinden birisi oldu. Sezonu ise Galatasaray'ın ardında ikinci olarak bitirdi. Osman Arpacıoğlu, 19 maçta attığı 16 golle gol kralı oldu. 1973-74 sezonunda, takımın 1980-1983 yılları arasında kaptanlığını da yapacak olan Alpaslan Eratlı transfer edildi. Ziya Şengül'ün takım kaptanlığını yaptığı, Cemil Turan'ın gol kralı olduğu sezon Fenerbahçe 7. kez lig şampiyonluğunu kazandı. Aynı sezon Türkiye Kupası finalinde Bursaspor'u mağlup ederek bu kupayı ikinci kez müzesine götürdü. 1974-75 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na katılan Fenerbahçe, 1. turda Lüksemburg ligi takımlarından Jeunesse Esch'i eleyerek 2. tura yükseldi. Bu turda Polonya ligi takımlarından Ruch Chorzów'a elenerek turnuvaya veda etti. Lig sezonunu ise Galatasaray'ın 5 puan önünde şampiyon olarak tamamladı.

1975 yılı Eylül ayında teknik direktörlükten ayrılan Didi'nin yerine Necdet Niş getirildi. Takımın başında 3 hafta kalan Necdet Niş'in yerine yeniden Abdullah Gegiç getirildi. 1975-76 sezonunda üç kez teknik direktör değişikliği yaşandı. Sırasıyla İlie Datcu, Nedim Günar ve son olarak Yugoslav teknik direktör Tomislav Kaleperović takımın başına getirildi. Fenerbahçe bu sezonu Trabzonspor'un 3 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı. Cemil Turan ise 30 maçta attığı 17 golle ikinci kez gol kralı oldu. 1976-77 sezonunu ise yine Trabzonspor'un 4 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı. 1977-78 sezonunda Tomislav Kaleperović teknik direktörlüğündeki Fenerbahçe, sezonu lider olarak tamamlayarak, dokuzuncu lig şampiyonluğunu elde etti. Aynı sezon Cemil Turan, 30 maçta attığı 17 golle üçüncü kez gol kralı oldu. 1978-79 sezonunda takımın başına yeniden Necdet Niş'i getiren Fenerbahçe, ligi üçüncü sırada bitirdi. Türkiye Kupası'nda ise finalde Altay ile karşılaştı. İlk maçı 2-1 kaybetmesine rağmen ikinci maçta rakibini Raşit Çetiner ve Önder Mustafaoğlu'nun attığı gollerle 2-0 mağlup ederek Türkiye Kupası'nı üçüncü kez müzesine götürdü.

1979-1989
25 Ağustos 1979 tarihinde Türkiye 1. Futbol Ligi'ne yabancı futbolcu transfer yasağı getirildi. Fenerbahçe bu dönemde Şekerspor'dan Selçuk Yula'yı transfer etti. Haziran ayında teknik direktörlüğe Şükrü Ersoy getirildi. Ancak 9 maçta alınan 5 mağlubiyet sonucu Şükrü Ersoy görevinden istifa etti ve yerine Ziya Şengül getirildi. Fenerbahçe, 1979-80 sezonunu Trabzonspor'un ardından ikinci sırada bitirdi. 1980-81 sezonunda takımın başına Alman teknik direktör Friedel Rausch getirildi. Tarihinin en sıkıntılı dönemini bu sezonda yaşayan Fenerbahçe, ligi onuncu sırada bitirdi. 1981-82 sezonunda yabancı futbolculara yönelik transfer yasağı kaldırıldı. Dönem ortasında yardımcı antrenörlük yapmakta olan Enver Katip'i takımın başına getiren Fenerbahçe, sezonu üçüncü sırada tamamladı. Bu sezonda Selçuk Yula, 28 maçta attığı 16 golle gol kralı oldu.

1982-83 sezonunda Yugoslav teknik adam Branko Stanković takımın yeni teknik direktörü oldu. Alpaslan Eratlı'nın futbolu bırakmasının ardından Cem Pamiroğlu yeni takım kaptanı oldu. En başarılı sezonlarından birisini geçiren Fenerbahçe, bu sezonda ligi şampiyon olarak tamamlayarak, toplamda 10. lig şampiyonluğunu kazandı. Bunun yanında Türkiye Kupası finalinde Mersin İdman Yurdu ile karşılaşan Fenerbahçe, rakibini iki maçta da 2-0 ve 2-1'lik skorlarla mağlup ederek dördüncü kez Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Dönemin etkili futbolcularından Selçuk Yula ise 30 maçta attığı 19 golle ikinci kez gol kralı oldu. Fenerbahçe, 1983-84 sezonunu Trabzonspor'un ardından ikinci sırada bitirdi. 1984-85 sezonunda bir başka Yugoslav teknik direktör Todor Veselinović takımın başına getirildi. Aynı sezon Hajduk Split'ten transfer edilen Dušan Pešić, takıma dahil edilen önemli futbolculardan birisi oldu. Sezon sonunda Beşiktaş'la aynı puanda olan Fenerbahçe, averaj üstünlüğü ile onbirinci lig şampiyonluğunu elde etti. Sezon sonunda takımdan ayrılan Todor Veselinović'in yerine Macar teknik direktör Kálmán Mészöly getirildi.

Bir önceki sezonu şampiyon olarak tamamlayan takım, 1985-86 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası'na 1.turdan katıldı. Fransa ligi'nin son şampiyonu Bordeaux ile eşleşen Fenerbahçe, ilk maçta rakibini Selçuk Yula, Şenol Çorlu ve Hüseyin Çakıroğlu'nun attığı gollerle 3-2 yendi. Takım kadrosunun yarısını Fransa millî takımın oluşturduğu Bordeaux'a karşı alınan bu galibiyet, Avrupa basınında büyük yankı uyandırdı. 2. turda İsveç ligi takımlarından Göteborg ile eşleşen Fenerbahçe, kendi evindeki maçı 2-1 kazanmasına rağmen, ilk maçı 4-0 kaybettiği için turnuvaya veda etti. Ligde ise sıkıntılı bir dönem geçiren takım, sezonu beşinci sırada tamamlayarak bir sonraki sezon Avrupa kupalarına katılma şansını kaybetti. Bu nedenle Kálmán Mészöly ile yollar ayrılarak yerine Yugoslav teknik direktör Branko Stanković getirildi. Sezon sonunda emekliye ayrılan takım kaptanı Cem Pamiroğlu'nun yerine ise Müjdat Yetkiner getirildi.

1986-87 sezonunda, son haftalarda alınan başarısız sonuçlar nedeniyle ligin bitimine iki hafta kala Branko Stanković'in görevine son verildi. Sezon sonuna kadar Yılmaz Yücetürk'ün yönetiminde kalan Fenerbahçe, ligi bir önceki sezon olduğu gibi beşinci sırada bitirdi. Sezon sonunda dönemin genç yıldızlarından olan Rıdvan Dilmen, Sarıyer'den transfer edildi. Diğer önemli transfer ise Sakaryaspor'dan transfer edilen savunma oyuncusu Nezihi Tosuncuk oldu. 1987-88 sezonunda ligin dördüncü haftasında Yılmaz Yücetürk istifa etti ve takımın başına geçici bir süre için Birol Pekel getirildi. Ligin altıncı haftasında ise Macar teknik adam Pál Csernai Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü oldu. En kötü sezonlarından birisini geçiren Fenerbahçe, ligi sekizinci sırada bitirdi. Sezon sonunda ise Pál Csernai ile yollar ayrıldı. Bunun yanı sıra Müjdat Yetkiner'in yerine takım kaptanlığı Şenol Çorlu'ya verildi.

1988-89 sezonu öncesi Fenerbahçe'nin yaptığı transferler büyük yankı uyandırdı. Almanya millî futbol takımının kalesini koruyan Toni Schumacher, Schalke 04'ten transfer edildi. Bunun yanı sıra Sakaryaspor'dan transfer edilen Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman diğer önemli transfer hamleleri olarak gerçekleşti. Pál Csernai'den boşalan teknik direktörlüğe ise yeniden Todor Veselinović getirildi.Takım kaptanlığı ise yeni transfer Toni Schumacher'e verildi. Kadrosunu önemli oyuncularla güçlendiren Fenerbahçe, sezonu Beşiktaş'ın 10 puan önünde şampiyon olarak tamamladı. Onikinci lig şampiyonluğunu elde eden Fenerbahçe'de, Aykut Kocaman 34 maçta attığı 29 golle gol kralı oldu.

1989-1999
enerbahçe, 1989-90 sezonu öncesi Danimarkalı futbolcu Henrik Nielsen'i transfer etti.  Bu sezon Toni Schumacher'in sarılık teşhisi konulması nedeniyle 6 ay, ligin 10. haftasında Trabzonspor maçında ağır bir şekilde sakatlanan Rıdvan Dilmen'in ise 3 ay sahalardan uzak kalması takımın şansız bir sezon geçirmesine neden oldu. Fenerbahçe, ligi Beşiktaş'ın 5 puan gerisinde ikinci olarak bitirdi. Sezon sonunda ise Todor Veselinović ile yollar ayrıldı. Boşalan teknik direkörlük görevine ise PSV'yi 1987-88 sezonunda Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonu yapan Hollandalı çalıştırıcı Guus Hiddink getirildi. 1990-91 sezonuna, hastalık ve sakatlıklar nedeniyle Schumacher, Rıdvan, Semih ve Aykut gibi önemli futbolculardan yoksun başlandı. Ligin 22. haftasında Trabzonspor deplasmanında alınan mağlubiyet nedeniyle Guus Hiddink'in görevine son verildi. Sezon sonuna kadar önce Erol Togay, daha sonra ise Tınaz Tırpan'ın çalıştırdığı Fenerbahçe, sezonu beşinci sırada tamamladı.

Bir önceki sezon yaşanan başarısızlıklar nedeniyle 1991-92 sezonu öncesi önemli transfer hamleleri gerçekleşti. Dönemin en büyük transferi Galatasaray'dan olaylı bir şekilde alınan Türkiye 1. Futbol Ligi gol kralı Tanju Çolak oldu. Toni Schumacher'in emekliye ayrılmasından sonra Beşiktaş'tan alınan Engin İpekoğlu ise bir diğer önemli transfer oldu. Teknik direktörlük görevine ise Slovak Jozef Vengloš getirildi. Sezon sonunda Aykut Kocaman 25 maçta attığı 25 golle gol kralı olurken, Fenerbahçe ligi Beşiktaş'ın ardından ikinci sırada bitirdi. Jozef Vengloš yönetimindeki Fenerbahçe, 1992-93 sezonunu lider Galatasaray'ın 8 puan gerisinde beşinci sırada tamamladı. Bir önceki sezon Galatasaray'dan alınan Tanju Çolak ise 23 maçta attığı 27 golle gol kralı oldu. Sezon sonunda Jozef Vengloš gönderilerek yerine Alman teknik adam Holger Osieck getirildi. Kadroda yeni bir yapılanmaya giden Fenerbahçe'de Tanju Çolak ile yollar ayrılırken, Uche Okechukwu, Brian Steen Nielsen, Rüştü Reçber, Bülent Uygun, Kemalettin Şentürk kadroya dahil edilen önemli oyunculardan oldu. 1993-94 sezonunu ikinci sırada bitiren Fenerbahçe'de, Bülent Uygun 27 maçta attığı 22 golle gol kralı oldu. Fenerbahçe, 1994-95 sezonunun ilk yarısını Holger Osieck teknik direktörlüğünde tamamlarken, 2. yarısında ise teknik direktörlüğe Tomislav Ivić getirildi. Sezonu dördüncü sırada bitiren Fenerbahçe'de Aykut Kocaman 25 maçta attığı 27 golle 3. kez gol kralı oldu.

1995-96 sezonunda Brezilya'yı 1994 FIFA Dünya Kupası şampiyonu yapan teknik direktör Carlos Alberto Parreira takımın başına getirildi. Bunun dışında Gaziantepspor'dan alınan Elvir Bolić dönemin önemli bir transferi olarak gerçekleşti. Sezonu Trabzonspor'un 2 puan önünde lider tamamlayan Fenerbahçe, yedi sezonun ardından 13. lig şampiyonluğuna ulaştı. 1996-97 sezonunda teknik direktörlüğe Sebastião Lazaroni getirildi. Transferde ise Jay-Jay Okocha önemli bir transfer olarak gerçekleşti. Fenerbahçe bu sezon tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde gruplara kalma başarısı gösterdi. Elemelerde İsrail ligi takımlarından Maccabi Tel Aviv ile eşleşen Fenerbahçe, rakibini 1-1 ve 1-0'lık skorlarla eleyerek gruplara katılmaya hak kazandı. Grup kuralarında ise Rapid Wien, Juventus ve Manchester United'ın aralarında bulunduğu C grubunda mücadele etti. 20 Kasım 1996 tarihinde Old Trafford'da Manchester United ile yapılan maç, sezonun en önemli gelişmelerinden birisi oldu. Bu maçta Fenerbahçe, rakibini Elvir Bolić'in 78.dk'da attığı golle 1-0 mağlup ederek, kendi sahasında oynadığı Avrupa maçlarında 40 yıldır yenilmeyen Manchester United'ı yenmiş oldu. Grubu ise 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 yenilgiyle tamamlayarak 3. sırada kaldı ve turnuvaya veda etti. Sezon ortasında Sebastião Lazaroni gönderilerek yerine 3. kez Todor Veselinović getirildi ve takım sezonu 3. sırada bitirdi. Sezon sonunda Todor Veselinović ile yeniden yollar ayrılarak Hırvat teknik adam Otto Barić ile anlaşıldı. 1997-98 sezonunun en önemli olaylarından birisi 11 Şubat 1998 tarihinde Trabzonspor ile oynanan Türkiye Kupası çeyrek final karşılaşmasında yaşandı. Maçın 78.dakikasında teknik direktör Otto Barić'in başına taş atılması sonucu, takım sahayı terketti. Bunun sonucunda Fenerbahçe hükmen mağlup sayılarak bir sonraki sezon Türkiye Kupası'nda oynamaktan men edildi. Sezonu ise Galatasaray'ın 4 puan gerisinde ikinci olarak tamamladı. 1998-99 sezonunda teknik direktörlüğe Joachim Löw getirildi. Transferde ise Viorel Moldovan ve Elvir Baljić gibi önemli oyuncular takıma dahil edildi. Bu sezonu üçüncü sırada tamamlayan Fenerbahçe'de, sezon sonunda teknik direktörlüğe eski futbolcusu Rıdvan Dilmen getirildi.

Özgür Özel'in İbrahim Kalın ile görüşmesi bakın kimi rahatsız etti? Malatya'dan sonra Muğla da sallandı Kızıl Goncalar dizisinde Levent ve Cüneyd'in eleştirel sohbeti!
Sonraki Haber