Ferhat Göçer doktorluğa geri mi dönüyor? ''Ben hazırım''
Hafta içi her gün Ömür Gedik ile birlikte Instagram hesabından canlı yayınla para ödüllü yarışma sunan Ferhat Göçer, hem kendi yayınında hem de geçtiğimiz günlerde Rektör Prof. Dr. Nuri Aydın hocanın talebi ile katıldığı İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi'nin canlı yayınında samimi açıklamalarda bulundu.
Evden Eve isimli programla her gece 22.00'de canlı yayınla izleyicilerin karşısına çıkan Göçer, bir yandan da izleyicilerden gelen soruları cevapladı.
SAMİMİYETLE CEVAPLADI
25 yıl boyunca genel cerrahi hekimliği yapan ve bir süre önce emekli olup doktorluğu bırakan sanatçıya, geçirdiğimiz bu zorlu süreçle hekimliğe geri dönmekle ilgili pek çok benzer soru geldi. İzleyicilerin ''Bu dönemde göreve çağrılırsanız doktorluğa döner misiniz?'' sorularına sanatçı, her defasında samimiyetle cevap verdi.
'BEN HAZIRIM'
Göçer, ''Ülkemizin yaşadığı bu süreçte, ön cephede özveri ile mücadele veren sağlık çalışanlarının her daim yanındayım. Onlara kocaman bir teşekkür ve minnet borçluyuz hepimiz. İhtiyaç duyulduğunda göreve çağrılırsam koşa koşa gider, cephenin en önünde görevimi yaparım. Ben hazırım.'' diyerek doktorluğa dönebileceğini söyledi.
FERHAT GÖÇER KİMDİR?
Ferhat Göçer, 23 Haziran 1970 tarihinde Şanlıurfa‘nın nın Birecik ilçesinde doğdu. Öğretmen olan anne ve babasının tayiniyle 4 yaşında İzmit’in Samanlı Dağları’ndaki Düzlük Köyü’ne geldi. Bu dağ köyünde ilkokulu bitirdi. Ortaokul ve liseyi İzmit’de okudu. 1985’te İzmit Lisesi’nden mezun oldu. 1986 yılında İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi‘nde tıp eğitimine başladı. Bundan iki yıl sonra 1988‘de İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü ön lisans eğitimini görmeye hak kazandı. Bu arada Devlet Opera ve Balesi Korosu’nda da sözleşmeli olarak şarkı söylemeye başladı.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Ve Devlet Konservatuarı Şan Bölümü mezunu Ferhat Göçer, mecburi tıp hizmetinden dolayı Şanlıurfa’ya doktor olarak tayini çıkmasıyla 2 yştığı Devlet Opera ve Balesi’nden ayrılır.
Mecburi tıp hizmetinden dolayı müziğe 1 yıl ara vernek zounrda kalan Göçer, 1994 yılında İstanbul’a döndüğünde Haydarpaşa Numune Hastahanesi‘nde Genel Cerrahi asistanı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü Lisans öğrencisi oldu.
Gene aynı sene, konservatuar arkadaşlarıyla kurduğu “Turkuaz” adlı müzik grubuyla müzik hayatındaki ilk büyük adımını atıyordu. Zamanla gurup içinde ön plana çıkmaya başlamıştı. Günay Restoran’da Ajda Pekkan ile sahneye çıktı, sonra oradan Q Jazz Bar’a geçti. Bir yıl Q Jazz Bar’da hiç para almadan çalışmış. 1997 yılında başka bir grupla projelerine devam etme kararı aldı.
Artan tecrübeleriyle repertuarına eski şarkıları ve yabancı halk şarkılarını da kattı. Yakın zamanda ney ve kanunla zenginleştirdiği orkestrasıyla Klasik Türk Müziği‘nın yanı sıra opera aryaları, müzikaller, 60’lı yılların İngilizce parçaları, chansonlar, rembetikolar, İngilizce, Fransızca ve Yunanca parçalarda çalarak, çıktığı sahnelerde bambaşka bir rüzgar estirdi.
Klasik batı müziği ile etnik Türk müziğini birleştirerek yorumlayan Ferhat Göçer, Metropol Senfoni Orkestrası ile İstanbul‘dan, Diyarbakır‘a, Gaziantep‘den İzmir ve Ankara‘ya uzanan Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle verilen Anadolu Aryaları turnesine Bodrum, Rumeli Hisarı ve Antalya ile devam etti.
2005 yılının kışında Çırağan Q Bar‘da sahne alan Ferhat Göçer, yaz sezonunda ise salı geceleri Reina‘da sahne aldı.
Ferhat Göçer aynı zamanda Türkiye’ deki ilk şahsa ait senfoni orkestrası olan ve büyük başarılara imza atarak yurtiçi ve yurtdışında oldukça ses getiren “Metropol Senfoni Orkestrası’ nın kurucusudur.
İlk albümünü 2005'te kendi adıyla çıkaran Ferhat Göçer, 2007 yılında ikinci albümü “Yolun Açık Olsun”la müzik piyasasındaki yerini aldı.
Seslendirdiği Parçalardan Bazıları:
Peppino di Capri’nin Roberta’sı, Notre Dame De Paris’ten Bell ve Tepms Des Cathedrales, Frank Sinatra’dan My Way, Jose Feliciano’nun Rain’i, Santana’dan Corason Espinado, Sarı Gelin, Rüzgar, Münir Nurettin Selçuk’un Kalamış’ı, Weber, West Side Story, Evita gibi müzikaller, Verdi, Donizetti, Bucthi’den aryalar, Allessandro Safina, Emma Shaplin, Nana Mouskouri’den eserler, Lucia Dalla’dan Caruso.
Ferhat Göçer’in diğer projeleri arasında, unutulmaz film müziklerini, filmlerden oluşturulan klipler eşliğinde seslendirdiği “Beyaz Perde Ezgileri” önemli yer tutuyor.