FETÖ, iyi şirketlere nasıl kumpas kurar?

FETÖ’nün yargıda ve siyasette bazı uzantılarının hâlâ önemli görevlerde olduğuna dair sert tartışmalar yaşanıyor. ‘Işık açma’ eylemi, İyi Parti'deki suçlamalar, orduda, yargıda ve diğer kamu kurumlarında gizlenmeyi başaran FETÖ’cülere karşı devam eden operasyonlar...

Peki, FETÖ’nün örgütlü olduğu alan sadece devlet ve siyaset miydi?

Son zamanlarda, bu hain yapının özellikle sanayisi ve ticareti gelişmiş illerimizde yeniden örgütlenmeye çalıştığı söyleniyor. Güvenlik güçlerimizin bu çabalara karşı İstanbul, Kayseri, Konya ve Gaziantep başta olmak üzere bütün illerimizde çok dikkatli olduklarını biliyoruz. Pek kıymetli iş dünyamızı, FETÖ'nün yeni tacizlerine karşı, uyarmak isteriz.
Çünkü hafızayı beşer nisyan ile maluldür.

Malum olduğu üzere, esnaf ve KOBİ’lerimiz genellikle aile şirketleridir. FETÖ bu nedenle önce esnafa ve KOBİ’lere odaklanır. Bir ilde, ilçede hatta semtte, en iyi konumdaki, en iyi ciro yapan ve geleceği çok parlak esnaf ve KOBİ tespit edilir. Sahipleri incelenir ve aile içinden kimin ‘müsbet’ olduğu belirlenir. O kişiye odaklanılır. O kişi eşlerden biri olabilir. Ya da çocuklardan, damat yada gelinlerden biri olur. Ardından aileden bir ya da iki kişi üzerinde çalışırlar. Eğer bir esnaf ya da KOBİ ailesinden bir kişi kafeslenirse, o işletmeye çalışan ve orta üst yönetici işe yerleştirilir. Artık o işletmeden, FETÖ’ye yardım ve bağış adı altında para akışı başlar. Nihai hedef, şirketin asıl sahibini ikna edip daha büyük katılım sağlamaktır. 15 Temmuz 2016 öncesinde FETÖ’nün iş dünyası örgütlerini hatırlayın. O örgütlere üye yapılırlardı ve ekonomik siyasi güç olarak onlara katılım resmen sağlanmış olurdu.

Tabii ki şimdi benzer şekilde açık faaliyet göremezler. Ancak, şimdi de ‘yeraltı faaliyeti’ şeklinde esnaf ve KOBİ sahipleri üzerinde çalışmaya devam ediyorlar. Bir gün tekrar ülkede legal olacaklarına inandırmaya çalışıyorlar. En çok kullandıkları söylem ise “ABD’nin kendilerini hâlâ” desteklediği. Ancak unutmayın, ABD de daha fazla bu örgütün arkasında duramayacak. Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz 2016’dan sonra ABD, Rusya ya da başka bir güç karşısında güvenliğini ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda asla taviz vermedi, vermeyecek.

Türkiye’nin esnafına, KOBİ’sine, büyük şirketlerine düşen, işine odaklanmak, daha çok üretmek, yatırım, istihdam ve ihracat yapmaktır. Ekonomimizde de yepyeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemde, özel sektörün önü daha da açılacak.

O yüzden sakın yanlış yollara tevessül etmeyin ve işinize bakın. Aksi takdirde çok şey kaybedersiniz. En kötüsü de ‘hain damgasını’ yersiniz.