FETÖ Türkiye'yi yine tuzağa mı düşürdü?

Yargıtay Başkanı'nın FETÖ itirafçılarına yönelik uyarıları yeni ve önemli bir tartışma başlattı

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, FETÖ elebaşısının 'İtirafçı ol, iftira et' talimatına uygun olarak bazı örgüt üyelerinin de "itirafçı" adı altında algı operasyonuna giriştiğini söyledi.

Yargıtay Başkanı Cirit'in bu sözleri büyük yankı uyandırırken, konuyu uzun süredir gündemde tutan Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, daha önce yaptığı uyarıların dikkate alınmadığından yakındı.

Öztürk, "Sadece itirafçıların itiraflarıyla değil diğer delil ve iddialarla birlikte iddianameler hazırlanmalıdır. Yoksa yılan hikayesine dönecek ve sonunda ucu uzanması gereken yerlere uzanmadan bitecek bir yargılama ile karşı karşıya kalabiliriz." diye yazdı.

İşte o köşe yazısı;

- FETÖ’nün mahir “poker suratlılar”ı yargıyı ifsat ediyor

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit geçtiğimiz hafta katıldığı bir toplantıda FETÖ’cü alçakların elebaşından aldıkları talimatla “itirafçı” olduklarını ve Yargıtay’a yönelik “iftiralarda” bulunduklarını söyledi. Cirit aynın şu ifadeyi kullandı:

“Son zamanlarda bazı FETÖ itirafçıları, geçmişi, görev anlayışı, duruşu itibarıyla başından beri terör örgütü FETÖ ile mücadelesi bilinen Yargıtay üyesi arkadaşlarıma karşı FETÖ elebaşının ‘itirafçı ol, iftira et’ talimatına uygun olarak soyut ve mesnetsiz iddialarda bulunmak suretiyle haysiyet cellatlığına soyunmuşlardır.”

Sayın Başkan yüksek yargının en önemli isimlerinden. Yaptığı konuşma da çok önemli çok dikkate değer.

Ancak geç kalmış bir açıklama diye düşünüyorum.

Maalesef “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti.”

Gerçi Sayın Başkan, FETÖ itirafçılarının sadece “Yargıtay” bölümüyle ilgili son günlerdeki “iftiraları”na dikkat çekiyor. Bu da “yeni bir durum” olarak görülebilir.

Oysa, “poker suratlılar” olarak nitelendirdiğim FETÖ’cü itirafçı/iftiracılarla ilgili bu köşede Aralık 2016’dan başlayarak birçok yazı yazdım.

“Poker suratlılar”ın “itiraf” kisvesi altında yürüttükleri “algı operasyonları”na değindim. Hatta bir ara bazı dostlarımın, “Nasıl da bülbül gibi ötüyorlar” dediği günlerde “Aman yapmayın. Bunlar yönlendirme yapıyor. Bu itiraflar üzerinden sakın tek başına iddianameler hazırlamayın” diye yazdığım için eleştiri bombardımanına tutuldum.

İTİRAFÇILAR ÜZERİNDEN HAZIRLANAN İDDİANAMELER KİME YARAR?

“İtirafçıların beyanları üzerinden oluşturulacak iddianameler, FETÖ’nün lehine olacaktır.

Sadece itirafçıların itiraflarıyla değil diğer delil ve iddialarla birlikte iddianameler hazırlanmalıdır. Yoksa yılan hikayesine dönecek ve sonunda ucu uzanması gereken yerlere uzanmadan bitecek bir yargılama ile karşı karşıya kalabiliriz.

Çünkü, yargılandıkları yasaları ve o yasaların boşluklarını bilen bir yapı ile karşı karşıyayız” diye uyardım.

**

Hatırlarsanız, üst yargıdaki tutuklu FETÖ üyelerinin bir kısmı daha önce itirafçı olmuştu… Bülbül gibi öttükleri bile söylenmişti.

“İtirafçıların itirafları bütün kumpasları, FETÖ’nün nasıl çalıştığını ortaya çıkaracak” gibi afilli cümleler okumuştuk tanıdık isimlerin köşelerinde.

İtirafçılar üzerinden FETÖ’nün ne menem bir örgüt olduğunu öğrenecektik; sözüm ona. Örneğin eski HSYK Başkan vekili Ahmet Hamsici gibi FETÖ’nün yargı ayağındaki önemli isimleri itirafçı olmuştu ve o itiraflar üzerinden iddianameler oluşturulmuştu.

İtiraz etmiştik. İtiraflar üzerinden şekillenecek iddianamenin sadece FETÖ’ye yarayacağını dilimiz döndüğünce haykırmıştık.

Ardından eski HSYK 1’inci Daire Başkanı İbrahim Okur itirafçı olmak için müracaat etti. (Gerçi avukatı, “İtirafçı değil devlet adamı(!) ciddiyetiyle bildiklerini anlatmak istiyor” diye açıklama yapmıştı o dönemde.

Nihayetinde “itiraflar” adı altında hem Ahmet Hamsici hem İbrahim Okur, birkaç doğrunun içerisine serpiştirdikleri yalanlarla algı operasyonuna tutuştular.

Tamam itirafların bir kısmı bize FETÖ’nün çalışma ve örgütlenme biçimi konusunda bir şey söyleyebilir. Lakin tek başına hiçbir şekilde delil sayılamaz.

Zira bu sanıklar iki yüzlülük ve “poker suratlılık”larıyla namlılar!

Benim bu konudaki gerekçem çok açık. FETÖ’cüler hele hele yargıdakiler öyle bir eğitimden geçmişlerdir ki itiraf adı altında yönlendirme konusunda profesyonelleşmişlerdir.

POKER SURATLILAR DAVALARIN YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRDİ

“Poker suratlılar”ın “itiraf” adı altında yürüttükleri algı operasyonu FETÖ davalarında başarılı da oldu. Kimi FETÖ’cüler aklandı, hiçbir zaman FETÖ ile yan yana gelmemiş isimler şaibe altında bırakıldı.

Çünkü, yakın geçmişteki kumpas davalarının hakim ve savcıları bugünün sanıkları. O gün delil üretmede, kara propagandada ve kamuoyu yönetmede mahir olan “Poker suratlılar” bugün sanıkken aynı şeyi yaptılar.

Dilimde tüy bitti. Gocunanlar oldu.

Osun!

Poker suratlıların itiraflarına inanan içimizdeki ahmaklar yüzünden, FETÖ davalarının bir kısmı maalesef ifsat oldu.

İtirafçıların “itiraf” adı altında operasyon çektiğine yeni şahit olmuyoruz. Yakın geçmişte Ergenekon davalarında FETÖ’nün gizli tanık ve itirafçılar üzerinden nasıl bir kumpas kurduğunu daha sonraki süreçte hep birlikte gördük.

O halde şimdi neden şaşırıyoruz!

Bu profesyonel elemanlar, yönlendirme, “perdeleme” ve örtme konusunda ziyadesiyle mahirler, hala şüpheniz mi var?

O dönemde dilim döndüğünce bu köşede “Sakın ha” diye titizlendiğim konuya Cumhurbaşkanımız Erdoğan da “Şu an içeride olanlardan çok iyi tanıdıklarım var. İtirafçı namıyla ortaya çıkıyorlar. Bunlar doğru konuşmuyor, açık söylüyorum bunlar oyun oynuyor. Bu oyuna asla gelmemek gerekiyor” diyerek dikkat çekmişti.

Bugün Yargıtay Başkanı Sayın Cirit de aynı konudan muzdarip!

Hazreti Peygamber (as), “Bir Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz” der.

Fakat biz FETÖ konusunda bırakın iki kez ısırılmayı, artık ısırılmadık yanımız kalmadığı halde, hala ders almıyoruz. FETÖ’nün algı operasyonlarına kurbanlar veriyoruz!

Resmi Gazete'de yayımlandı: Siyasi partilere mali denetim! İstanbul'da 600 milyon var: Para sayma makineleri dahi ayırt edemiyor Liverpool Real Madrid maç özeti ve golleri izle Şampiyonlar Ligi özet
Sonraki Haber