FETÖ'den tehlikeli tuzak! 'Poker suratlıların' itiraf oyunu tutmayınca yeni plan devrede...

Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, Yeni Şafak'taki köşesinde FETÖ davalarında kurulan yeni tuzağa dikkat çekti.

Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, Yeni Şafak'taki köşesinde FETÖ davalarında kurulan yeni tuzağa dikkat çekti. Daha önce poker suratlıların “itiraf" adı altında yürüttükleri operasyonu gündeme getirdiğini hatırlatan Öztürk, "Bugün çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. FETÖ'cü alçakların “siyasi ayağına operasyon" adı altında tehlikeli bir alt yapı çalışması yürüyor diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

İşte o satırlar:

Bir tuzağı daha önce burada birkaç kez yazmıştım. Tuzağı kuranlar “poker suratlılar"dı. Yani FETÖ'nün “itirafçı" maskesi takmış poker suratlı elemanlarıydı. Tuzaksa, “itiraf" adı altında verilen ifadelerin arasına serpiştirilen ve sonradan FETÖ yargılamalarını “sulandırma", “yönlendirme" başka bir noktaya evirme hamlesiydi.

POKER SURATLILARIN İTİRAFÇI OYUNU KISMEN BOZULDU AMA…

Eski HSYK 1. Dairesi Başkanı İbrahim Okur, Başkanvekili Ahmet Hamsici gibilerin yaptığı buydu.
Bu köşede “Sakın bu poker suratlıların ifadeleri üzerinden iddianame hazırlamayın, diğer delilleri ve ifadeleri önceleyin" diye birkaç kez uyardım.

Mesela İbrahim Okur isimli FETÖ'cü, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon soruşturmaları sırasında tutuklanmasından dönemin Başbakanı Erdoğan'ın haberinin olduğunu ima eden ifadeyi “itiraflar"ında araya sıkıştırıvermişti. Allah'tan olayın birebir tanığı Ahmet Kekeç Star'da konuyu izah etmiş, kesinlikle Cumhurbaşkanımıza iftira atıldığını yazmıştı.

Poker suratlıların “itiraf" adı altında yürüttükleri operasyona dikkat çektik çekmesine ama Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın birkaç kez, “İtirafçı kisvesi altında bir şeyler söylüyorlar. Yalan söylüyorlar" dediği açıklamalarının dışında yargının bu konuda neler yaptığı hakkında bir bilgi sahibi değiliz.

YENİ TUZAK ÇOK DAHA BÜYÜK
Poker suratlıların içeride itirafçı kılığıyla yürüttükleri operasyonu hatırlatmış oldum. Ama bugün bir başka tehlikeye daha işaret etmek istiyorum.

Bugün çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

Yine hatırlayın, “FETÖ'nün siyasi ayağı" ile ilgili bu köşede mutlaka çalışma yapılması gerektiğine ilişkin iki yazı yazdım. Bununla birlikte FETÖ'cü alçakların “siyasi ayağına operasyon" adı altında tehlikeli bir alt yapı çalışması yürüyor diye düşünüyorum.

“FETÖ davalarını boşa çıkaracak ve mücadeleyi sekteye uğratacak en önemli tehlike nedir" diye soracak olursanız. Buna vereceğim cevap, “FETÖ'nün ne zaman terör örgütü olarak kabul edildiğini unutturup, 17/25 Aralık'tan önceki bir takım ilişkileri bu davalara boca etmektir" derim.

Dikkat ediyorum da “FETÖ'nün siyasi ayağı" diye başlayan cümleyi kuranların bir kısmı, ısrarla FETÖ'nün terör örgütü olarak anılmadığı ve “Devletin bekasına, meşru iktidarın alaşağı edilmesine" yönelik hamleleri yokken… Herhangi bir “cemaat" veya “sivil toplum kuruluşu" gibi faaliyet gösterirkenki dönemine sürekli vurgu yapıyor.

17/25 ARALIK ÖNCESİNE BAKMAK NE ANLAMA GELİYOR

Yakın zamanda iki önemli hukukçuyla bir araya geldim. Biri hukuk hocası, diğeri yüksek yargı mensubu.
Hukuk hocasının söylediği dikkat çekici cümleyi size aktarmak istiyorum.
Diyor ki, “FETÖ terör örgütüyle ilgili hazırlanan iddianamelerde suçun tarihi konusunda net bir şey söylenmiyor. Bu büyük bir boşluktur. Yarın bir gün art niyetli bazıları çıkıp, ek iddianamelerle herkesi bu davalarda sanık yapabilir."

Yüksek yargı mensubu da diyor ki, “Mutlaka suçun zamanı konusunda yeni bir içtihat gerekli. Yoksa FETÖ davalarını sonuçsuz bırakacak... Yılan hikayesine dönüştürecek… Bir sürecin yaşanması an meselesi. Bazılarında örgütün devletin bekası ve seçilmiş iktidarın alaşağı edilmesine yönelik hamlelerine odaklanmaktan çok; daha önceki ilişkilerine yönelme çabası var. Bu durum, örgütün yargılanıp hak ettiği cezaya çarptırılmasından çok başka bir noktaya yönelinmesi anlamına gelir."

Dikkat ederseniz, son günlerde özellikle CHP sözcüleri başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere sürekli 17/25 Aralık öncesine atıf yapıp hükümeti “siz yıllardır birlikteydiniz" suçlamasını yöneltiyor.
Bu bir tuzaktır ve bu tuzağa düşülmesi için taşlar özenle döşenmektedir. İktidarın, yargının ve güvenlik güçlerinin FETÖ davalarını sulandıracak ve yılan hikayesine dönüştürecek bu tuzağı bozmak için elini çabuk tutması gerekiyor.
Yoksa çok geç olabilir.

Sahi, gerçekten FETÖ'nün siyasi ayağı bugünlerde ne yapıyor olabilir?

“Onlar gittiler" dediklerimize Akif Ağabey de katıldı

Akif Ağabey'i (Emre) Fatih Camii'nin avlusunu dolduran mahşeri kalabalıkla birlikte tekbirlerle yolculadık, ahirete.
“Efendimiz Hazreti Muhammet'in (as) dizinin dibine en çok o yakışır" dedi Mustafa Şen!
“Onlar gittiler" dediklerimize Akif Ağabey de katıldı
Akif Ağabey'i (Emre) Fatih Camii'nin avlusunu dolduran mahşeri kalabalıkla birlikte tekbirlerle yolculadık, ahirete. “Efendimiz Hazreti Muhammet'in (as) dizinin dibine en çok o yakışır" dedi Mustafa Şen!
El hak doğrudur.
Önden gidenler kervanına Akif Ağabey de katıldı. Onun duruşu bir mü'min duruşuydu. Tıpkı daha önce önden giden Bahattin Ağabey (Yıldız) gibi!
İkisini de tanıma bahtiyarlığına eriştim. Bizim kuşağın üzerinde büyük emekleri var ikisinin de… Bahattin Ağabey de Akif Ağabey de duruşumuzun ölçüleriydi.
Şimdi birlikte Efendimiz'e (as) komşu oldular. Yolları yolumuzdur..!
“Onlar gittiler
Topraktan bir işaret taşıyarak alınlarında
Ben şimdi bu yanda
Gerilmiş bir an gibiyim
Doğumla ölüm arasına."
(Erdem Beyazıt)

Asıl soru bu: Türk medyasını kim yönetiyor? Zamanhan Can Kimdir? Nereli? Can Holding'in Sahibi Kim? Yemeksepeti kurucusu Nevzat Aydın fenalaştı! Tedavisi sürüyor...
Sonraki Haber