Fi izleyiciyle buluştu... Fi Çi Pi hangi kanalda? Fi Çi Pi oyuncu kadrosu konusu ne?

Fi Çi Pi dizisinin ilk serisi ‘Fi’ dün akşam izleyiciyle buluştu. Türkiye’nin ilk özgün dijital dizi projesi olma özelliğini taşıyan Fi, güçlü isimlerden oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Peki, Fi Çi Pi dizisinin oyuncu kadrosu kimlerden oluşuyor? Konusu ne? İşte Fi Çi Pi ile ilgili tüm detaylar...

Dizinin başrol oyuncuları Mehmet Gunsur Ozan Güven Berrak Tüzünataç Ve Serenay Sarıkaya'dan oluşuyor. Serenay Sarıkaya Dizide Bir Dansçı rolünde Mehmet Gunsür ise Dizide Ünlü bir psikologu canladırıyor. Dizi 60 dakikalık bölümler şeklinde yayınlanacak.

Azra Kohen’in çok satanlar listesinden uzun süre inmeyen kitaplarından uyarlanacak olan Fi Çi Pi’nin ilk halkası ‘Fi’ dizisinin her bölümü 60 dakika olacak ve digital platform puhutv'den yayınlandı.

Fi, tutkunun peşinden koşanların, yanma pahasına ateşe uçanların ve acıdan geçerek süregelen yaşama karşı dik duranların hikayesidir. Bir adam bir kadını sevmiş̧ ve dünya değişmiş. Ama aşkı değilmiş hayatı böylesine kökten değiştiren, aşkına ulaşabilmek için cesaret edebildikleriymiş. O bir tek kişiye duyduğu aşkın acımasızlığında öylesine büyük fırtınalar başlatmış ki, sonunda, dokunduğu her şeyi yıkmış. Ve bazen... Hayatın kendini yenilemesi için önce her şeyin yıkılması şartmış.

Fİ DİZİSİ HANGİ KANALDA YAYINLANACAK?

Fi dizisi, bu yıl ortaya çıkan "puhutv" kanalında yayınlandı. Puhutv, Doğuş Holding bünyesinde yayın hayatına başlayan bir dizi/film televizyon servisidir. İçerisinde yüzlerce dizi ve film barındıran Puhutv kullanıcılara, bilgisayardan akıllı telefonlardan, tabletlerden ve akıllı televizyonlardan kolayca izlenme imkanı sağlıyor. Kullanıcılar "Fi" dizisini izlemek için Puhu TV'ye ücretsiz bir şekilde üye olmaları yeterli oluyor. Ardından Puhu TV ekranından Fi dizisini ücretsiz bir şekilde takip edebileceksiniz. Puhu TV aynı zamanda tüm diziler ve filmleri tamamen ücretsiz olan bir platformdur. Kullanıcılar mail adresiyle veya Facebook hesabıyla Puhu TV'üye üye olabiliyor ve ücretsiz şekilde Puhu TV bünyesinde yer alan dizi ve filmleri izleyebiliyorsunuz.

OYUNCULAR DİZİYİ ANLATTI

Serenay Sarıkaya, Berrak Tüzünataç, Büşra Develi, Mehmet Günsür ve Ozan Güven Fi dizisi ve bilmediklerinizi Vogue nisan sayısına anlattı. puhutv ile televizyon artık internet üzerinden ücretsiz yayın faslına geçti. Bu manada bir ilk.

"TEKEL DİZİ KAFASINI YIKAN BİR İŞ"

“Türkiye’deki tekel dizi kafasını biraz yıkan bir iş de olduğu için kabul ettik bir yerde” diyor Ozan Güven: Bir taraftan ilk işin günahı olmaz diyerek kafamızı, içimizi rahatlattığımız da olmuyor değil. Bu bir yol açarsa insanlara, 170 dakikada anlatılmaya çalışılan şeylerin, 60 dakikada anlatılabileceğini, gerçek karakterlerin bu şekilde de var olabileceğini dönüp göstermek, benim için manevi açıdan da kıymetli bir şey. O yüzden de mutluyum. Televizyonda çekilen dizilere haksızlık yapmış olmayalım ama iyi ki böyle bir mecra açıldı; şanslı insanlarız.”

DOKTOR TADINDA TEŞHİS

Kitapların üzerine konuşuyoruz bir süre. Okumamış olana nasıl tarif edersiniz diye sorsanız, Ozan Güven, doktor tadında teşhis koyuyor: “Amiyane tabirle kişisel gelişim kitaplarını karakterler üzerinden anlatıyor.”

"SENARYOYU BİLE OKUMADAN KABUL ETTİK "

Serenay Sarıkaya, Berrak Tüzünataç’la Mikanos’da tatilde oldukları bir zamanda, burnuna dayamış projeyi. Birbirlerinden biraz haberdar, biraz bihaber, evvelinden demlenmişler. “Hepimiz senaryoyu bile okumadan kabul ettik, bu da bir ilktir herhalde” diyor, Serenay Sarıkaya.

“Annem okumuştu bu kitabı, bunu yapacağımızı söylediğimde, gözleri doldu” diyor, Deniz karakterini canlandıracak olan Mehmet Günsür; “Okurken hep seni düşünerek okudum dedi.”

SENİ CANLANDIRDIM GÖZÜMDE

“Gerçekten mi” diye soruyor Serenay Sarıkaya; “Ben de bir tek seni canlandırdım gözümde okurken...” “Ya, şöyle bir durum var tabii” diye gülüyor Berrak Tüzünataç; “Mehmet, tezcanıyla nam salmış biri değil. Mesaj üzerine mesaj attık; ‘Memo, n'ooolur oku şunu, bak seveceksin, ‘free energy’ falan diyor diye... Serenay bana ne yaptıysa, ben de Mehmet’e öyle...”

“Beni yakalayacağı noktaları biliyor tabii” diye gülüyor Mehmet. “Hikayenin dünyanın her tarafında çekilebilecek bir tarafı var” diye ekliyor Büşra Develi. “Çünkü insanı anlatıyor. Modern insanı diyebiliriz belki.”

"KISKANÇSA KISKANÇ, HAZIMSIZSA HAZIMSIZ"

“Karakterlerin defektleriyle anlatılabiliyor olması çok güzel bence” diye ekliyor Serenay Sarıkaya: “Esas kız şöyle düzgün olsun, esas oğlan öyle yapmasın da antipatik olmasın benzeri etiketlerden de arındırılarak anlatıyor insanı; beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri o oldu. Kıskançsa kıskanç, hazımsızsa hazımsız... Bütün gerçekliğiyle ortada karakterler.”

"KENDİNDEN BAŞKA HER ŞEYE AŞIK BİR ADAM"

Gayet pis bir insan olan Can Manay’ı canlandıran Ozan Güven; “Niye öyle diyorsun? Ben herifi çok haklı buluyorum” diyor: “Yaptığı her şeyi de onaylıyorum. Çünkü sonunu biliyorum herifin; bu da bir avantaj. Sonunu bildiğim bir adamı oynuyorum. Kendinden başka her şeye aşık bir adam; kendini hiç sevmiyor. En azından şimdilik öyle takılıyorum, belki sonra başka bir şekle oturur. Hayatımızda hiçbir insan, kötülükten azade değil. Özünde kötüyse, o zaten kötüdür, insan değildir onun adı. Onu tasavvufta da tartışabiliriz, her konuda tartışırız. Benim oynadığım karakterle kafamın ters düştüğü taraflar oluyor ama bir yanıyla da anlıyorum ve anladığım yerleriyle de çok eğleniyorum.”

SOSYAL MEDYA

“İşin tatsız kısmı, olmadığın gibi görünüyor olmak” diyor Berrak Tüzünataç; “Bir taraftan baktığında, o manada sosyal medya avantajlı da bir durum. Tek taraflı haber yapıldığında, tanımadığın biri tarif edilmiş, bir yerine yapışıp kalıyor öyle. Bir fikir çok satınca, oradan yürüyebiliyor medya. Sosyal medya en azından okuduğumuz bir şeyi, güldüğümüz bir şeyi veya bilinsin istediğimiz bir şarkıyı, bir sözü paylaşabileceğimiz kişisel bir medya alanı gibi. Senin imajını başkasının hegamonyasından kurtaran bir şey.”

Mehmet Günsür, dünyayı küçülten, hayatı büyüten bir şey olduğu konusunda hemfikir: “Çok tuhaf bir şey, Endonezya’dan, Güney Amerika’dan mesajlar geliyor. Hissediyorsun ki senin TEM Stüdyoları’nda yaptığın şey, dünyanın bir ucunda birisine dokunmuş.”

“İşin doğası tuhaf bir şey zaten” diyor Ozan Güven: “Yaparken, kayıt ve stop arasıyla ilgileniyorsun, sonra bitiyor, sonra koca koca afişler oluyor, eyvah, bunları insanlar seyredecek şimdi, diyorsun.”
Dizinin haricinde de çalışkan arılardan mürekkep bir ekip: Ozan Güven, Mayıs’ta çekimine başlayacakları ArifV216’nın hazırlıklarıyla meşgul bir yandan.

Berrak Tüzünataç, bu işin kafasında açtığı ihtimaller silsilesinden ilham almış, dijital platformda yaratıcı tarafında da bulunarak çekmeyi umduğu küçük bir proje üzerine kafa patlatıyor.

Mehmet Günsür, bir uzun metrajda yer alacak önümüzdeki yıl. Haricinde yıllardır üzerinde çalışıldığını bildiğim, merakla beklediğim Kanaga’nın ilk sezonunu çekip montajladıklarını müjdeliyor. Dört yıldır tasarladıkları bir şey; “internet kafası”nı öngörerek girişilmiş bir iş. Netflix’e önerecekler. “Aşırı bağımsız bir prodüksiyon” ve her bağımsız prodüksiyonda olduğu üzere içine “sadece kendilerini” koydukları bir şey.

Büşra Develi, üç uzun metraja hazırlanıyor, festivallere gönderilecek olan Bitmiş Aşklar Müzesi’nin yanında. Görüşmeleri sürmekte olan dört ayrı uzun metraj da söz konusu. Öyle böyle değil, fena halde meşgul bir yıl uzanıyor önünde.

Serenay Sarıkaya, bir film çekme arzusunda, birkaç yere senaryo sipariş edilmiş. Yazı bir uzun metrajla bitirmek istiyor. Kolektif iş üretmekten bahis açıldığında, laf öyle bir açılıyor ki buradan Mars’a uzar...