Fitat Nine, işgal altındaki evinin anahtarlarını 27 sene sonra sakladığı dolaptan çıkardı

Ermenistan'ın işgal ettiği Cebrail şehrinin Balyand Köyü'nden Bakü'ye göçen 71 yaşındaki Fitat Kahramanova, 27 seneden beri sakladığını evinin anahtarlarını, dolaptan çıkardı. ”Şimdi eve dönme zamanı” diyen gözü yaşlı kadın, işgalden kurtarılan köyüne döneceği zamanı, hasretle bekliyor.

Azerbaycan Milli Ordusu ile işgalci Ermenistan güçleri arasındaki savaş sürüyor. Azerbaycan ordusu, her gün işgal edilmiş, köy, kasaba ve şehirleri kurtarmaya devam ediyor.

Yıllar önce Ermeni işgali sonrası, evlerini bırakmak ve Azerbaycan’ın çeşitli şehirlerine göç etmek zorunda kalan, Dağlık Karabağlılar, evlerine dönmek için, gün sayıyor.

27 YILDAN BERİ EVİNİN ÖZLEMİ İLE YAŞIYOR!

İşte onlardan birisi de, 71 yaşındaki Fitat Kahramanova adlı yaşlı kadın. Ermenistan’ın işgal ettiği Cevrail şehrinin Balyand Köyü’nden Bakü’ye göçen, Kahramanova, 27 seneden beri sakladığını evinin anahtarlarını, dolaptan çıkardı.

”Şimdi eve dönme zamanı” diyen gözü yaşlı kadın,kurtarılan köyüne döneceği zamanı, hasretle bekliyor.

FİTAT NİNENİN HİKAYESİNİ GAZETECİ HACIMUSA YAZDI!

Kahramanova, bundan 27 sene önce işgal edilmiş köydeki evinin anahtarlarını, Bakü'de yaşadığı evinde saklıyordu. Bir çift anahtarı, evinin dolabının bir köşesinde ve tahta sandukanın içinde tutan gözü yaşlı kadının duygularını, Azerbaycanlı gazeteci yazar Oktay Hacımusalı yazdı.

27 SENE UMUTLA KÖYÜNDEKİ EVİNE DÖNMEYİ BEKLEDİ!

23 Ağustos 1993 tarihine kadar, Cebrail'in Balyand köyünde yaşayan Fitat Kahramanova sıradan bir hayatı vardı. Suslu puslu bir ağustos sabahı, kahramanımız Fitat nine, evinin kapılarını, pencerelerini kapatıp, Bakü'ye gelen göçmen kervanına karıştı ve böyle başladı 27 senelik özlem.

İlk başlarda koynundan çıkarmadı evinin anahtarları. Geceleri sabahlara kadar, o anahtarla Cebrail'deki evinin kapısını açtı bir türbe misali... Dualar etti Allah'ına. Döndü, dolaştı ve her gece aynı rüyayı gördü. Bir insan düşünün, tam 27 sene, aynı rüyayı görüyor. Ama gidecek, sığınacak başka bir kapısı yok.

Dost yok, düşman çok... Gelen giden uluslararası kurum ve kuruluşların temsilcilerine, evinin anahtarlarını gösterdi Fitat nine. İmdat diledi, yardım istedi. Umutları tükendiğinde kararını vermişti.

ÇOCUKLARINA KÖYDEKİ EVİNİN ANAHTARLARI VASİYET ETMİŞTİ!

Koynundan çıkarıp anahtarlarını tahta bir sandukaya koyacaktı. Hani, devin canı şişede olur ya... O’nun da tüm varlığı bu tahta sandukanın içindeydi artık. Tahta sandukası çok kıymetlisiydi. Ara sıra çocuklarını başına toplar, tahta sandukayla adeta tapınak ayini yaparcasına dolaptan itinayla çıkarır, açar ve teker teker anahtarlarıyla herkesi tanıştırırdı.

Parmakları anahtarların üzerinde dolaşırken, hafiften dudakları kıpırdar, çocuklarına şu vasiyeti ederdi: ''Ölüm haktır. Eğer günün birinde Cebrail'ime, yani doğduğum topraklara kavuşamadan ölürsem, bu anahtarlara sahip çıkınız. İşgalden kurtulduğu gün oralara gidip de bu anahtarlarla kapılarımızı açar, evimizin ışıklarını tekrardan yakarsınız.'' dedi.

EVİNİN ANAHTARLARINI SAKLADIĞI DOLAPTAN ÇIKARDI!

Her gün televizyonun karşısında otururken bir haber isterdi duysun, bir müjde. Ama bir türlü olmuyordu, tahta sandukanın içine yerleştrilmiş anahtarları alıp cebine koyacağı gün bir türlü gelmiyordu işte. 27 sene... Dile kolay. Günün birinde torunu bir sabah onu alelacele uykudan uyandırdı. Savaş başlamıştı. Vatan savaşı. Cebrail işgalden kurtarılmıştı. Gitti. Dolabı açıp tahta sandukayı çıkardı. İtinayla kapağını kaldırıp ''hadi uyanın” dedi. Vakit geldi. Gidiyoruz.'' Gariptir, fakat anahtarların da yüzleri gülüyordu. Pencereden düşen güneş ışınları farklı ton oluşturuvermişti Fitat ninenin beyaz saçlarında. Diz çöktü; anahtarlar ellerindeydi.

“ALLAH’A ŞÜKÜRLER OLSUN. ŞİMDİ EVE DÖNME ZAMANI!”

“Beni öldürmedin ya, sana binlerce kez hamd olsun! Şimdi köyüme, evime dönüyorum. Dört sene, Çocuk Mercanlılardan akrabalarım köylerine geri döndüklerinde imrenmiş, sana biraz da içerlemiştim. Ama şükür. Bunlar var ya, bu anahtarlar benim eviminkiler biliyorsun. Gideceğim. Evimin kapısını açacağım. Her kapının kendi anahtarı var. Benim evime kavuşmamınsa bir tek anahtarı var. Sabır ce dua..” diye anlattı ağlayarak. Fitat nine, anahtarları teker teker öptükten sonra, kaldırıp gözününü üstüne koydu. Tahta sandukanın kapağını açsa da, bu kez anahtarları oraya bırakmadı.Tekrar, yıllar önce olduğu koynuna koydu. Bekleyecekti anahtarları koynunda... Ve tekrar, yirmi yedi sene önce terkettiği köyüne, geri dönecekti.

ABD’li Senatör Graham’dan tehdit: “Ekonominizi mahvedeceğiz” 2030 Ramazan iki kere mi oruç tutulacak? 2030 Ramazan başlangıcı 26 Kasım 2024 Salı akademik kadro ilanları yayımlandı!
Sonraki Haber