Türkiye döviz, faiz kıskacından kurtulmak için çaba gösterirken stokçular, spekülatörler, fırsatçılar, ahlaksızlar da devreye girdi. Çarşı pazarda önce tedarik zincirinde kırılma varmış gibi bir hava uyandırıldı, akabinde insanların fiyatları nereye çıkarsa çıksın ne bulurlarsa almaları için bir psikolojik harekât uygulandı.
O zaman da belirttik, yine söylüyoruz: Türkiye’de tedarik zincirinde bir kırılma olmadan bu hava oluşturulmuştur. Bu hava üzerinden fiyatlar üzerinde yukarı yönlü spekülasyonlara gidilmiştir. Stoklardaki maliyetlerle kasa çıkış fiyatları arasında yani işin nihai tüketiciye ulaşması arasında enflasyonla, döviz artışı ile izah edilemeyecek ölçüde adeta vurgun boyutunda kazançlar elde edilmiştir.
Şimdi Ticaret Bakanlığı görevlileri denetim yapıyorlar. Bilmiyorum, neyi nasıl denetliyorlar ama gördüğüm kadarıyla bu vurgunları yapanların yanına kar kalacak gibi…
Peki, soruyorum, Türkiye yeniden bir ekonomik türbülansa sokulmak istenirse bu deneyimi kazanmış ve muazzam kazançlar elde etmiş, yaptıkları yanlarına kar kalmış kişi ve kurumlar daha fazlasını yapmayacaklar mı?
Açıkça söylüyorum, şayet Hükümet bu ihtikârları cezalandırmaz ve bu vurgunlara göz yumar ise kesinlikle yarınlarda rahat hükümet edemeyecektir.
Yarınlarda yine benzer operasyonlara hem halk, hem de hükümetler maruz kalabilecektir…
Döviz kurlarında hareket varken günde üç kez, dört kez etiket ayarlayan tüccar, işadamı şimdi niye fiyatları indirmekte nazlı?
Halktan şu mu bekleniyor: Artırmıyoruz, şükredin…
Sahtekârlık her yerde. Her fırsat değerlendiriliyor.
Deniyor ki, chip krizi nedeniyle araba üretimi azaldı ve bundan dolayı tedarikte sıkıntı var.
Türkiye’ye gelen veya ülkemizde üretilen araç sayısı nedense önceki yıllardan daha az değil ama hiçbir bayide istenilen araç yok.
Araçlar el altından galerilere satılıyor, arada komisyonlar götürülüyor, vatandaşa araç yok deniliyor ve ikinci el araçların fiyatları sıfır araçların üzerine çıkarılıyor.
Sıfır araçlar da yine galericiler eliyle muazzam vurgunlarla halka satılıyor…
Bu dolandırıcılık değil de nedir?
Neden millet son kuruşuna kadar dolandırıldıktan sonra denetim organları devreye giriyor?
Açıkça söylüyorum, krizlerle mücadele edilir, değişik yollarla başarı elde edilir ama krizlerden dolayı milleti dolandıranlarla mücadele edilmez ise bunlar ülkeyi ve milleti en sıkıntılı anlarında satmak için çoğalarak beklemeye başlarlar…
Fiyatlarda hiçbir hareket yok. Marketler, doların 18.40’ı gördüğü günlerde bıraktı fiyatlarını. Arzuladığımız istikrar fiyatların sık sık yükselmemesidir.
Ancak elinizi vicdanınıza koyun, istikrar bu mu?
Otomotiv sektörü yine aynı umursamaz, vurguncu tavrını sürdürüyor. Fiyatlamaları anında yansıttılar ama aşağı çekmiyorlar.
Ellerindeki araçları hızlı bir şekilde galericilere aktararak stok kontrolünden kurtuluyorlar ama tatlı vurgunlarına oralardan devam ediyorlar.
Hükümet mutlak suretle süpermarketler yasası çıkarmalıdır.
Stok kontrolü ve fiyat istikrarı konusunda tedbirler almalıdır. Vatandaşı zincir marketlere mahkûm etmemelidir.
Otomotiv sektörü giren çıkan otomobil, araç kayıtları üzerinden ve nihai tüketiciye ulaşması sürecine kadar sıkı bir şekilde denetlenmelidir, vatandaş soydurulmamalıdır.
Bu mücadeleden ancak böyle başarılı çıkılır.