Forbes'ın "30 Yaş Altı Başarılı Girişimciler" listesinde bir Türk!

Türk girişimci Serkan Toso, Japonya'da kurduğu "Byfood Japan" şirketiyle bu sene Forbes dergisinin Asya'daki "30 Yaş Altı Başarılı Girişimciler" listesine giren tek Türk oldu. Genç girişimci, şimdilerde Japon mutfağını dünyaya tanıtıyor.

2014 yılında Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri mezunu olan Serkan Toso daha öğrencilik yıllarındayken merak saldığı dijital pazarlama işi sayesinde uzak doğunun önde gelen şirketlerinden birini kurdu.

Hürriyet'ten Abdullah Şanlı'nın haberine göre, International University of Japan’dan burs kazanmasıyla başlayan Japonya macerasında bölümünü birincilikle bitiren genç girişimci, şimdilerde Japon mutfağını dünyaya tanıtıyor. Aralarında Güney Kore kökenli bir pop müzik türü olan k-pop yıldızları ve oyuncuların da yer aldığı 300 etkili kişinin aday gösterildiği Forbes dergisinin Asya’daki 30 Yaş altı Başarılı Girişimciler listesine giren tek Türk olarak öne çıkan Toso, “Misyonumuz yemek yoluyla mutluluğu yaymak” diyor. Her rezervasyonun 10 çocuğa yemek olduğunu belirten Türk girişimci kurduğu sistemi ve Japonya serüvenini şu sözlerle anlattı:

Toso, Afrika ve Kamboçya’daki çocuklara uzanan yardım elini şöyle anlatıyor:

UZAK DOĞU KAPILARINI ÖMER KOÇ AÇTI

Bursalıyım. Liseyi meslek lisesinde okudum. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’ni kazandım. Mezuniyetimin ardından büyük bir telekominikasyon şirketinde çalışmaya başladım. Dijital dünyayı çok sevdim ve kendimi geliştirmek istedim. Yurt dışında yüksek lisans yapmak istiyordum. Aslında ilk hedefim ABD’ye gitmekti ama maliyetleri çok yüksekti. Ben de TEV’in burslarına başvurdum. Japonya’daki International University of Japan’dan burs kazandım ama daha sonra anlaşıldı ki bu burs sadece uçak biletimi karşılıyordu. Oradaki masraflarım ve okul ücretimi karşılayacak durumda değildim. Ancak o sırada çok güzel bir rastlantı oldu. TEV’in bursiyerlerini kamuoyuna tanıttığı toplantıda Ömer Koç ile tanıştım. Kendisine durumumu anlatınca hemen ilgilendi ve eğitim masraflarımı karşıladı. Bu sayede 2015 yılının Eylül ayında Japonya’ya gitme şansına sahip oldum. Bölümümü birincilikle bitirdim ve orada kalıp çalışmaya başladım.”

JAPONLAR YENİLİĞE KARŞI

Fakat Japonlarla çalışmak çok kolay olmadı. Ne kadar yeni fikirlerle gelirseniz gelin önce bir dirençle karşılaşıyorsunuz. Çalıştığım şirketlerde bu direnci bizzat yaşadım. Yeniliklere uyum sağlama konusunda tutucu olduklarını gördüm. Ancak bu deneyim bir yandan da Japonya’da kalmamı sağladı. Asıl amacım da kendi işimi kurup topluma faydalı olacak işler yapmaktı.

KÜÇÜK BİR SİTE KURARAK BAŞLADIM

Japonya’da bazı restoranlar sadece akşam vakti açılıyor. Biz de sabah ve öğle saatlerinde buraların boş kalmaması için neler yapabiliriz nasıl ek gelir sağlayabiliriz diye üniversitedeki girişimcilik dersinde fikir yürütmeye başladık. Restoranlara gidip konuştuk ama onlar boş olmadıklarını, akşam için hazırlık yaptıklarını söylediler. Ben araştırmaya ve restoranlarla ilgili çalışmalarıma devam ettim. Bir veri çok ilgimi çekti. Japonya’ya gelen turistlerin yüzde 70’i yemekleri için geliyormuş. Yaptığım araştırmalarla bu ülkede yemek üzerine odaklanan pek şirket olmadığını gördüm. Ben de bunu bir fırsat olarak düşündüm ve 2018’de “Tokyo byfood” adında bir site kurdum. Yemek turları yapan şirketleri bir araya getirip turistlere pazarlamasını yapan bir platformdu bu. Yüze yakın şirketle anlaşma yaptım. Daha sonra Japonya’da yaşayan yabancıları tanıtan bir portal sayesinde de şimdiki iş ortağımla tanıştım. Onun da Japonlara yönelik restoran rezervasyonu yapan bir sitesi vardı. Birlikte çalışmaya karar verdik.

BOĞAZİÇİ DAYANIŞMASI

Japonya’da kendi şirketinizi açmak için 50 bin dolarınız olması gerekiyor. Bu aşamada da 30 yıldır Japonya’da yaşayan ve Japonca’dan Türkçe’ye çeviriler yapan bir Boğaziçi mezunu olan Vaner Alper sayesinde bu engeli de aştım. Bu karşılaşma önümü açan çok önemli bir adım oldu. Şu anda Japonya’da olsam da web sitemizin altyapısı ve yazılım-donanım işlerini Türkiye’den yine Boğaziçi mezunu arkadaşlarımın kurduğu şirketlerle yapıyoruz. Yani Boğaziçi mezunları olarak birbirimize destek olmaya devam ediyoruz.

JAPONYA’DA 1 YEMEK = KAMBOÇYA’DA 10 YEMEK

Dünyada her gün milyonlarca çocuk yatağa aç giriyor. Ben yemek işi yapak istiyordum ama dünyada böyle bir durum da var. Kendi işimle bunu nasıl birleştiririm diye düşündüm. İşi yapmamın ana amacı topluma faydalı olmaktı. Her rezervasyon başına, Kamboçya’da 10 tane çocuğun öğle yemeğine denk gelen parayı bir derneğe bağışlıyordum. Yani sen Japonya’da yemek yiyorsun ama seninle birlikte Kamboçya’da 10 tane çocuk da yemek yiyor gibi bir konsept kurdum.

AFRİKALI ÇOCUKLARA 300 BİN ÖĞÜN YEMEK

Biz aslında sadece yemek satmıyoruz. Misyonumuz yemek yoluyla mutluluğu yaymak. Bu yüzden bu projeye ‘’Food for Happiness’’ diyoruz. Şimdi de her rezervasyon aldığımızda Malavi’deki 10 çocuğun yemeğini karşılıyoruz. Bu işi yapmamızın aslı nedeni çocukların beslenmesine destek olmak, maddi durumları elvermeyen bireylere katkı sağlamak. Hindistan’dan Güney Afrika’ya çok farklı ülkelerdeki STK’larla bu çerçevede çok sayıda işbirliği gerçekleştirdik. Pandemi döneminde sınırlar kapandığı için bizim rezervasyon sayımız ciddi oranda düştü. Ama biz bu proje durmasın diye Japon şirketleriyle anlaşmalar yaptık. Kısa vadede bu bağışları durdurmamak için böyle bir çözüm bulduk. Pandemi döneminde hiç gelirimiz olmasa bile birlikte çalıştığımız şirketlerden gelen maddi destekle bağış yapmaya devam ettik ve şu ana dek toplam 300 bin öğün bağışladık. Bu etkiyi genişleterek daha çok kişiye ulaşmak istiyoruz. Şirketin vizyonu da dünyada bir yere seyahat ettiğinizde yerel yemek için aklınıza ilk gelen şirketin ‘byfood’ olması. Bu platformla dünyadaki açlık sorununa bir nebze katkı sağlamak istiyoruz.”

MGM, İstanbul dahil çok sayıda kent için saat verdi! İŞ TURKCELL Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan CHP Sözcüsü Yücel'e tepki
Sonraki Haber