Fransa'da para bitti! 60 milyar Euro’luk vergi paketi hazırlayan hükümet düşürüldü

Fransa'da Başbakan Michel Barnier hükümetinin güven oylaması ile düşürülmesi sonrası ülke yeni bir siyasi belirsizlik içine girdi. Gelişmeler Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un da gidici olduğu yorumlarını yaptırıyor. Sömürge gelirleri kesilen, yıllardır yapmadığı savunma harcamalarına tekrar kaynak ayırmak zorunda kalan Fransa’da para bitince’ faşist parti birinci oldu. Bunun siyasi olduğu kadar ekonomik sonuçları da ağır olacak. İşte detaylar...

Fransız yatırımcılar, yıllardır alışık oldukları ucuz kredilere artık veda etmek zorunda kalacak. Bu da zincirleme reaksiyon olarak gelecekte Fransız vatandaşlarına enflasyon olarak yansıyacak. Çünkü siyasi kaos nedeniyle ülkenin borçlanma maliyetleri ilk kez Yunanistan tahvil faizleri ile aynı seviyeye çıktı.

Fransız 10 yıllık devlet tahvili getirileri ile Yunan muadilleri arasındaki faiz farkı olan spread, sıfıra düştü.

Yatırımcılar, Fransız tahvillerini tutmak için, borç batağındaki Yunanistan tahvillerini tutmak için istedikleri faizin aynısını talep ediyorlar. Yani daha fazla ödeme almak istiyorlar.
Ülke tarihinde 1962'den bu yana ilk kez bir hükümet güven oylaması sonrası düştü.

İSTİKRARSIZ HÜKMETLER DÖNEMİ BAŞLADI

Yalnızca 3 aydır başbakan olan Barnier'in Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a istifasını sunması bekleniyor.

Ancak Macron'un bu aşamadan sonra hükümeti kurma görevini kime vereceği belli değil.
Fransa’nın son yılların en büyük krizini yaşamasına ilk çıkış yaptığı yıllarda faşist izler taşıyan, marjinal, ırkçı bir parti olarak görülen Ulusal Birlik’in birinci parti olması yol açtı. Liderliğini Marine Le Pen’in yaptığı, göç karşıtı aşırı sağcı parti geçen ay yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 31 oy alarak, en yakın rakibini ikiye katlamıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, bunun üzerine erken seçim kararı almıştı.

Macron’un ağırlıkla “kumar” olarak nitelenen bu kararı, Avrupa Birliği’nin en büyük ikinci ekonomisi, G7 üyesi, nükleer güç Fransa’da, aşırı sağın iktidarın kapısına dayanması sonucunu doğurdu.

Son seçimin üzerinden bir sene geçmemiş olması nedeniyle, krizin sandıkla çözülmesi olasılığı da bulunmuyor.

Fransa Anayasası'na göre 2025 Temmuz ayından önce seçim yapılamıyor.
Bu aşamada Macron'un seçilmemiş teknokratlardan oluşan bir hükümet ataması da söz konusu.

Cumhurbaşkanı Macron'un bu akşamı yapacağı ulusa sesleniş konuşması süreci daha belirgin hale getirebilir.

Güven oylamasının, son seçimde üçüncü parti olan Ulusal Birlik lideri Marine Le Pen için de bir güç sınavı olduğu yorumu yapılıyordu.

Le Pen oylama sonrası verdiği televizyon röportajında, bütçeye onay vermenin imkansız olduğunu söyleyerek, Barnier'i düşürmekten başka çareleri olmadığını söyledi.

VERGİ ARTIŞI PROJESİ KRİZİ GETİRDİ

Eylül ayının başlarında başbakan olarak atandıktan sonra Barnier, önceliklerini Fransa'nın bütçe açığını azaltmak ve maliyeyi düzene sokmak olarak belirlemişti.

2025 bütçe önerisi, toplam 60 milyar euroluk bir tasarruf sağlayacak vergi artışları ve harcama kesintileri içeriyordu.

Son siyasi kriz, hükümetin gelecek yıl için kemer sıkma bütçesini geçirmek istemesi ile başladı.

Aşırı sol blok ve Marine Le Pen'in başını çektiği aşırı sağ ayrı ayrı önergelerle bütçeye karşı çıktı.

İki uç siyasi kanat, hükümetin endişelerini dinlemediği noktasında birleşiyordu.

Çarşamba günü akşam saatlerinde yapılan güven oylamasında 577 parlamenterin 331'i hükümetin düşürülmesi yönünde oy kullandı.

Aşırı soldan eski Marksist Jean-Luc Mélenchon, hükümetin düşürülmesi sonrası X’ten yaptığı paylaşımda Macron’un da çok zamanı kalmadığını savundu.

Mélenchon, Macron’un görevdeki süresini kastederek, “Her üç ayda bir Barnier bulsa bile, Macron üç yıl görevde kalamayacak” dedi.

Barnier hükümeti, Temmuz ayındaki seçim sonrası aylar süren bir görüşme trafiği ile kurulabilmişti.

Gaziantep FK'nın iç sahada son kurbanı Antalyaspor Gaziantep’ten Suriye’deki bölücü teröre son uyarı Kayserispor Galatasaray Maçı Canlı İzle Selçuk Sports Taraftarium24
Sonraki Haber