Fransa'dan Türkiye'ye Afrika üzerinden nükleer tuzak

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Batı dünyasındaki bir çatlak var. Bu çatlaklardan birinin başını Fransa çekiyor. Paris yönetimi bir süredir ABD ve diğer bazı Batılı devletlerle derin bir ayrılık içinde. Bu nedenle NATO’dan bağımsız bir Avrupa ordusu kurmak, Ortadoğu’da ABD’den ayrı hamleler yapmak gibi girişimleri var. Son bilgi Batı’da ve ülkemizde büyük gürültü koparacağa benziyor. Fransa’nın, Afrika’dan çıkardığı uranyumu yasadışı yollardan Kuzey Kore ve İran’a sattığı, özellikle İran’a satış üzerinden de Türkiye’ye baskı kurmak istediği ileri sürüldü.

İddianın sahibi Afrika ülkesi Nijerya’nın önemli bir yayın organı Vanguard. Vanguard’ın “Afrika uranyumunun yasadışı nakliyesi” başlıklı dosyasında önemli bilgiler yer alıyor. Sitenin iddiasına göre, “Bölgedeki istikrarsız durumdan fayda sağlayan Paris’in, Afrika’da kayıt dışı tutulan uranyumu Kuzey Kore’ye sattığı biliniyor”. Aynı haber kuruluşunun bildirdiğine göre, “Afrika ülkelerinden çıkarılan ve kayda geçirilmeyen uranyumun İran’a nakliyatını Areva Holding ve başka kuruluşlardaki Fransız işadamları örgütlüyor.”

Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın (IAEA) yeni yayımlanan bir raporu, Kore’nin Yongbyon tesisinde uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin sürdüğünü açıklıyor. Rapor ayrıca, ülkenin bir de deneysel hafif su reaktörünün inşaatına devam ettiğini tespit ediyor.

ABD merkezli Institute for Science and International Security (ISIS) düşünce kuruluşu üyesi bilim insanları, İran’ın bir adet nükleer silah için gerekli zenginleştirilmiş uranyum miktarını bir ay içinde üretmiş olabileceğini öne sürüyor. Şayet Fransa’nın İran’a uranyum sattığı iddiası doğruysa, satılan uranyum yasal yollardan elde edilmedi. 

Fransa daha önce de defalarca kez, Afrika’da yasadışı yollardan uranyum çıkarmakla suçlandı. Örneğin 2015’te Fransa, Mali’de “başta Kidal olmak üzere bazı uranyum depolama alanlarını kurmaya başlamakla” suçlandı. Paris’in bu çalışmaları, ülkenin kuzeyini kontrol eden ayrılıkçı Tuareglerle sürdürdüğü bildirildi.

Fransız askeri, terörle mücadele gerekçesiyle 2013’ten beri Mali’de bulunuyor. Senegalli gazeteci ve uzman Pape Samba Kane ise, Fransız askerlerinin Mali’deki varlığını 2019 yılında şöyle açıklıyordu: “Fransız hükümetinin, kendi askerlerinin hayatını çok uzak bir ülkede tehlikeye atmaya devam etmesinin altında yatan neden, Fransız ekonomik ve jeostratejik çıkarlarını korumak. Daha somut ifade etmek gerekirse Fransa, bölgedeki altın ve uranyum madenciliğini devam ettirebilmek istiyor.”

ARTAN TÜRK ETKİSİNE KARŞI BASKI

Vanguardngr sitesi, Fransa’nın uranyumun yasadışı yollardan İran’a satışının perde arkasındaki bir boyutun da, Türkiye’nin Afrika’da artan etkisini kırmak olduğunu da aktarmakta. Sitenin dosya haberinde “Türkiye’nin kıtada artan etkisi karşısında Fransa, bölgede güç dengelerine müdahale etme kararı aldı” ifadeleri de yer almakta.

Ankara’nın, Paris ile yoğun bir jeopolitik çatışma içinde olduğu biliniyor. Paris, Doğu Akdeniz ve Libya’da savaş ağası Halife Hafter’i destekliyor, Ankara’nın Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteğe karşı çıkıyor. Doğu Akdeniz’de Fransa, Türkiye’nin meşru deniz yetki alanları ve münhasır ekonomik bölge girişimlerine karşı tutum alıyor ve bu çatışmada Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı destekliyor. Paris, Suriye’de ise PKK’yı destekliyor. Türkiye’nin Afrika’da artan etkisi de Fransa’yı endişelendiren bir gelişme. Türkiye ise, Fransız Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un İslam karşıtı söylem ve eylemlerini sık sık eleştiriyor. İki ülke arasındaki tansiyonu düşürme girişimleri ise sonuç vermedi.

Bugünlerde İran-Türkiye ilişkileri de gergin bir dönemden geçiyor. İki devletin çıkarları Suriye’de çatışıyor. Son günlerde İran, binlerce Afgan mültecinin kendi topraklarından Türkiye’ye geçmesine izin verdi, Ankara için büyük bir sorunun oluşmasına neden oldu.

Bu koşullar altında Paris, İran’ı kendi tarafına çekmeye çalışabilir, bu amaçla da, bir yandan İran’ın uranyum zenginleştirme girişimlerini resmi açıklamalarla kınarken, diğer yandan Tahran’ın gerekli teknik unsurlara erişimini sağlayabilir. Paris, Tahran’ın nükleer programının Ankara’yı endişelendirmesini umuyor, bu sayede Türkiye’nin dikkatini Afrika’dan uzaklaştırmayı hedefliyor. Fransa, Türkiye’yi kendi “arka bahçesi” olarak gördüğü Afrika’dan uzak tutmak için, Türkiye’nin “arka bahçesinde” sorunlar yaratıyor.

SABIKALI FRANSA

Fransa nükleer teknolojide “ikili oynamakla” geçmişten sabıkalı. 1970lerde ABD ve İsrail Libya’da Muammer Kaddafi’yle mücadele ederken onların müttefiki Fransa, Libyalılara Nijer’deki Fransız madenlerinden gizlice uranyum gönderiyordu.

Fransa’nın Afrika kaynaklı uranyumu İran’a sattığı yönündeki haber ve söylentiler bu nedenle dikkatle sorgulanmalı ve takip edilmeli. Fransızlar yine benzer bir harekata girişmiş olabilir. Her hâlükârda Paris, Türkiye’ye karşı her an düşmanca bir eyleme girişebilir.

Tüm yazılarını göster