"Zengin bir ailenin çocuğu kılığına girerek Adnan Oktar örgütüne sızdım!"
“GÜÇLENDİKÇE GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI”
Sonraları uzaktan takip ettiğin Adnan Oktar nasıl bir evrim geçirdi?
1990’ların başından bu yana izlediğim adam, benim tanıdığım dönemdeki karakterden çok farklı bir görüntü ve çizgi ortaya koydu. Güçlendikçe gerçek yüzü ortaya çıktı.
Gerek dinlediğim itirafçılar, gerek emniyet yetkilileriyle yaptığım görüşmeler ve okuduğum savcılık ifadesi bana Adnan Oktar’ın zamanla ne denli korkak, kompleksli, büyük bir yalancı ve de hasta ruhlu bir zalime dönüştüğünü gösterdi. Meğer ne büyük bir sapkınmış.
“HAPSE GİRİP ÇIKTIKTAN SONRA BİRDEN ATATÜRKÇÜ OLDU”
Gözaltına alınıp hapiste ve akıl hastanesinde yatırıldıktan sonra değişim başladı. Zira mahkeme ve akıl hastanesi olayından gözü iyice korktu. Adnan Oktar bir anda Atatürkçü oldu. 1999 yılında Oktar ile cemaat-örgüt yapılanmasına karşı yürütülen operasyon sonrası cezaevinden çıktığında yine karşımızda fikirleri farklılaşmış bir sözde lider görüyoruz.
Kadın müritler başlarını açarak, erkek müritler şalvarlarını çıkararak kendilerince görüntü bakımından modernliğin kapısını araladılar.
Bu tarihe kadar uzun saçlarını ortadan ayırarak Hz. Muhammed’in sünnetine uygun davrandığını ifade eden Oktar da yeni bir görünüme kavuştu. Artık Adnan Oktar Cemaati tümüyle lüks, marka ve saltanat denizinde yüzmeye başladı.
Oktar bu değişimin sebebinin, cezaevinde okumak için çok fırsat bulduğunu, okuduğu kitaplardan Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya kitabından çok etkilendiğini, bu sayede Atatürkçü olmaya karar verdiğini söylemişti.