"Zengin bir ailenin çocuğu kılığına girerek Adnan Oktar örgütüne sızdım!"
“YEĞENLERİNE BİLE TUZAK KURDU”
Ailesinden kendisinin mehdi olduğuna inanan var mıydı?
Olmaz mı! Kardeşi Kenan Oktar’la nadiren görüşürdü. Adnan Oktar kardeşinin iki kızını da tuzağına düşürdü. Hatta cinsel istismarda bulunduğuna dair korkunç ifadeler var iddianamede. Kenan Oktar bu konuda konuşamıyor.
Cezaevinde ziyaret ettiği abisi Adnan Oktar'ın gelecekte zuhur etmesi beklenen İmam Mehdi olduğunu söylemeye başladı bir anda. Kenan Oktar 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin Adnan Oktar ve örgüt üyelerine yapılan operasyon yüzünden olduğunu bile söylemişti o zamanlarda.
“TOPLUMA BORCUM OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM”
Neden böyle bir kitap yazma gereği duydun?
Geçen yıl yapılan Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik yapılan operasyonla örgütle ilgili çok sayıda sır denebilecek bilgi ortalığa saçıldı. Operasyondan önce bu kitabı hazırlamaya kalksam elimde yeteri kadar malzeme bulamazdım ve bunların çoğunu delillendiremezdim. Ve bir sürü davayla karşı karşıya kalacağımı da biliyordum. Çünkü bu örgütün taktiğinin yıldırmak olduğunu da çok iyi biliyorum.
Ancak şimdi ortada polis soruşturması ve savcı iddianamesi var. Herşey belgeli ve ifadeler var. Üstelik dava süreci da birkaç gün önce başladı. Çok daha fazlasının ortaya çıkmasını bekliyorum. O zaman kitabın ikincisi de gelir belki…
35 yıllık mesleki birikimim ve Adnan Oktar’ı Türk basınında ilk gündeme getiren kişi olarak bu işin benim görevim olduğunu ve topluma bu konuda borcum olduğunu düşündüm ve kitabı yazmaya karar verdim.
“Adnan Hoca Çevresi” denilen sözde İslami oluşum kaygı verici anlamda Türk toplumunun kültürel, moral ve dini değerlerine tarifsiz ölçüde hasar verdi. Ne İslami ne de milli bir yönü vardı. İsrail ve ABD merkezli birçok istihbarat kuruluşları ile İslam karşıtı yapıların koruyup kolladığı hatta desteklediği bir yapıya büründü. Bakmayın kadınlı erkekli şarlatan şovlarına. Aslında bir toplumun temel dinamiklerini çürüttürüyor, İslam ile ilgili algıyı sapkınlığa indirgetiyorlardı.