GAZETECİLER ÖLDÜRÜLÜRKEN…

Gazze’de bir insanlık dramı var. Üçüncü aya giren ve artık katliamdan soykırıma evrilen, her türlü insancıl hukukun ayaklar altına alındığı, uluslararası kuruluşların sınıfta kaldığı, insanlık vicdanının sorgulandığı bu süreçte 97 gazeteci hayatını kaybetmiş.

Büyük bir kısmı Filistinli ama içinde başka ülkelerin vatandaşı olanlar da var. Bunlara ek olarak 19 gazeteci İsrail tarafından tutuklanmış, üç gazeteci için ise kayıp başvurusu var…

Filistin’de gazetecilik zor iş. Eğer israil’e embedded değilse gazeteci, onların istediği gibi görmeyecekse, yazmayacaksa, konuşmayacaksa zaten bedeli olacak…

Ekmeğe, suya, ilaca, insani ihtiyaçlarını karşılayacakları her şeye tıpkı diğer Gazzeliler gibi onların da erişimi zor…

Bu koşullar altında çalışıyorlar…

Yıllardan beri abluka altındaki Gazze’de 7 Ekim’den beri insanlar öldürülüyor…

Çocuklar, kadınlar, yaşlılar, siviller öldürülüyor. Bunları haberleştiren gazeteciler öldürülüyor…

İnsanlar kendi yurtlarından zorla göç ettiriliyor. Cenevre Sözleşmesi ayaklar altında. Bunları haberleştiren, kanıtlarını ortaya koyan gazeteciler hedefte…

Yıllardan beri Filistinlilere yönelik toplu cezalandırma var. Gazeteciler hayatlarını ortaya koyarak bunları duyurmaya çalışıyor ve sadece kendileri değil, aileleri de İsrail’in hedefleri arasına giriyor…

Yasaklı silahlar kullanılıyor. BM Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi hiçe sayılıyor, gazeteciler bunu haberleştirdiler diye ölümle burun buruna geliyor…

Kendi ülkelerinde nasıl oluyorsa “mülteci kamplarına” alınan, aslında toplama kamplarına doldurulan Filistinliler bombalanıyor, bunları haberleştirilen gazeteciler de bombalar altında can veriyor…

Sivil yerleşim yerleri, şehirler, köyler, altyapı, Lahey Sözleşmesi’ne aykırı bir şekilde yok edilirken haberleştiren gazeteciler cezalandırılıyor… Tutuklanarak, kaybedilerek, öldürülerek, aileleri yok edilerek…

Hastaneler her gün bombalanıyor. İnsanların tedavi görebilmeleri, ilaca ulaşabilmeleri imkansızlaştırılıyor. Gazeteciler öldürülüyor…

İnsani yardımlar engelleniyor. Yardım konvoyları vuruluyor. Yine gazeteciler öldürülüyor…

Dini mekanlar vuruluyor. Yok ediliyor. Tarihi mekânlar yeryüzünden siliniyor. Bunları belgeleyen gazeteciler yok ediliyor…

Söylenecek çok söz var.

Ama gönül istiyor ki, öncelikle tüm dünyada gazetecilere ait sivil toplum kuruluşları yeri göğü inletsin.

Tepkilerini koysunlar. Haberin, bilginin, fikrin ve elbette hakikatin savunucusu olsunlar…

Bu çağda, bu vahşetin tüm insanlık tarafından bilinmesi için hayatlarını ortaya koyan meslektaşları için bir hassasiyet göstersinler.

Artık sayıları onbinlerle ifade edilen bu vandallığın kurbanları arasında sayıları yüzü aşan gazetecilerle ilgili bir gündem koysunlar…

Ama maalesef kimseden çıt çıkmıyor….

Öldürülen Filistinli gazetecilerin aileleri diyor ki: “Mesleklerinin bedeli olarak öldürülüyorlar!”

Evet, hakikat için can veriyorlar…

Ey ülkemin gazetecilik örgütleri, gazetecileri, neredesiniz?

Tüm yazılarını göster