"Gençlerimiz bizi bu ülkeden kovacak!"
Türkiye’de gençlerin büyük bir çoğunluğunun ülkeyi terk etmek istediğine dikkat çeken Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan köşesinde “Böyle giderse, ülkesine, değerlerine yabancılaşan, ülkesinden ümidi kesen genç kuşaklar hem bu ülkeyi terk edecekler hem de giderayak bizi bu ülkeden sürecekler!” ifadelerine yer verdi.
Bütün dünyanın dijital sömürgecilik veya dijital emperyalizm diyebileceğimiz bir sürecin eşiğinden geçtiğini söyleyen Yusuf Kaplan ülkeyi terk etmek isteyen gençlerin nasıl batı tuzağına düştüğünü yazdı.
Kaplan, bugünkü köşe yazısında şu ifadeleri kullandı:
Tabii meselenin bir de iç boyutu, bizimle ilgili yönü var: Bu ülke, iki asırdır köklü bir medeniyet krizi yaşıyor: Ülkede uygulanan radikal modernleşme / laikleştirme projesinden ötürü topluma tepeden dayatılan katı seküler kimlik, Tanpınar’ın bile açıkça itiraf ettiği gibi, toplumu “kültürel inkâr”ın eşiğine sürükledi; toplumun ruh köklerini kuruttu, kültürel ve entelektüel direnç noktalarını ve iradesini yok etti; insanımızı dışarıdan gelebilecek her tür saldırıya, kültürel ve entelektüel sömürgecilik biçimine karşı savunmasız hâle getirdi.
Ödünç akılla, simülatif (sığ, sahte ve yüzeysel) yöntemlerle simülatif bir kimlik dayatıldı: Mankurtlaştırıcı medya rejimi, ülkesine ve değerlerine yabancılaştırıcı eğitim sistemi ve yoz, yozlaştırıcı, ruhsuz, köksüz sanat dünyası; dışarıdan gelen, bütün değerleri değersizleştirici, anlamları anlamsızlaştırıcı hazcı, yıkıcı popüler kültür biçimlerinin bu ülkenin çocuklarının bu ülkeye, bu ülkenin kültürüne, değerlerine zaten zayıf olan, sürgit zayıflayan aidiyet biçimlerini, bağlılıklarını yok etmesine, genç kuşakların kendilerine olan güvenlerini dümdüz etmesine, özgüvenlerini yitirmesine yol açtı, ürpertici bir aşağılık kompleksinin hatta kendi insanından ve kültüründen nefret duymanın eşiğine fırlattı.
O yüzden bütün genç kuşaklar hiç tanımadıkları bir dünyaya (vahşî Batı’ya) kaçmanın hayalleriyle dolup taşıyorlar.
Bu süreçte, meselâ Almanlar, ülkenin enparlak tıpöğrencilerini Almanya’ya çekmek için inanılmaz çalışmalar yapıyorlar! İyi de devletimiz bunu görmüyor mu?
Böyle giderse, ülkesine, değerlerine yabancılaşan, ülkesinden ümidi kesen genç kuşaklar hem bu ülkeyi terkedecekler hem de giderayak bizi bu ülkeden sürecekler!
Bu gözlemlerimizi sosyal medyada yayınladığımızda yapılan ürpertici ve iğrenç yorumlar, daha doğrusu karakter suikastını hedefleyen saldırılar, bu ülkenin insanının nasıl celladına âşık edildiğini, fiilen işgal edilemeyen bu ülkenin nasıl zihnen işgal altında olduğunu gösteriyor!
Asıl felâket bu oysa: Ülkemizin en parlak çocuklarının zihinlerinin işgal edilmesi ve celledına aşık edilmesi!
Elbette ekonomi, adalet ve eğitimde büyük sorunlarımız var.
Ama zor zamanlar, tarihin hem kırılma ânları hem de yeniden kurulma zamanlarıdır.
Yılmayacağız!
Yıkılmayacağız!
Asırlık nefes alacağız: Hem bu deveyi güdeceğiz hem bu diyardan gitmeyeceğiz ve bu ülkeyi leş kargalarına yem etmeyeceğiz!
Bu ülke, Nuh’un gemisi, insanlığın son adasıdır.
Vesselâm.