Genital siğil nasıl tedavi edilir? Genital siğiller hakkında doğru bilinen yanlışlar
Genital siğiller, deride açık ya da koyu kabarıklarla kendini belli eden cinselle yolla bulaşabilen bir hastalıktır ve tedavi gerekir. HPV virüsünün sebep olduğu genital siğil hastalığına karşı uyaran Dr. Derya Can, hastalığın nedenlerinden, belirtilerinden ve tedavisinden bahsetti. İşte genital siğilin tedavisi, belirtileri ve nedenleri…
Medipol Çamlıca Üniversite Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Derya Can, genital siğilin; HUMAN PAPİLLOMA VİRUS (HPV) ile oluşan mikrobik bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğunu, genital bölgede ve makat etrafında deri renginde veya kahverengi kabarıklıklara neden olduğunu belirtti.
Genital siğilin sıklıkla 15-45 yaş arasında rastlandığını aktaran Uzman Dr. Derya Can, “Dünyada erişkinlerin yaklaşık %50'sinin HPV taşımaktadır. HPV virüsün bazı tipleri deri hücrelerinde anarşik çoğalma sonucu rahim ağzı, penis, ağız, boğaz ve deri kanserlerine neden olabilir” ifadelerini kullandı.
VİRÜS BULAŞTIKTAN YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKABİLİYOR
Bulaşın; cinsel ilişki, hastanın elindeki siğili genital bölgesine taşıması, ortak kullanılan eşyalar ve anneden bebeğe doğum esnasında bebeğin solunum-yemek borusuna geçebileceğini aktaran Dermatoloji Uzmanı Dr. Derya Can, siğiller hakkında merak edilenleri anlattı:
"Virüs bulaştıktan sonra kişi virüsü yenip yok edebilir, hemen hasta olabilir veya virüsü taşıyıp yıllar sonra hasta olabilir. Hastalık iyileştikten sonra da virüs yok olabilir, vücutta yıllarca kalıp yıllar sonra hastalığa da dönüşebilir. Siğilin olmadığı bu taşıyıcılık döneminde de kişi bulaştırıcıdır. Virüsü tam olarak öldürecek bir ilaç yoktur. Virüslü deri hücrelerini öldürmek için asitli solüsyonlar, dondurma ve yakma yöntemi, pulse Dye lazer, imikimod krem tedavisi kullanılabilir.”
30-65 YAŞINDAKİ HER KADIN 5 YILDA BİR HPV SMEAR YAPTIRMALI
Genital siğil hastalığından korunmada tek eşliliğin, prezervatif kullanımının ve 12-45 yaş arasındaki bireylerin 0.2. ve 6. ayda 3 doz aşılanmasının çok önemli olduğunu aktaran Dr. Derya Can, siğil hakkında doğru bilinen yanlışları şöyle sıraladı;
“Pek çok dünya ülkesinde bu aşı çocukluk çağı aşısı olarak yer almakta. Aktif hastalık döneminde cinsel ilişkide bulunulmamalı, hastalık iyileştikten sonra ise mutlaka prezervatif tercih edilmelidir. Cinsel ilişki sonrası genital bölgeyi sabunlu su veya antiseptiklerle yıkamak bulaşı önlemez.
Bilinen en büyük yanlış hastalık oluşunca aşı için geç kalındığının düşünülmesidir. Halbuki aşı sadece bulaşı önlemez aynı zamanda virüse karşı savunma sistemimizi uyarır. Bu tedavinin hızını arttırırken, hastalığın tekrar etmesini, kansere dönüşme ve bulaşma riskini düşürür. Hatta kansere dönüştükten sonra bile aşı yapılması kanser tedavisine katkı sağlar. Üstelik virüsün bir tipiyle enfekte olan hasta aşıdaki diğer virüs tiplerine karşı da korunmuş olur.
İkinci yanlış ise sadece hastanın tedavisidir. Halbuki hastanın cinsel partneri aşılı da olsa, prezervatif de kullanılmış olsa virüsü hayat boyu taşıma riskine sahiptir. Kadınlarda siğil oluşmadan rahim ağzı kanserleri gelişebilir. Bu nedenle cinsel aktif çağdaki tüm kadınlar belli aralıklarla mutlaka HPV pap smear (pamuk uçlu çubukla basitçe rahim ağzından sürüntü alınması yöntemi) yaptırmalı. Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre; 30-65 yaş grubundaki her kadın Aile Sağlık Merkez'inde 5 yılda bir HPV Pap Smear testi ile taranmaktadır. Smear sonucunda kanser açısından şüpheli hücreler görülürse rahim ağzınızdan örnek alınmaktadır. Hastalığın diğer aile bireylerine geçmemesi için klozet-havlu-banyo oturağı gibi genital bölgeye temas edilen eşyalar ortak olarak kullanılmamalıdır.”