Açılım Süreci’nin PKK’nın torpillemesi ve azgınlıkları neticesinde sona ermesi ve terörizmle kararlı mücadelenin tek yol olduğunun yeniden devlet ve hükümet tarafından benimsenmesi ile birlikte, bazı şehirlerdeki “kurtarılmış bölge”ler üzerinden gerçekleştirilmek istenen oldubittiye karşı asker ve polisimizin muazzam bir başarı ile yürüyen operasyonları devam ediyor.
Kuşkusuz ki, bu operasyonlar esnasında yüreğimizi burkan, içimizi acıtan müessif kayıplarımız da var. Aziz şehitlerimizi milletçe bağrımıza basıyoruz. Kahraman gazilerimiz için devletimizin imkânları ve hizmetleri ise her zamankinden daha fazla.
Burada birkaç hususun altını çizmekte yarar görüyorum. Geçmişte hükümet içinde olup da, bu gün dışarda kaldığını düşünen kimi siyasetçiler de dahil, bazı kesimlerin şu anda olanı ve yapılması gerekeni değil, dönüp geçmişi konuşmayı ve buradan da kendisinin o günlerdeki yerini farklılaştırmayı tercih etmesinin nedenini bir türlü anlayamadığımdır…
Evet, açılım politikaları üzerine o günlerde her kesimden farklı eleştiriler geldi, netice itibariyle açılım öncesinde de, devam ederken de hükümet toplumun değişik kesimlerinin yaklaşımlarını özellikle öğrenmek istedi ve bunu hangi amaçlarla gerçekleştirmeyi istediğini ifade etti.
Bu konuları o dönemde sıklıkla konuştuk.
Üstelik üzerinden iki seçim geçti. Hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de sayarsak üç seçim.
Üçünde de, açılım politikaları da dâhil hükümet rakipleri tarafından eleştirildi. Milletin takdiri yine bu şekilde tezahür etti.
Hala oraya takılıp kalmanın bu güne ne tür bir yararı olabilir?
Şu anda doğu ve güneydoğu bölgelerimizde açılımı torpilleyerek, bu bölgelerde yaşayan insanlarımızı birinci derece mağdur hale getirmiş olan terör örgütüne karşı son derece ciddi, kararlı bir operasyon sürüyor.
İktidarı ve muhalefeti ile birlikte olduğumuz takdirde bu bir neticeye ulaşacak, inşallah ülkemize terörsüz bir özgürlük dönemi gelecektir.
Şimdi hepimizin yapması gereken, operasyonların başarı ile ve kesintiye uğramaksızın, kahraman vatan evlatlarından zayiat vermeksizin tamamlanması ve bölge halkının rahatlaması için devletimizin yanında yer almamızdır.
Terör, görüldüğü üzere bulaşıcı ve yayılmacıdır.
Bir bölge ile sınırlı kalmıyor. Oradan hemen ülkenin her tarafına ve hatta sınırların dışına bile taşabiliyor.
Nerede, ne zaman kimi hedef alacağını ve ne tür bir zarar vereceğini kestiremiyoruz. İki yüzü keskin kılıç gibi.
Bu halden çıkmanın yegane yolu, teröre karşı durumuzdur. Net, sakin, mücadeleyi aksatmayacak, insanlarımızın hukukunu savunan bir duruş…
Terör ve hukuk bağdaşmaz. Elinde silahla, insanların huzurunu gasp edenlere karşı, herhangi bir meşruiyet atfı da hukuk ile bağdaşmaz.
Diğer yandan parlamento kürsüsünde bir milletvekili ağlamış. Niye ağlamış? Sur’da beş şehit haberi geldiği günde, anda, orada bu vatan evlatlarının canlarına kasteden teröristler için ağlamış…
Allah, bunlara gerçekten akıl sağlığı ihsan etsin. Oraları hendeklerle çevirirlerken, insanların normal hayatlarını sürdürmelerini imkansız hale getirirlerken, bunlar daha önce kendisinin yıllarca yönettiği belediyenin imkan ve ekipmanları da dahil kullanılmak suretiyle yapılırken hiç ses çıkarmayan; ağızlarını açtıklarında kendilerinin arkasındaki gücün eli kanlı teröristler olduğunu haykırmaktan geri durmayan bu siyasetçiler, aynı gün şehadet şerbetini içerek gül bahçesine koşanları görmüyor; operasyonlar ile adım adım avdet etmekte olan huzur ve sükun ortamını, halkın özgürlüğünü engellemenin çığırtkanlığını gözyaşları ile süslüyor.
Ne kadar yazık ve acı…
Buradan açıkça söylüyorum. Geçmişte yapılanlar umulanı vermemiş olabilir. Barışı ve kardeşliği pekiştirmek için çıkılan yolda terör örgütünün azgınlıkları neticesinde bu günlere gelinmiş olabilir, bunların olması bir hakikati değiştirmez; devletimiz güçlüdür, hükümet bu kararlılıkla devam ettiği sürece bu ülkeden ne bir çakıl taşı koparılabilir, ne bir gönül eksilir. İşin özü, esası budur. Bu güne odaklanmak mecburiyetindeyiz.
Hükümeti eleştirmek isteyen eleştirsin, ama kimsenin şu an sürdürülen mücadeleyi inkıtaa uğratma hak ve yetkisi yoktur. Kimse insafsızlık etmesin. Dün izlenen politika da yine huzur ve sükûn içindi, barışı getirmek içindi, bu günkü politika da…
PKK denen eli kanlı terör şebekesinin ve destekçilerinin azgınlıkları nedeniyle başarısız olan, bölge halkına ağır bir fatura çıkaran bu politikayı değiştiren Hükümeti kutlamak lazım.
Düne dönüp konuşarak, bu günkü politikayı zaaf içerisine çekmeye uğraşanlarla aynı safta olamayız. Bizim önemli olan ülkemizin ve her insanımızın huzuru, mutluluğu ve kardeşliğidir. Şu anda Cumhurbaşkanından, Başbakanına, hükümetine ve hatta sağduyulu MHP muhalefetine kadar pek çok yükselen ses bunun içindir.
Vatan bizimdir. Şehitler bizimdir. Tarih bizimdir. Kardeşiz. Teröre pabuç bırakmayız. Vessalam…