Gribin H3N2 tipine dikkat! Bu belirtileri gösteriyorsanız doktora başvurun

Son günlerde kışın gelmesiyle birlikte özellikle bir çeşit grip olan influenza A virüsünün H3N2 tipinde artış gözlemlenmeye başladı. Şiddetli seyreden influenza A virüsünün H3N2 tipinin belirtileri ise başka hastalıklarla karışabiliyor. İşte influenza A virüsünün H3N2 tipinin belirtileri…

Bir süredir öksürük, ateş, kas ağrıları gibi şikayetler çok yaygın. Dolayısıyla bu belirtiler Covid-19 mu yoksa mu yoksa grip mi (influenza) endişesine yol açıyor. Ancak son zamanlarda influenza A’nın, koronavirüs alt varyantlarıyla benzer belirtilere yol açan H3N2 tipinin yaygın görüldüğünü belirten Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya önemli açıklamalarda bulundu.

DOMUZ GRİBİNE BENZETİLİYOR

‘Son günlerde saptadığımız influenza virüsünün H3N2 tipi. Domuz gribine benzetilse de bu virüs birkaç yılda bir salgın yapan farklı bir infuenza tipi. Hem yetişkinler, hem de çocuklarda daha şiddetli seyrediyor. Mevsimsel influenzaya göre daha şiddetli salgınlar yapıyor ki şu anda üst solunum yolu şikayetiyle başvuranların hastaların çoğunluğunda bu virüsü saptıyoruz.’

TEDBİRLER KALKTI, HASTALIKLAR ARTTI

Bu durumun beklendiğini açıklayan Topkaya, ‘Bekliyorduk çünkü influenza virüsü de koronavirüs ile aynı şekilde bulaşıyor. Son 3 yılda Covid-19 nedeniyle birçok önlem alınmıştı ki bunların başında maske geliyor. Bu sıkı önlemler sayesinde koronavirüs ile birlikte influenza ve diğer solunum yoluyla bulaşan mikropların da yayılmasını önlemiştik ama artık maskeler çıktı, önlemler kalktı. Bununla birlikte birkaç senedir toplumda bu virüslerin neden olduğu salgınlar yaşanmadığı için bunlara karşı hassas insanlar arttı. Her sene hastalıkla karşılaştıkça bağışıklığımız artıyordu. Birkaç senedir bu virüslerle hiç karşılaşmadığımız için şu anda birçok insan viral solunum yolu hastalıklarına yakalanma riskiyle karşı karşıya. Dolayısıyla bu sene daha fazla kişi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan virüslerden etkileniyor.’ dedi.

ZATÜRREYE KADAR GİDEN TABLOLAR VAR

Virüsün öncekine göre daha güçlü olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya sözlerine şöyle devam etti:

‘Bu virüsün genetik yapısında da her yıl farklılıklar oluyor. Influenza virüsüyle (grip virüsü) zaten sürekli genetik değişime uğradığı için her yıl karşılaşıyoruz. Ama birkaç senedir Covid-19 önlemleri sayesinde toplumda rahat dolaşamadığı için 3-4 sene öncesine göre daha fazla genetik olarak değişmiş bir virüsle karşı karşıyayız diyebiliriz. Hem toplumun bu virüsle karşılaşmadığı için bağışıklığının düşmesi hem de virüsün yapısındaki genetik değişim nedeniyle virüsten etkilenme riski ile karşı karşıya geldik. Dolayısıyla bugün için böyle şiddetli semptomlarla yaygın hastalık tablosu yaşanıyor. Yüksek ateş, kemik ağrısı, eklem ağrısı, kas ağrısı aşırı yorgunluk, halsizlik hatta bağışıklık sistemi baskılanan kişilerde zatürreye kadar gidebilen ağır formlarda seyreden klinik tablolar başladı.’

BELİRTİLERİ ŞİDDETLİ GÖRÜLÜYOR

‘Daha önceki yıllara göre hem yetişkinlerde hem çocuklarda şikayetlerin daha şiddetli geçtiğini görüyoruz. Üstelik ilginç bir şekilde çocuklarda da oldukça yoğun. Örneğin şu anda üst solunum yolu şikayetiyle gelen her üç çocuktan biri influenza A çıkıyor. Şikayetler de daha uzun sürüyor.’

H3N2 TİPİ OLDUKÇA TEHLİKELİ

H3N2 tipinin tehlikeli olduğunu söyleyen Topkaya sözlerine şöyle devam etti:

‘Yetişkinlerde solunum fonksiyonlarının ileri derecede bozulmasına neden olabildiği için hastada oksijenin azalmasına neden olabilir. Bu da dikkat bozukluğu, zihinsel fonksiyonlarında bozukluğa kadar gidebilecek bir tabloya neden olabilir. Çocuklarda ise en büyük sorun su kaybı. Yüksek ateş sıvı kaybına neden olacağından bu da diğer hücrelerin de fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Bu nedenle hem yetişkin hem çocuk hastaların mutlaka sıvı tüketmesi gerekir. Eğer sıvı tüketmede sorun yaşanıyorsa da serum takılarak vücudun sıvı dengesini sağlamak gerekir. Bu nedenle ateşin ve su kaybının çok yakından takip edilmesi önemli.’

KRONİK HASTALARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Kronik hastaları ve diğer risk grubundaki kişilere önerilerde bulunan Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya sözlerine şöyle devam etti:

 ‘Aslında son üç yılda edindiğimiz kapalı ve kalabalık ortamlarda maske takmak gibi güzel bir alışkanlığımız var. Bunu tekrar kazanmak yararlı olacak. Özellikle KOAH, kalp hastalıkları gibi kronik hastalıkları olanların yine hem bu dönem hem de kışın kalabalık alanlarda maske takmasını öneriyoruz.’

MUTLAKA AŞI OLUNMALI

‘Ayrıca özellikle altta yatan farklı bir hastalığı olanlara ve ileri yaş grubundakilere mutlaka grip aşılarını yaptırmalarını öneriyoruz. Tabii yani yine bağışıklık sistemini güçlendirecek, düzenli ve kaliteli uyku, sağlıklı beslenme, açık havada yürüyüşler de fayda sağlayacaktır. Bununla birlikte kronik hastalığı olanların mümkün olduğunca kapalı alanlarda uzun süre kalmamaları da önemli. Viral hastalıklar için her zaman en önemli korunma yolu aşıdır. Bu nedenle influenzada da en önemli korunma yolunun aşı olduğu unutulmamalı. Aşıyı özellikle ileri yaş ve altta yatan hastalığı olan gruba öneriyoruz. Bunun dışında da kalabalıkta, toplu taşıma araçlarında yine maske takılmasını öneriyoruz.’

HASTALIĞI GEÇİRENLER AŞI OLMALI MI?

‘Eğer test yapıldıysa ve grip hastalığı olarak tanısı konulduysa bu durumda aşı olmaya gerek yok. Çünkü bu sezon için bir kere geçiriliyor aynı sezonda birden fazla geçirilmiyor.’

H3N2 BELİRTİLERİ NELERDİR?

Belirtileri; ani başlayan ateş, kas ağrısı, halsizlik, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve öksürüktür.

ATEŞ 3 GÜNDEN FAZLA SÜRERSE DİKKAT!

Belirtilerin gösterildiği durumlarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aynur Eren Topkaya:

‘Şu anda kullandığımız hem hızlı testlerde hem de moleküler PCR testlerinde solunum yolu etkenlerine aynı anda bakabiliyoruz. Test yapıldıktan sonra hem influenza için hem de Covid için kişi hastalığı çok ağır geçiriyorsa hastaneye yatması gerekebiliyor. Ama çok ağır geçirmiyorsa da önlemler her ikisi için de aynı. Öncelikle dinlenmek gerekiyor. Okul çocuklarının okula gönderilmemesi, çalışan yetişkinlerin de evde dinlenmesi önemli. Ayrıca sıvı tüketimine de dikkat edilmeli. Eğer ateş üç günden uzun sürüyorsa da mutlaka hekime başvurulmalı ve akciğer enfeksiyonu açısından değerlendirilmeli.’ dedi.

Galatasaray'ın Bodrum maçı kadrosu açıklandı! Kafilede üç eksik var Canlı yayında 30 bin dolar kazanan çocuk kim? Ar-Ge yapan şirketlere 59 milyar liralık dolaylı teşvik verildi
Sonraki Haber