GRİP, KALP KRİZİNİ TETİKLER Mİ?

SuperHaber YouTube kanalında yepyeni bir sağlık programı başlıyor. Yüksek tansiyondan şeker hastalığına, bağışıklık sisteminden solunum yolu hastalıklarının kalp sağlığına etkilerine kadar merak edilen birçok sorunun yanıtını verecek olan Kardiyolog Uzm. Dr. Hasan Ali Barman, kalp sağlığı açısından yanlış bilinen birçok noktaya ışık tutacak.

Grip, özellikle soğuk kış aylarında ya da mevsim geçişlerinde insanların en büyük sorunlarından biri haline geliyor. Özellikle solunum ve dolaşım sistemini etkilediği gibi, diğer tüm organlarda da çeşitli sorunlar ortaya çıkabiliyor. Genel vücut direnci ve savunma sistemi güçlü olduğu sürece ciddi bir hastalık olarak görülmese de ileri yaşlarda, yeni doğanlarda, bağışıklık sisteminin zayıfladığı kronik hastalıklarda, dolaşım ve solunum sistemi hastalarında, kanser hastalarında, organ nakli yapılan hastalarda ve AIDS gibi bağışıklık sistemini zayıflatan diğer hastalıkların varlığında son derece ağır sonuçlara neden olabiliyor.

Grip kalbe zarar veriyor mu? Kalp krizi riskini tetikliyor mu? Grip kalpte enfeksiyona sebebiyet verirse ne tür şikayetler ortaya çıkıyor? Mevsim geçişi hastalıklarından nasıl korunabiliriz? Gribal enfeksiyonlara yakalanmamak için bağışıklık sistemini nasıl güçlendiririz? gibi sıklıkla merak edilen soruların cevabını SuperHaber YouTube kanalında veren Uzm. Dr. Hasan Ali Barman, kalp sağlığı ve solunum yolu hastalıkları hakkında önemli ayrıntılara dikkat çekti.

"GRİBAL ENFEKSİYONLAR KALP KRİZİNİ TETİKLİYOR"

İnfluenza gibi gribal enfeksiyonların kalp krizi riskini tetiklediğini söyleyen Uzm. Barman, “İnfluenza virüsünden sonra kalp krizi riskini ilk bir haftada arttığı biliniyor. Bu tür gribal enfeksiyonlar aslında kalp krizi riskini tetikleyerek arttırabiliyor. Hastalarda ilk olarak göğüs ağrısı, ve bu ağrının soluk alıp verirken sıklıkla batması gibi şikayetler yaşanıyor. Bu tür şikayetler sıklıkla virüsten etkilendikten genelde 10 gün ile 20 gün sonra ortaya çıkıyor. O nedenle gribal enfeksiyon sonrası 10. ve 20. günlerde göğüs ağrısı olması durumunda mutlaka bir kalp doktoruna başvurulmalı. Özellikle 20 ile 50 yaşındaki erkekler bu durumdan daha fazla etkileniyor. Bildiğiniz üzere kalp hastalıkları kadınlara göre erkeklerde daha sık görülüyor. Bireyin altta yatan bir kalp yetersizliği varsa ve bu kalp yetersizliği dengede gidiyorsa araya giren bir gribal enfeksiyon bu bireyin kalp düzenini tümüyle bozacaktır. Yani kalp yetersizliğini birden derinleştirecektir. Birey birden nefes darlığı, bacaklarda ciddi ödem, akciğerde sıvı birikimi ve ödemi şikayetleriyle hastaneye başvurabiliyor. Kontrol altında ritim bozukluğu olan bir hasta, gribal enfeksiyona yakalandığı zaman ritim bozukluğunu tetikleyebiliyor." ifadelerini kullandı.

KRONİK HASTALIĞI OLANLAR ÖZELLİKLE DİKKAT!

Mevsim geçişlerinde risk taşıyan grupların altını çizen uzman kardiyolog, "Özellikle 65 yaş üstü kişiler, kronik kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastalığı, kanser hastaları ve sağlık çalışanları gibi risk grubunda bulunan kişiler daha risk taşıyor. Bu kişiler kesinlikle daha dikkatli olmaları gerekiyor." dedi.

MEVSİM GEÇİŞİ HASTALIKLARINDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ

Grip, influenza gibi hastalıklara karşı korunma yöntemlerini belirten doktor, "Mutlaka aşı yaptırmalarını öneriyoruz. Ülkemizde yapılan normalde gribal aşılar, gelişmiş ülkelere göre daha az oranda. Mevsim geçişlerinde bu riskli bireylerin aşılarını yapmaları çok önemli. Bildiğiniz gibi influenza virüsü her yıl değişkenlik gösterebiliyor. O yüzden de grip aşılarını her yıl yenilemek gerekiyor. Grip aşıları o yıl görülmesi beklenen tipler üzerine yeniden yapılıyor. Grip aşısını her yıl sonbahar döneminde yenilemek gerekiyor. Özellikle riskli grubun kronik hastalığı olanların bu aşıları mutlaka sonbahar döneminde yaptırmaları gerekiyor. Gribe sebebiyet tek virüs influenza değil, yani bununu dışında yine birçok viral neden, birçok virüs gribal hastalıklara sebebiyet verebiliyor. Gripten ya da bu tür enfeksiyonlardan korunmanın tek yolu aşı değil, onun dışında bir takım şeylere çok dikkat etmek gerekiyor. Kalabalık bir ortama girdiğimizde maskemizi takmak gerekiyor. Sık ve etkili el yıkama alışkanlığı oluşturmak gerekiyor.  Eli mutlaka 30 dakika yıkıyoruz. Öksürme ve hapşırma gibi durumlarda ağzımızı elimizle kapatmamız gerekiyor. Bol sıvı almak gerekiyor. Günde en fazla 2 ya da 2,5 litre su içmek gerekiyor. Yağlı, tuzlu ve aşırı tatlı yiyeceklerden mutlaka uzak durmak gerekiyor. Taze ve doğal sebze meyveyi düzenli olarak tüketmek gerekiyor. Vücudumuzun ihtiyacı olan B, C ve D vitaminlerini ve proteinleri sebze, meyve ve protein zengini içeriklerden almamız gerekiyor. C vitamini açısından zengin yiyeceklere öncelik olarak önem vermek gerekiyor. Açık havada her gün 45 dk yürüyüş yapmak çok önemli. Bu da egzersiz kapasitemizi arttırıp daha sağlıklı bir hayat sürmemize sebebiyet verir. Klima bakımlarını iyi yapmak gerekir, hava yoluyla bir takım mikroplar bulaşabiliyor. Ev ve iş yerlerini sürekli havalandırmak gerekiyor. El sıkma gibi selamlaşma alışkanlıklardan uzak durmak gerekiyor. En önemlisi ise sigarayı bırakmak gerekiyor. Sigara sadece akciğeri değil hem alt hem de üst solunum yollarını etkileyen kötü bir etmen." sözleriyle konuştu.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ NASIL GÜÇLENİR?

Hastalıklarla mücadele için vücut direnci ve bağışıklık sisteminin önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Hasan Ali Barman, "Bağışıklığı düşük bireylerde gribal enfeksiyonlar çok daha ağır seyrediyor. Öncelikli olarak C vitaminini iyi dozda almak gerekiyor. C vitamini içeren bir tablet aldığınız zaman içindeki C vitamini miktarına bakmakta fayda var. Düşük düzeyde bir C vitamini varsa içinde yeterli düzeyde bağışıklık sistemimizi güçlendirmeyecektir. Çinko içeren besinler, kalsiyum ve proteinden zengin özellikle süt, yoğurt, peynir tüketilmeli. Yağdan arındırılmış yağsız kırmızı et hayvanın iç yağı dediğimiz beyaz yağı ayrıştırıp sade kırmızı et olarak tüketmek gerek. Beyaz olan yağın içinde çok fazla kap damar tıkanıklığına sebebiyet verecek kolestrol mevcut. Kırmızı et, yumurta gibi proteinden zengin içeriklerin düzenli olarak alınması gerekiyor. B12 eksikliğimizi mutlaka gidermek gerekiyor. B12 kırmızı etin içinde sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunuyor. B12 eksikliği çok sık baş dönmesi ve unutkanlığa sebebiyet veriyor. yeterli miktarda alsanız bile bağırsaktaki bir problemle bazen vitaminlerde emilim sorunu yaşanabiliyor. O nedenle bir şüphe varsa mutlaka ölçtürmek gerekiyor. Omega 3 mutlaka alınması gereken takviye edici gıdalardan biri. Balıkta çok sık bulunuyor. Mevsimi de olması sebebiyle sık tüketmekte fayda var. D vitamini gerek kemiklerimizin güçlendirilmesi gerekse de hastalıklardan korunmak için oldukça önemli. D vitamini eksikliğinin birçok hastalıklar ilişkisi olduğu görülmüş, o yüzden de D vitaminini optimal düzeyde tutmakta fayda var. Özellikle D vitamini eksikliğini erken dönemde gençken tamamlamak çok çok önemli. 30 yaşından önce D vitamini eksikliğini giderebilirsek bu bizi ilerleyen yaşlarda mutlaka koruyacaktır. Yine serenyumdan zengin besinler bunlar tüm deniz ürünlerinde bulunuyor, ton balığı, mantar, tahıllar, sarımsak, soğan, yumurta ve tavuk eti gibi birçok yiyecekte bulunuyor. Bağırsak sağlığımızı korumak lazım. O nedenle probiyotiklerin alımında mutlaka önem var. Düzenli uyku çok önemli. Kendimizi aşırı yormamak aşırı stres yapmamak gerekiyor. Uykumuzu da optimal düzeyde düzgün bir şekilde almamız gerekiyor." sözleriyle altını çizdi.



Uzm. Dr. Hasan Ali Barman'ın açıklamalarının tamamı SuperHaber YouTube kanalında yayında...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Boğaz'da denize düşüp kaybolan 2 gencin kimlikleri belli oldu! Sebepsiz yere genç kadına tekme atıp küfürler savurdu! İstanbul Boğazı'nda korku dolu anlar Yolda yürürken bir anda yere yığıldı! Sosyal medyada gündem olan çorba! Müdür bile çekinerek söyledi... Havada panik anları: Kalp krizi geçiren oldu!