Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülnur Aybet kimdir?

Gülnur Aybet kimdir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanlığı görevini yapan Gülnur Aybet vatandaşlar tarafından araştırılıyor. Gülnur Aybet kimdir, kaç yaşında, nereli, ne iş yapıyor gibi sorulara yanıt aranıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Gülnur Aybet kimdir? Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülnur Aybet kaç yaşında? Nereli? Ne iş yapıyor? Detaylar haberimizde...

Gülnur Aybet kimdir? BBC kanalında yayınlanan HardTalk programına konuk olan Gülnur Aybet'in BBC tarafından konuşmalarının sansürlenmesi büyük tepkiye yol açtı. Yaşanan bu skandal olayın ardından vatandaşlar internette Gülnur Aybet kimdir, ne iş yapıyor, kaç yaşında, nereli gibi sorulara yanıt arıyor. Biz de bu konuyu sizler için inceledik ve haberimize ekledik. Peki Gülnur Aybet kimdir? Kaç yaşında? Nereli? İşte tüm detaylar...

GÜLNUR AYBET KİMDİR?

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi olan Gülnur Aybet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni başdanışmanı. Gülnur Aybet, 2014-2016 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü başkanlık görevini başarı ile yürüttü. BAUCESS Güvenlik Araştırmaları Merkezi'nin kurucusu da Gülnur Aybet'tir.

Gülnur Aybet'in göz kamaştıran bir eğitim hayatı var. Aybet, uluslararası ilişkiler alanında Southampton Üniversitesi'nde yüksek lisans, Londra King's College'da savaş bilimleri alanında ikinci yüksek lisansını yaptı, doktorasını Nottingham Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler alanında tamamladı.

Gülnur Aybet, British Academy, NATO ve TUBİTAK tarafından yürütülen birçok projenin yöneticiliğini de yaptı. Gülnur Aybet, 2009'da The Times gazetesi tarafından Britanya'nın en güçlü 20 Müslüman kadınından biri seçildi.

School of Advanced International Studies, John Hopkins Üniversitesi, St Antony's College, Oxford Üniversitesi ve Woodrow Wilson Center'da misafir araştırmacı olarak bulundu.

BBC'DEN GÜLNUR AYBET'E SKANDAL SANSÜR!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülnur Aybet, geçen akşam, İngiliz televizyonu BBC'de yayınlanan "Hard Talk" programında Stephen Sackur’un konuğu oldu.

Programda Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinden, Avrupa Birliği ilişkileri, Türkiye’nin terörle mücadelesi ve basın özgürlüğüne kadar geniş bir yelpazede önemli konu başlıkları ele alındı.

Sackur’un, teröre destek veren akademisyenler, FETÖ ve PKK ile ilgili sorulara cevap veren Aybet, gazeteciden çok, bir militan gibi konuşan Sackur’a sakinliğini koruyarak ders gibi yanıtlar verdi.

SKANDAL! BİR YANDAN "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" DEDİLER, DİĞER YANDAN SANSÜR UYGULADILAR!

15 Temmuz şehitlerine atıfla, “Siz hiç 15 Temmuz davalarında bulunduğunuz mu? Ordaki ailerin durumlarını gördünüz mü?” diye konuşan Aybet'in bazı sözleri ise, "sözde basın özgürlüğü savunucusu" BBC kanalında sansürlendi!

Aybet’in "İngiliz kanunlarına göre terörü övme suçundan bir kişi 7 yıla kadar hapis cezası alabilir" sözlerini BBC Hard Talk yayınlamadı.

Gerçekleştirilen röportajı provokasyon aracına dönüştürmek isteyen BBC kanalı, Sackur'un "Türkiye'deki gazetecilerin gazetecilik yaptıkları için tutuklu olduğu" yalanını ortaya atmasının ardından "İngiltere'nin de 'terörü övmek' suçunu 7 yıla kadar hapisle cezalandırdığını" söyleyen Aybet'in bu sözlerini televizyonda yayımlamadı.

FETÖ PROPAGANDASI OLARAK KULLANILDI

Programın görüntülerinin, Aybet'in konuşmaları sansürlenerek ve montajlanıp algı operasyonu malzemesi haline getirilerek sosyal medyaya servis edilemesi de dikkatlerden kaçmadı.

BBC'nin yayınladığı bu operasyonel videoyu firari FETÖ'cülerin sosyal medyada paylaşarak yaydığı ve Türkiye'ye yönelik çirkin bir iftira kampanyası yürüttükleri de gözlendi.

İŞTE RÖPORTAJDA SANSÜRLENEN O KONUÇMALAR...

KESİLEN BİRİNCİ KISIM:

Stephen Sackur: So how did you feel you and your boss the president when French Foreign Minister in the middle of November said that he believed Turkey was playing quote: ‘a political game’ with the way that they were sharing intelligence about the killing of Kashoggi

S: Fransa Dışişleri Bakanı, Kasım ayı ortasında yaptığı açıklamada “Türkiye’nin, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili istihbarat bilgilerini paylaşarak siyasi bir oyun oynadığına” inandığını söylediğinde siz ve patronunuz sayın Cumhurbaşkanı nasıl hissettiniz?

Gülnur Aybet: He was completely out of line. And I think the Turkish authorities including the foreign minister had something to say about that because the Turkish authorities did share all the evidence. I think you're referring to the incident where the French are confused as to what had been shared or not. We said that if the French authorities have a problem communicating among each other, that's really not our business.

GA: Fransa Dışişleri Bakanının söyledikleri tamamen yanlıştı. Dışişleri Bakanımızın da dahil olduğu Türk makamlarının bu konu hakkında gerekenleri söylediklerine inanıyorum çünkü Türk yetkililer bütün kanıtları paylaştılar. Zannedersem siz Fransa’nın neyin paylaşılıp paylaşılmadığı hususunda yaşadığı durumdan bahsediyorsunuz. Eğer Fransız yetkililer kendileri arasında iletişim kurmakta sorun yaşıyorlarsa, bunun gerçekten bizim işimiz olmadığını söyledik biz.

KESİLEN İKİNCİ KISIM:

There were a number of academics who put their signature on a declaration that openly glorified terrorism at a time of heightened security and national security for Turkey and they were under the law: the crime of glorifying terrorism under which you can be prosecuted and put in the jail. In fact this is also the law here in the UK as well. You go to jail for up to seven years in prison if you glorify terrorism.

Bazı akademisyenler terörü öven bir bildiriyi imzaladılar. Bu Türkiye’nin ulusal güvenliğinin terörden çok yüksek tehdit altında olduğu bir dönemde yapıldı üstelik. Türk kanunlarına göre terörü övmek bir suç ve bu suçu işleyen biri tutuklanabilinir, hapise de girebilir. Aslında aynı kanunun benzeri burada İngiltere’de de var. İngiliz kanunlarına göre terörü övme suçundan bir kişi 7 yıla kadar hapis cezası alabilir”

İŞTE O RÖPORTAJIN ORİJİNALİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ İLE TAM METNİ;

S : Gülnur Aybet, Welcome to HardTalk. Let us start with the case the shocking horrible case of Jamal Khassoggi. Is there more Turkey intends to say and to do to get justice for Jamal Khassoggi?

S: Gülnur Aybet, HardTalk’a hoşgeldiniz. Ilk olarak korkunç ve şok edici Cemal Kaşıkçı olayıyla başlayalım. Türkiye’nin Cemal Kaşıkçı için söylemek istediği ve adalet için yapmak istediği daha fazla şey var mı?

G.A : Well there's an investigation that's still going on and the Turkish authorities have stated that as more evidence becomes available as the investigation continues, they are prepared to share it with the rest of the world including the Saudi authorities and they shared all the evidence they have had so far from the investigation with the Saudis and a number of other countries.

G.A.: Halen devam eden bir soruşturma var ve Türk yetkililer soruşturma devam ederken daha fazla delil ortaya çıktıkça, Suudi yetkililer de dahil olmak üzere bütün dünya ile paylaşmaya hazır olduklarını belirttiler. Ayrıca soruşturma başladığından bu yana elde edilen tüm delilleri de Suudiler ve digger pek çok ülke ile de paylaştılar.

S : But there is more?

S: Peki daha fazlası var mı?

G.A. : Well there could be. We don’t know. It is still an investigation going on.

G.A.: Olabilir. Bilmiyoruz. Bu hala devam eden bir soruşturma.

S : Do you feel from what has been said so far the Turkish authorities behind all of these, because it envolves intelligence services as well as the Judicial policing authorities, have they handled all this with due care and due process?

S: Bütün bunların arkasında olan Türk makamlarınca bugüne kadar söylenenlerden ne hissediyorsunuz? Çünkü Yargı makamlarının yanısıra istihbarat servisleri de bu sürece dahil olduğu düşünülürse, makamların bu süreci gereken özen ve adil süreç çerçevesinde yönetebildiler mi?

GA : Absolutely, I think they handled it very well considering that this incredibly horrible crime was committed in the consulate of another country in Istanbul. And it's incredible the way that it's happened but I think you know Turkey has handled this really well in the sense that they have kept their bilateral relationship with Saudi Arabia separate to the investigation of the murder.

GA: Kesinlikle, bu inanılmaz korkunç suçun, İstanbul'da başka bir ülkenin konsolosluğunda işlendiği düşünülürse, Türk makamlarının çok iyi yönettiklerini düşünüyorum. Ve bu inanılmaz korkunç bir şeydi, ama biliyorsunuz ki, Türkiye bu durumu Suudi Arabistan ile ikili ilişkilerini cinayetin soruşturmasından ayrı tutmak noktasında da çok iyi yönetti.

S : You say the most senior people in the chain of command should be held to account for what happened. Is it the current thinking in Ankara, your boss and the Turkish government that ultimately the buck stops with Crown Prince Mohamed bin Salman?

S: Komuta zincirindeki en üst düzey insanların neler olduğunu hesaba katması gerektiğini söylüyorsunuz. Bu şu anda Ankara’nın düşüncesi mi? Sayın Cumhurbaşkanı ve Türk Hükümeti; işin sonunda Prens Muhammed Bin Salman ın bu suçun sorumlusu olduğunu mu düşünüyor?

G.A : Well, we haven’t named any names. We just want to make sure that this investigation is a thorough one and its not covered up. And in fact the president also said that it would be in the interests of Saudi Arabia to reveal everything and whoever was behind this.

GA: Biz herhangi bir isim e doğru işaret etmiyoruz. Biz sadece bu soruşturmanın eksiksiz, titizlikle yürütüldüğünden ve üstünün kapatılmadığından emin olmak istiyoruz. Aslında Sayın Cumhurbaşkanı, her şeyin açıklığa kavuşmasının ve bunun ardında kimlerin olduğunun tespitinin Suudi Arabistan’ın da çıkarına olduğunu belirtti.

S : Let me ask that question because it was very interesting to me, at end of November, so just a couple of weeks ago, the Saudi foreign minister said on the record that Turkish authorities had told Saudi officials that they were were not directly accusing MBS - as he’s called - 
the crown prince of responsibility.

S: Benim için oldukça ilginç olan bir soruyu sormama izin verin. Kasım ayının sonunda, daha birkaç hafta once, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Türk yetkililerin Suudi yetkililerine MBS'yi –Prens Muhammed bin Salman’ı - doğrudan suçlamadıklarını söylediklerini kaydetti.

G.A : Turkish authorities and also the The president have also said that it is not their intention to damage or harm the state of Saudi Arabia or the royal family in any way. They just want a thorough investigation of this murder and they believe that it would be in the best interests of Saudi Arabia to also cooperate which they have not done so far.

GA: Türk makamları ve aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan Devletine ya da kraliyet ailesinin herhangi bir şekilde zarar verme niyetlerinin olmadığını söyledi. Sadece bu cinayetin kapsamlı ve titiz bir şekilde soruşturulmasını istiyorlar ve bugüne kadar bu konuda işbirliği yapmayan Suudi Arabistan’ın işbirliğinin de Suudi tarafının çıkarlarına uygun olacağını düşünüyorlar.

S: You have said the investigation continues and you have hinted that there may be more information to come out. Why has Turkey not made a formal request to the United Nations for an independent third party international investigation.

S: Soruşturmanın devam ettiğini söylediniz ve ortaya çıkacak daha fazla bilginin olabileceğini ima ettiniz. Türkiye, neden bağımsız bir üçüncü taraf olarak uluslararası soruşturma için Birleşmiş Milletlere resmi bir talepte bulunmadı?

G.A.: I believe that this is being considered at the moment and..

GA: Şu anda bunun gözönünde bulundurulduğuna inanıyorum ve..

S: He disappeared at the beginning of October we are now in the middle of December. Why do are you still considering something which many people in the international community including leading human rights organisations like Human Rights Watch and the indeed the U.N. High Commissioner for Human Rights\they say is absolutely crucial for getting the truth.

S: Cemal Kaşıkçı, ekim ayı başında ortadan kayboldu ve şimdi Aralık ayı ortasındayız. Neden hala uluslararası toplumdaki insan hakları örgütleri başta olmak üzere İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği gibi pek çok insanın gerçekleri öğrenmek için çok önemli olduğunu söylediği bir şeyi düşünüyor musunuz?

G.A : But the crime happened in Turkey. So obviously first it had to be investigated in Turkey thoroughly by our authorities. And we wanted to make sure that the Saudis would actually cooperate. The Saudi Chief Prosecuter came to Istanbul and met with our Chief Prosecuter.But he didn't hand over any evidence and he didn’t share anything.

GA: Ama suç Türkiye'de gerçekleşti. Açıkçası, öncelikle Türkiye'de yetkililerimiz tarafından titizlikle soruşturulmalıydı. Ve Suudilerin gerçekten işbirliği yapacağından emin olmak istedik. Suudi Başsavcısı İstanbul'a geldi ve Başsavcımızla görüştü. Ancak herhangi bir kanıt vermedi ve Türk tarafı ile hiçbir şey paylaşmadı.

S : So Turkish officials say that there was no sufficient cooperation

S: Dolayısıyla Türk yetkililer, yeterli işbirliği olmadığını söylüyorlar.

G.A: Exactly, that’s what I’m alluding to. He came and there wasn’t any cooperation. He didn't offer anything. And then he just went back. So we didn’t get the cooperation that we wanted from Saudi Arabia. We’re still hoping that they do come up with some cooperation otherwise we are going to go to the U.N. for an international investigation and the U.N. warmly welcomed this. I think that’s where things are going if the Saudis do not cooperate.

GA: Kesinlikle, Tam olarak ima ettiğim şey bu. Başsavcı geldi ve herhangi bir işbirliği yoktu. Hiçbir şey teklif etmedi ve sonra geri döndü. Bu yüzden Suudi Arabistan'dan istediğimiz işbirliğini hala göremedik. Hala bir işbirliği ile geleceklerini umuyoruz, yoksa uluslararası bir soruşturma için Birleşmiş Milletler’e gideceğiz ve Birleşmiş Milletler de bunu sıcak karşıladı. Suudiler işbirliği yapmazsa, gidişatın böyle olacağını düşünüyorum.

S: Well it just looks like that Turkey is not so keen for all the noise you’ve made about the killing of Kashoggi, seems Turkey isnt so keen on getting the UN and the international community?

S: Türkiye, Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili olarak o kadar sesini çıkarttıktan sonra Türkiye Birleşmiş Milletler’e ve uluslararası topluma gitmek konusunda çok istekli görünmüyor ama?

GA: Well that’s not true

GA: Bu doğru değil.

S: and the international community the head of human rights watch middle east – she said this the other day: that main thing holding up an international investigation led by the UN Secretary General is the lack of a formal written request from Ankara from the Turkish government. It was would be so easy for you to do it.

S: Geçen gün uluslararası toplumda insan hakları izleme örgütünün orta doğu sorumlusu şunu söyledi: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından yürütülecek bir uluslararası soruşturma hayata geçirilemedi çünkü Ankara’dan yani Türk hükümetinden resmi bir yazılı talep olmadı, Oysa bunu yapmak sizing için çok kolay olurdu.

GA: But the investigation has to continue in Turkey first,

GA: Ancak soruşturma öncelikle Türkiye’de devam etmeli..

S: Is it? Because you don't want human right investigators including the UN on your territory because they might see things you might not want them to see?

S:Öyle mi? Çünkü Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere insan hakları araştırmacılarının ülkenizde görülmesini istemiyorsunuz çünkü onların görmesini istemeyeceğiniz şeyler olabilirmi?

G.A: No, that’s not true. that’s rubbish. Turkey has been investigating this crime very thoroughly and they have shared all the evidence with all the other countries concerned and anyone that has asked for it and they’ve been very transparent in their investigation and they will go to the U.N. if this matter is not a resolved with any further corporation from Saudi Arabia. You obviously, havent listened to the remarks made by our foreign minister when he said that the matter could be taken to the U.N. very soon.

GA: Hayır, bu doğru değil. Bu saçmalık. Türkiye bu suçu çok ayrıntılı bir şekilde araştırıyor; tüm delilleri ilgili tüm diğer ülkelerle ve talepte bulunan herkesle paylaşıyor; soruşturmalarında çok şeffaflar ve bu konu Suudi Arabistan’ın işbirliği ile çözülemezse Birleşmiş Milletler’e gidilecek. Açıkça görülüyor ki, Dışişleri Bakanımızın çok yakında bu durumun Birleşmiş Milletler’e götürüleceğine dair açıklamasını dinlememişsiniz.

S: Well I’ve just been wondering what the delay is very frankly and whether there is any message from the United States to Turkey saying: you know what, there can be improvements in our relationship including in other areas if you just just back off this a little bit. Because we know Donald Trump has made his decision, he said the other day maybe the crown prince knew maybe he didn’t but he said it would be foolish for the United States to begin to question its strategic partnership with Saudi Arabia so maybe the Americans don’t want you to go any further?

S: Açıkça gecikmenin tam olarak neden olduğunu merak ettim ve Amerika Birleşik Devletleri'nden Türkiye'ye herhangi bir mesaj olup olmadığını merak ediyorum: Amerikalıkar şunu demiş olabilirmi? eğer sadece bu olayın üstüne gitmezseniz diğer alanlarda da dahil olmak üzere ilişkimizde gelişmeler olabilir. Donald Trump'un kararını verdiğini biliyoruz, MBS emiri kim verdi belki biliyor belki bilmiyordur dedi, ama geçenlerde, Amerika Birleşik devletleri’nin Suudi Arabistan ile stratejik ortaklığını sorgulamaya başlamasının aptalca olacağını söyledi. Belki bu yüzden Amerika bu konuda daha fazla ilerlemenizi istemiyor?

G.A : This is a crime committed on Turkish soil and its being investigated thoroughly. What another country thinks of that crime is not really any concern of ours at this stage. We just share the evidence with them. It's up to them what they want to make of it.

GA: Bu, Türk toprakları üzerinde işlenen ve bu yüzden Türk makamlarınca araştırılan bir suç. Başka bir ülkenin bu suçla ilgili düşündükleri gerçekten de bu aşamada bizim sorunumuz değil. Kanıtları onlarla da paylaşıyoruz. Bu kanıtlarla ne yapmak istedikleri kendilerine kalmış.

S.: Well let me just ask you very directly, has the U.S. put any pressure on Turkey not to ask for a UN backed independent investigation.

S: O zaman doğrudan sormama izin verin, ABD'nin BM'ye bağımsız bir soruşturma talep etmemesi için Türkiye'ye herhangi bir baskısı var mı?

G.A.: Not that I know of. And I don't think there has been any.

G.A.: Bildiğim kadarı ile yok ve olduğunu da sanmıyorum.

S: In terms of that picture I was alluding to, that maybe Turkey wouldn’t be too thrilled to have a whole host of human rights investigators on its territory? There is, is there not, a profound irony in the fact that Turkey which has championed the rights of Jamal Kasshoggi’s family to know the truth, has talked about the criminality of murdering a journalist – Turkey also happens to be the country that is the world’s leader in imprisoning journalists

S: Bu resme baktığımda, Türkiye'nin kendi topraklarında çok sayıda insan hakları araştırmacısının bulunmasından çok da memnun olmayacağını ima ediyordum. Cemal Kaşıkçı’nın ailesinin gerçekleri bilme haklarının bir savunucusu olarak Türkiye’nin bir gazetecinin öldürülmesi suçu hakkında konuşmasını ironik buluyorum. Özellikle Türkiye’nin gazetecileri tutuklamakta dünya lideri konumunda olduğunu düşününce?

GA: Where are you getting your figures from?

GA: Bu bulguları nereden alıyorsunuz?

S: The Committee to Protect Journalists.. one of the most respected international organisations for the safety of journalists.

S: Gazetecileri Koruma Komitesi.. Gazetecilerin güvenliği için en saygın uluslararası organizasyonlardan biri.

GA: I have actually looked at a lot of figures from some different organizations including Amnesty and the numbers actually contradict each other. That is the first think I want to say. The second is, I want to say – just let me finish- is that in Turkey whoever is being imprisoned, when you look at the number of these people these organizations claim are journalists. When a person is arrested in Turkey, they have to fill out a form and they put under profession, whatever their profession is. Now there are people who have written in that form that their profession is journalism, but they are not necessarily journalists. Also in those numbers we’ve found out that they have included people who were arrested way back in the 90s for ordinary crimes such as domestic violence and they are included in the numbers as well. In fact,

GA: Gerçekten de, Af Örgütü dahil olmak üzere bazı farklı örgütlerden birçok rakam ve bulguya baktım ve rakamlar aslında birbirleriyle çelişiyor. Söylemek istediğim ilk şey bu. İkincisi, şunu söylemek istiyorum - bitirmeme izin verin – Bu kuruluşlara göre Türkiye'de tutuklanan gazetecilerin sayısına baktığımızda görüyoruz ki bu kişilerin gazeteci olduğunu kuruluşlar iddia ediyor. Türkiye'de bir kişi tutuklandığında, mesleği ne olursa olsun bir form doldurmalı ve forma bir meslek girmelidirler. Bu formda mesleklerini gazetecilik olarak yazan insanlar var ama bu, bu bazı kişilerin gazeteci olduğu anlamına gelmez. Ayrıca bu rakamların içine, aile içi şiddet ve cinayet gibi adi suçlarla hatta 90’lı yıllarda tutuklanarak cezaevine giren kişilerin de dahil edildiğini öğrendik.

S: Reporters without borders another respected organisation protecting journalists say Currently there are around 150.

S: Sınırsız Gazeticler, gazeteciler koruyan saygın başka kurumda şu anda bu rakamın 150 civarında olduğunu söylüyorlar.

G.A.: Around.

G.A : Civarında ?

S: Yes

S: Evet.

GA: Around

GA: Civarında ?

GA: I got this figure the other day: 120 Plus..What does that mean? 121? 3000? What does 120 plus mean? I just wondered.

GA: Ben geçen gün bir uluslaraası kurumdan başka bir rakam gördüm: ‘120 ve üstü.’ Bunun anlamı ne? 121 mi 3000 mi? 120 üstü ne demek ? Sadece merak ediyorum.

S: You are the senior advisor to the president if you cared about this
S: Siz cumhurbaşkanı başdanışmanısınız eğer umursuyorsanız.

GA: I do care

GA: Tabiki çok önemsiyorum.

S: you would have some figures yourself. So what is the figure you’re going to give me against these international investigators are saying?

S: Sizin de bazı rakamlarınız olmalı. Peki bu uluslararası araştırmacılara karşı bana vereceğiniz rakamlar ne diyor?

GA: The numbers are flawed..

GA: Sayılar hatalı.

S: How many? How many?

S: Kaç tane? Kaç tane?

GA: There are different numbers coming from different organisations

GA: Farklı kurumlardan gelen farklı rakamlar var.

S: How many journalists are in prison today?

S: Kaç gazeteci bugün itibariyle cezaevinde ?

GA: There are no journalist imprisoned.

GA: Tutuklu gazeteci yok.

S: No journalists. So all the organisations

S: Tutuklu gazeteci yok? Yani bütün organizasyonlar..

GA: you have to let me finish. You don’t let me finish my answer
When I said there are no journalists, There are no people convicted of journalism for what they have written, or what they have done as journalists. They are convicted for other crimes.

GA: Bitirmeme izin verin. Bitirmeme izin vermiyorsunuz.
Tutuklu gazeteci yok derken; gazetecilikten,yazdıklarından veya gazetecilik yaparken yaptıklarından tutuklu gazeteci yok diyorum. Onlar işledikleri diğer suçlardan dolayı tutuklular.

S: So you are telling me there are dozens of dozens of journalists in prison. But all of them are convicted for reasons entirely unconnected to their professional lives.

S: Yani diyorsunuz ki bana düzinelerce gazeteci tutuklu ve cezaevinde. Fakat hepsi mesleki hayatlarından tamamen bağımsız başka nedenlerle tutuklandı.

GA: Yes.

GA: Evet

S: And you expect me and the international community to believe that?

S: Ve siz benden ve uluslararası toplumdan buna inanmamızı bekliyorsunuz.

GA: Well that's up to you to believe it but that's the fact.

GA: Neye inanıp inanmamak sizin tercihiniz ancak gerçek bu.

S: But there is so much more other evidence, that’s been suggesting that your government has declared some sort of war on civil society. You are an academic before you were hired by the president as senior advisor to work with him. You know better than anyone that hundreds and hundreds of academics intellectuals having imprisoned.

S: Fakat daha birçok başka kanıt var, bu da hükümetinizin sivil toplum üzerinde bir çeşit savaş ilan ettiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanının yanında başdanışman olarak çalışmadan önce siz bir akademisyensiniz. Herhangi birinden çok daha iyi bilirsiniz ki; yüzlerce ama yüzlerce akademisyen entelektüelin cezaevinde.

GA: Hundreds? Is that the number you’re giving us now?

GA: Yüzlerce ? Şimdi de bize verdiğiniz rakam bu mu?

S: Well if you want I can give you a figure, all the human rights organisations which are.. are saying there are: One hundred thousand civilians have been in prison for their political beliefs in the last three years.

S: Pekala, Madem istiyorsunuz size bir rakam verebilirim. Tüm insan hakları örgütleri… diyor ki: Son üç yıl içinde yüz binlerce sivil, politik inançlarından dolayı hapiste.
GA: Ok. Lets look at the number of academics. Now I came from a university where I was working in a department where a lot of people actually everybody in my department was very strongly opposition. None of them have lost their jobs none of them have been prosecuted for their beliefs and they were very much against the president some of them.
So that has nothing to do with that.

GA: Tamam. Akademisyen sayılarına bakalım. Benim çalıştığım bölümdeki pek çok kişinin, aslında bölümümdeki herkesin çok güçlü bir şekilde muhalif oldukları bir üniversiteden geldim. Hiçbiri işini kaybetmedi, hiçbiri inançlarından dolayı yargılanmadı ve bazıları gerçekten Cumhurbaşkanına çok eleştireldiler. Yani bununla hiçbir ilgisi yok.

S: I am going to read to you an extraordinary letter that published by a former academic colleague of yours Florian Bieber. I don’t know if you saw it at the time it was written in 2017 but it still seems to be incredibly relevant. It is directed to you, personally by someone you know. He says: “ you have become an apologist for an authoritarian regime I cannot remain silent as you advise, promote and defend an autocrat. Erdogans government has dismissed thousands of your fellow academics this includes over a hundred who have lost their jobs and been arrested at your university yildiz teknik. You have advanced your career on the back of massive violations and it is unforgivable.’ Signed by your former friend.

S: Size eski bir akademik meslektaşınız olan Florian Bieber tarafından yayınlanan sıradışı bir mektubu okuyacağım. 2017 yılında yazıldığı esnada bunu görüp görmediğinizi bilmiyorum ama yine de inanılmaz derecede alakalı görünüyor. Size şahsen, tanıdığınız biri tarafından yönlendiriliyor. Diyor ki: “otoriter bir rejim için bir özür uzmanı oldunuz, bir otokratı tavsiye ettiğiniz, teşvik ettiğiniz ve savunduğunuzda sessiz kalamıyorum. Erdoğan hükümeti, içlerinde sizin çalıştığınız Yıldız Teknik Üniversitesi’nden de işini kaybeden ve tutuklanan yüz üzerinde akademisyenin olduğu binlerce akademisyeni işten attı. Kariyerinizi büyük çaplı ihlallerin arkasında ilerlettiniz ve bu affedilemez.” Eski dostunuz tarafından imzalandı.

GA: Well, you know, Florian obviously had an issue with my new job and he’s perfectly welcome to express his opinions but I can tell you that a lot of academics that I know..

GA: Biliyorsunuz ki, Florian'ın yeni işimle ilgili bir sorunu olduğu ve bu görüşlerini istediği gibi tabiki ifade edebilir ama bu konuda aykırı olan ama size bildiğim birçok akademisyenin olduğunu söyleyebilirim…

S: But he’s just shot so many holes in what you told me previously..

S: Ama daha önce anlattığınız şeylerde açık noktalar bulmuş…

GA: No but this is just a piece he has written in his own blog I mean I didn’t really take any notice of that

GA: Hayır, ama bu sadece kendi blogunda yazdığı bir yazı ve ben hiç bir zaman bu dedikleribi kaale almadım.

S: But it’s written to you

S: Fakat bu size yazılmış..

GA:Well I didn’t take any notice of it because obviously he had a real issue with whats going on it Turkey, he is very ill informed about whats going on in Turkey right now and he really he really has an issue with the job I’m doing and he made a personal attack publicly which I thought was not becoming of an academic and it was very ugly. And in fact a lot of my academic friends who do criticise the Turkish government but who are still friends with me actually shamed Florian for writing this because they thought it was immoral to do so. I think if he had an issue he could have told me personally to my face So I am really surprised that you brought this piece of trash up here on this programme.

GA: Bak ben bunu hiç önemsemedim çünkü açıkçası Türkiye'de neler olup bittiğiyle ilgili gerçek bir sorunu vardı, şu anda Türkiye'de neler olup bittiği hakkında çok yanlış bilgi sahibi ve gerçekten de benim mesleğim ve yaptığım işlerle ilgili bir kişisel sorunu var. Ve kamusal alanda bana bir akademisyen tarafından gelemeyeceğini düşündüğüm kişisel bir saldırıda bulundu ve bu çok çirkindi. Ve Türk hükümetini eleştiren, ama hala benimle arkadaş olan akademisyen arkadaşlarımın birçoğu, bunu yazdığı için Florian'I ayıpladılar. Çünkü bunu yazmanın ahlaki olmadığını düşündüler. Benimle bir sorunu varsa bunu şahsi olarak benim yüzüme söylemeliydi. Bu yüzden bu programda bu çöp parçasını gündeme getirdiğinize gerçekten çok şaşırdım.

S: Piece of trash?

Bir çöp parçası?

GA: Yes it is a piece of trash because it’s very vindictive in the sense that someone is actually attacking me personally over something that I am doing at the moment. He should have been able to say it to my face.

Evet bir çöp parçası çünkü birisinin şu anda yaptığım bir şey üzerinden şahsen bana saldırması anlamında çok kindarca.

S: But you talk about..
Ama siz hakkında konuşuyorsunuz…

GA: No no no, but you’re actually twisting the questions..
Hayır hayır hayır, ama siz aslında soruyu çarpıtıyorsunuz..

S: You talk about ugly sentiments, Let me ask you about another sentiment.
Çirkin olan hassasiyetlerden bahsediyorsunuz . İzin verin size başka bir hassasiyetten bahsedeyim.

GA: You are twisting the question now. Because you actually read that out and I feel that I have to respond it.

Şu anda gene soruyu çarpıtıyorsun: Çünkü sen bunu açıkça burada okudun ve ben şimdi buna cevap vermek durumundayım.

S: I would be more than happy to let you speak on…
Buna cevap vermenizi memnuniyetle karşılarım tabiki..

GA: Yes.
Evet.

S: You claimed to me that absolutely no academics that were in your circle had suffered in any way from this crackdown. He says that dozens have lost their jobs at your former university.

Siz bana, çevrenizdeki akademisyenlerin hiçbir şekilde bu baskıdan acı çekmediğini iddia ettiniz. O ise sizin eski üniversitenizde onlarca kişinin işini kaybettiğini söylüyor.

GA: They haven’t. In my former university before I was appointed there, I believe that some academics were arrested, or detained or lost their jobs I don’t know either one of the three, because they signed this petition that glorified terrorism. Now we have to ask ourselves why this is happening. Now you never ask why. Have you ever
been to a coup trial? (15 temmuz mahkemesi)

Hayır tanıdığım kimse çekmedi. Benim önceki üniversitemde, ben daha oraya atanmadan önce, bazı akademisyenler ya tutuklandılar, ya göz altına altına alındılar ya da işlerini kaybettiler. Bilmiyorum, bu üçünden biri ama bunun sebebi terörizmi öven bir bildiriye imza attıkları içindir. Şimdi kendimize bunu sormalıyız: Neden bu gözaltıları oluyor? Siz hiç hüç bir zaman bunu sormuyorsunuz Siz hiç bir 15 Temmuz yargılama mahkemesinde (davasında) bulundunuz mu?

S: I tell you, here is the message from the Turkish
government...

Size söylüyorum, işte size Türk hükümetinden mesaj…

GA: Have you been to one? ( a coup trial) 

Siz hiç 15 Temmuz mahkemesinde görülen bir davada bulundunuz mu?

GA: Have you seen the relatives? Of the people crying in court for justice? Do you know how long they have been waiting? 

Şehit ailelerinin akrabalarını hiç gördünüz mü? Ya mahkemede adalet için ağlayan insanları? Onların ne kadar süredir beklediklerini biliyor musunuz?

S: Your message to me is all these people, whether the hundreds of journalists we discussed, or the academics are all terrorists?

Sizin bana mesajınız, tartıştığımız yüzlerce gazeteci ya da akademisyen akademisyenin hepsinin terrorist olduğu mu?

GA: Do you know how many people died in the hands of PKK? Do you think it's alright to glorify terrorism?

PKK tarafından ne kadar insanın öldürüldüğünü biliyor musunuz? Terörizmi övmenin doğru mu olduğunu savunuyorsunuz?

S: Are you telling me all these people are terrorists?

Bana bütün bu insanların terrorist olduğunu mu söylüyorsunuz?

GA: They are supporting one organization or another. Otherwise, they would not be in trouble. It's very clear.

Bir örgütü ya da diğerini destekliyorlar. Aksi halde problem yaşamazlardı. Bu çok net.

S: Let's talk about one specific case, let's talk about Osman Kavala, who is a Turkish businessman and Philanthropist. He is widely regarded in Turkey. He is a man who is trying to build bridges in Turkish society, with the Kurdish community, in particular far beyond the Kurdish community. He was arrested over a year ago. He has spent months and months in prison without any charge is being laid. In the end, the Council of Europe intervened. And Dunja Mijatovic, who is the Council of Europe Commissioner for Human Rights, if you want to talk about the independent judiciary, about the importance of the rule of law, you simply cannot keep a person in prison without indictment for a year. How can Turkey defend all of this?

Özel bir durum hakkında konuşalım, Türk iş adamı ve hayırsever olan Osman Kavala konuşalım. Kendisi Türkiye'de yaygın olarak saygı görmektedir. O, türk toplumunda Kürt toplumu ile köprüler inşa etmeyen çalışan biri, bilhassa Kürt toplumunun çok ötesinde. Kendisi bir yıl önce tutuklandı. Kendisine yönelik herhangi bir iddianame ortaya koyulmaksızın aylarca hapiste geçirdi. Sonunda Avrupa Konseyi dahil oldu. Avrpa Konseyi İnsan Haklari Komiseri Dunja Mijatovic yaptığı açıklamada “bağımsız yargı hakkında, hukukun üstünlüğü hakkında konuşmak istiyorsanız, bir insanı hakkında iddianame olmadan basit bir şekilde bir yıl boyunca hapiste tutamazsınız” dedi. Türkiye bunların hepsini nasıl savunabilmektedir?

 GA: Ok. The Kavala case is still going on. So, it wouldn't be appropriate for me to discuss a legal process that is still going on, but regarding the lengths of time, l think we should not just focus on one particular case. I think there is a problem with the judiciary with regards to processing of cases. And the reason for that is because the Gulen movement infiltrated the judiciary and all other state institutions. I think they messed up the judiciary more than any other institution.

Ok. Kavala davası hala devam ediyor. Bu yüzden devam eden bir yasal süreç hakkında konuşmam uygun olmayacaktır ama sürenin uzunluğu hususunda, bence yalnızca tek bir özel dava üzerine odaklanmamalıyız. Bence yargı ile ilgili, dava süreçlerinin işlemesi hususunda bir problem var. Ve bunun sebebi, Gülen hareketinin yargıya ve diğer devlet kurumlarına sızmasıdır. Bence onlar yargıyı diğer kurumlardan daha fazla berbat ettiler.

S: How did you feel when your boss, your President, in terms of the Kavala case, described Mr. Kavala as a man quoted "backed by that famous Hungarian Jew George Soros"?

Kavala davasıyla ilgili olarak, patronunuzun, Cumhurbaşkanınızın Kavala'yı "o ünlü Macar Yahudisi Soros'un desteklediği" bir adam olarak tanımladığında nasıl hissettiniz?

GA: Well, he is backed by Soros, isn't he?

O Soros tarafından destekleniyor, desteklenmiyor mu?

S: I know. But the word "famous Hungarian jew"... Soros is also accused by people like Victor Orban.. 

Biliyorum öyle, ama “ünlü Macar yahudi” kelimesi? ….Soros ayrıca Victor Orban gibi kişiler tarafından da suçlandı.

GA: Wait wait wait - You're always taking what President says out of context.

Dur dur dur! Cumhurbaşkanı’nın söylediklerini hep çarpıtıyorsunuz

S: What the context then?

Nasıl yani?

GA: Well, l mean he is famous, isn't he?

Şimdi o ‘ünlü’ biri değil mi?

S: Of course he is famous. But…

Tabii ki de ünlü biri ama…

GA: Would you deny that he is Jewish? 

Onun Yahudi olduğunu inkar eder misiniz?

S: l'm not interested in denying he’s Jewish. l'm just interested in why your President Mr. Erdogan, when making a point by saying Kavala is associated with "famous Hungarian Jew". With your claims, he is in some sense involved in terrorism inside Turkey.

Ben onun Yahudi olduğunu inkar etmekle ilgilenmiyorum. Ben sizin Cumhurbaşkanınız Erdoğan’ın bir noktayı belirtirken neden Kavala’nın “ünlü Macar yahudisi” ile ilişkili olduğu şeklinde söylediğiyle ilgileniyorum. Sizin iddialarınızla, o Türkiye’nin içinde bir manada terörizme dahil olmuş.

GA: With Soros Foundation, there are links l believe, as far as my knowledge, because again l can't talk about the case and l am not the legal expert, l should not talk about the case, but l know the charges because these are all over the newspapers. So the charges basically are about: the foundation that Mr. Kavala was running is being charged with organizing and funding the Gezi protests of 2013 in an attempt to overthrow the government. Of course he can deny the charges in defending himself accordingly but these are the charges, right?

Soros Vakfı ile ile, bildiğim kadarıyla bağlantılar olduğuna inanıyorum, çünkü tekrardan dava hakkında konuşamayacağımı söylemeliyim ve ben hukuk uzmanı değilim, dava hakkında da konuşmamam gerekiyor ama suçlamaları biliyorum çünkü bunları bütün gazetelerde görmek mümkün. Suçalamalar temel olarak şunlar hakkında: Kavala’nın yönettiği vakıf, 2013 yılında hükümeti devirmek teşebbüsüle düzenlenen Gezi protestolarını örgütlemek ve finance etmekle suçlanmaktadır. Tabiki ki kendisini savunurken bu suçlamaları reddedebilir, ancak bunlar suçlandığı sebeplerdir, öyle değil mi?

S: Yes, alright.

Evet, tamam.

GA: The foundation that he has, that is accused, is actually a foundation with very close affiliation with the Soros foundation. So these are all facts.

Sahibi olduğu ve suçlanan vakıf, aslında Soros Vakfı ile çok yakın ilişkiler içinde. Yani bunlar bütün gerçekler.

S: Mr Kavala and G. Soros would deny everything that you just presented.

Sizin şu anda sunduğunuz her şeyi Bay Kavala ve G. Soros reddedeceklerdir.

GA: So obviously they have no respect for the due process and judicial system in a country. No respect whatsoever. Can't they respect the judiciary system in Turkey, judicial process of another country?

Eğer öyleyse o zaman onların bir ülkede işleyen gerekli sürece ve yargı sistemine saygıları yok demektir. Hiç bir şekilde saygı yok. Türkiye’deki yargı sistemine, başka bir ülkenin yargı sürecine saygı duyamazlar mı?

S: You are an academic who spent years and years working in a western university, you studied politics. Do you understand the way Turkish government is handling this case and so many others today is making more and more Europeans convinced, in any notion Turkey could ever being embraced in the EU has become absurd, has become impossible to imagine. You accept that, do you?

Siz batılı bir üniversitede yıllarca çalışan bir akademisyensiniz ve üniversitede siyaset okudunuz. Türk hükümetinin bu ve bir çok diğer davayı yönetme şeklinin, Türkiye’nin herhangi bir şekilde AB tarafından kucaklanması fikrinin gerçekçi olmadığı ve hayal etmenin imkansız olduğu noktasını kabul ediyormusunuz?

GA: No, l think you know Turkey and Europe have got very good relations with regards to the trade volume, and with regards to the agreement they have over the migration. Turkey hosts 3, 5 million refugees and doing more for human rights than any other country in the world. It's the number one country in percent of the GDP giving humanitarian aid. And how many refugees a single European country has taken from Syria?

Hayır, bence Türkiye ve AB, ticaret hacmi ve mülteciler üzerine yapılan anlaşma kapsamında çok iyi ilişkilere sahipler. Türkiye 3, 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor ve dünyadaki diğer ülkelere kıyasla insan hakları için diğer ülkelerden daha fazlasını yapıyor. Türkiye, bütün ülkeler arasında GSYİH oranı üzerinden en fazla insani yardımı sağlayan bir numaralı ülke konumunda. Ve söyler misiniz, tek bir Avrupa ülkesi Süriye’den kaç mülteci aldı?

S: Back in September, Angela Merkel said that "It is now fact that Turkey should not become a member of the EU and l will talk with my EU colleagues to end this accession talks". This is what Erdogan era made the Turkish relations with the EU.

Eylül ayında, Angela Merkel şunu söyledi “Türkiye’nin AB üyesi olmaması gerektiği artık bir gerçek ve ben diğer AB üyesi ülkelerdeki meslektaşlarımla katılım müzakerelerinin bitirilmesi hakkında konuşacağım” dedi. Bu Erdogan döneminin, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerine ne yaptığıdır.

GA: Did she repeat that after the election? You have to ask yourself that.

Merkel bunu seçimlerden sonra tekrarladı mı? Bunu kendinize sormalısınız.

S: Why do l have to ask myself?

Neden kendime sormak zorundayım?

GA: Did she ask the same question? Once Turkey held the quartet summit with the leaders of Germany, France and Russia and bringing the small group of Syria and the Astana process in Istanbul together, and it was playing the forefront of the international diplomacy. And then Merkel and Mr. Macron were very eager to cooperate with our President to talk to Putin in Istanbul about the situation in Syria. So you see there is bit of an inconsistency in the way European leaders are actually having a public discourse about Turkey. They are not consistent in their approach toward Turkey.

Aynı soruyu tekrardan sordu mu? Türkiye, Almanya, Fransa ve Rusya'nın liderleriyle dörtlü zirveyi gerçekleştirdiğinde, küçük Suriye grubunu ve Astana sürecini İstanbul’da bir araya getirdiğinde, Türkiye uluslararası diplomasinin öncülüğü rolünü üstleniyordu. Ayrıca Macron ve Merkel, Suriye’deki durum hakkında sayın Cumhurbaşkanımızla işbirliğ yapıp Putin ile görüşmek hususunda çok heveslilerdi. Görüyorsunuz ki, Avrupalı liderlerin aslında Türkiye hakkında kamusal alandaki söylem biçimlerinde bir tutarsızlık var. Türkiye'ye karşı yaklaşımlarında tutarlı değiller.

S: What they see, for example, is a Turkey that flaunts the wishes and the demands of the European Court of Human Rights. 

Gördükleri, örneğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dileklerine ve taleplerine açıkça karşı gelen bir Türkiye.

GA: Well ECHR is not being flaunted. There is due process there as well.

AİHM’e karşı gelinmiyor. Orada da devam eden bir süreç var.

S: You in Turkey have locked up one of the most significant opposition leaders in the country. European Court said that was not entirely acceptable, you should release him but Turkey has ignored it.

Türkiye’de, ülkedeki en önemli muhalefet liderlerinden birini hapse attınız. Avrupa Mahkemesi bunun asla kabul edilemez olduğunu ve onun serbest bırakmanız gerektiğini söyledi ama Türkiye bunu görmezden geldi.

GA: No

Hayır

S: Yes

Evet

GA: No, because European Court of Human Rights issues something like that, you have three months in order to reply the investigation. This is still going on and it is not a final decision. And you can appeal. It's not a final decision.

Hayır çünkü AİHM böyle bir kararı yayınladığında, sizin buna cevap vermeniz için 3 ayınız var. Bu hala devam ediyor ve nihai bir karar değil. Ve itiraz edebilirsiniz. Bu son karar değil.

S: Well ok. People will watch on that.

Hım peki.bunu takip edelim o zaman

GA: l do not think you can say that. Also the person you have mentioned is being charged, as far as my knowledge is correct, over 30 different cases and ECHR ruling was related to one of them. And the other cases he is charged with, he actually incited people to go out on the streets, and a lot of violence were created, and a lot of people were killed. He is responsible for that, including a 12 year old boy. Now these are Kurdish people who didn't support the PKK. Now what about their human rights? You never ask about their human rights.

Ayrıca, bahsettiğiniz kişi benim bildiğim kadar 30'dan fazla farklı dava ile suçlanıyor ve AİHM kararı da bunlardan yalnızca biri ile ilgili. Ve suçlandığı diğer davalarda, insanları sokaklara çıkmaya teşvik etti, bunun sonucunda çok fazla şiddet meydana geldi ve birçok insan öldürüldü. Aralarında 12 yaşında bir erkek çocuğunun ölümü de olmak üzere, tüm bunlardan o sorumlu. Şimdi bunlar PKK'yı desteklemeyen Kürtler. Şimdi onların insan hakları ne olacak? Siz onların insan haklarını hiç sormuyorsunuz.

S: Final four. I know there is so much we can discuss. You are an expert on Foreign affairs in Turkey. You give the President advice on foreign affairs. Do you warn him that Turkey is in great danger of being isolated? We talked about Europe, we can talk about United States
as well, where there is now a new standoff over Northern Syria with the Pentagon…

Son dört. Konuşabileceğimiz daha çok şey var, biliyorum. Türkiye'de dış ilişkiler konusunda uzmansınız. Dış politika hakkında Cumhurbaşkanı’na tavsiyelerde bulunuyorsunuz. Türkiye'nin, izole edilmek tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda kendisini uyarıyor musunuz? Avrupa hakkında konuştuk, ABD hakkında da konuşabiliriz, özelliklle şu anda Kuzey Suriye'de Pentagon ile yeni bir ayrılık olduğu yer hakkında…

GA: Who is being isolated?

Kim izole ediliyor?

S: Well, my contention is that from your former partners in Europe and in the United States, Turkey is looking increasingly isolated.

Avrupa'daki ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki eski ortaklarınızdan yola çıkarak sahip olduğum iddiam, Türkiye'nin artan bir şekilde izole edilmiş görüldüğü yönünde.

GA: No. The President has very good working relationship with the leaders of Germany, France and also with the British government. I am actually present in most of the meetings he has in his delegations. And he has a very good relationship with Mr. Putin as well and they are cooperating over Syria. Turkey is not isolated, it's actually on the forefront of the international diplomacy.

Hayır. Cumhurbaşkanımız, Almanya ve Fransa liderleriyle ve ayrıca İngiliz hükümeti liderleriyle çok iyi bir çalışma ilişkisine sahiptir. Kendisinin ikili görüşmelerdeki heyetlerin çoğunda oluyorum. Ve kendisinin Putin ile de çok iyi bir ilişkisi mevcut ve Suriye üzerine işbirliği yapıyorlar. Türkiye izole edilmiş değildir, aksine uluslararası diplomasinin ön saflarında yer almaktadır.

S: What l hear from President Erdogan about the new military operation in Northern Syria and there is grave concern in the Pentagon about what Turkey is about to do.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kuzey Suriye’deki yeni bir askeri operasyon olduğunu duydum ve Türkiye’nin yapacağı bu operasyon konusunda Pentagon’da ciddi bir endişe var.

GA: Turkey has always stated very honestly and clearly from the start, and this should not come as a surprise to you or anybody else: We will not allow a terror corridor on our 900 km border with Syria, ever.

Türkiye her zaman, başından beri dürüst ve net bir şekilde, Suriye ile olan 900 km sınırımızda bir terör koridoruna asla izin vermeyeceğizi ifade etmiştir. Bu size ya da başka bir kimseye sürpriz olarak gelmemeli.

S: So you think the Americans are, at the very least, a blind eye to you, to the presence of what you would term terrorists on your border?

Sizce Amerikalılar, en azından, size karşı sınırınızda terörist olarak adlandırdığınız şeyin mevcudiyetini görmüyor gibi mi yapıyorlar?

GA: No, no, no. We don't ‘term’ them as terrorist. PKK has been recognized as a terrorist organization by the US and EU.

Yok, yok, yok. Biz onları terörist olarak “adlandırmıyoruz”. PKK, ABD ve AB tarafından terrorist bir örgüt olarak tanınmaktadır.

S: Yeah but we are actually talking about the YPG, a part of Syrian democratic forces which Americans working with to combat IS and jihadists in that area.

Evet ama biz aslında Suriye Demokratik Güçlerinin bir parçası olan ve Amaerikalıların o bölgede DEAŞ ve cihatçılara karşı mücadelede birlikte çalıştığıYPG hakkında konuşuyoruz.

GA: We have always said to the Americans: if you want to combat DAESH, come work with us, do not arm terrorist organization but that is what they have done. They promised us, oh that was just for the Rakka operation, we will take the weapons back and we will give full account of them. They have not done yet.

Biz Amerikalılara, “eğer DEAŞ’a karşı mücadele etmek istiyorsanız gelin bizimle çalışın, terrorist bir örgütü silahlandırmayın” diye hep söyledik ama onlar silahlandırdılar. Onlar bize bunun yalnızca Rakka operasyonu için olduğunu, silahları geri alacaklarını ve onların tam raporunu vereceklerini söylediler. Bunu henüz gerçekleştirmediler.

S: You are saying Turkey is not isolated from the West, despite..

Ve siz Türkiye’nin batıdan izole edilmediğini söylüyorsunuz,….

GA: We are not isolated from the West. We are now working with the Americans in Manbij, we are doing joint patrols together. Does that sound like we are isolated? We are very determined that this is not going to happen, we are not allowing a terror corridor on our border. Now the Americans can cooperate with us on that if they wish to

Batıdan izole edilmiş değiliz. Biz şu anda Menbiç’te Amerikalılarla birlikte çalışıyoruz, birlikte ortak devriyeler gerçekleştiriyoruz. Bu size biz izole edilmişiz gibi mi geliyor? Sınırımızda bir terör koridoruna izin vermeyeceğiz ve bu konuda kararlıyız. Şimdi Amerikalılar bizimle işbirliği yapabilirler, eğer isterlerse.

S: If they don't?

Ya istemezlerse?

GA: Well, l think they will eventually.

Bence sonunda isteyecekler.

S: Gulnur Aybet there is so much to talk about. 

Gülnur Aybet, daha konuşulacak çok şey var.

GA: Yes there is

Evet, var

S: thank you

Teşekkürler.

GA: thank you 

Teşekkürler.

SuperHaber

Kar yağacak mı? İstanbul Ankara Bursa Diyarbakır ne zaman kar yağacak? Venom serisi bitti mi? Venom: Son Dans final mi? Venom 4 olacak mı? Hizbullah'tan İsrail'e misilleme! Onlarca füze fırlatıldı!
Sonraki Haber