"Güneş batıdan doğabilir..."

ABD'de faaliyet gösteren Ulusal Jeo-Mekansal Zeka Ajansı (NGA) ve İngiliz Savunma Coğrafya Merkezi'nden (DGC) dünyanın manyetik kayma süratinin öngörülmeyen şekilde arttığını belirterek Dünya Manyetik Modeli'ni güncellediklerini duyurdu. Söz konusu durumu değerlendiren Stratejist Abdullah Çiftçi, ''Manyetik kutup yer değiştirdiğinde kuzey, güney olacak; doğu ise batı olacak. Anlamı: Gelecekte Güneş Batıdan doğabilir" ifadelerini kullandı.

Stratejist Abdullah Çiftçi, Türkiye'de birçok kişinin gözünden kaçan bir gelişmeyi takipçileri ile "Gelecekte güneş batıdan doğabilir" sözleri ile paylaştı.

Hz. Muhammed'in hadisinde kıyamet alametleri arasında gösterilen bu duruma ilişkin Çiftçi'nin paylaşımı şöyle:

"Dünyanın kuzey manyetik kutbu, Kanada'dan Sibirya'ya doğru çok hızlı bir şekilde kayıyor. Manyetik kutup yer değiştirdiğinde kuzey, güney olacak; doğu ise batı olacak.

Anlamı: Gelecekte Güneş Batıdan doğabilir"

Çiftçi paylaşımına şu bilgilerle devam etti:

ABD Ulusal Jeo-Mekansal Zeka Ajansı (NGA) ve İngiltere Savunma Coğrafya Merkezi'nden (DGC) bilim insanları gezegenin manyetik alanını tanımlayan ve tüm modern navigasyon sistemlerinin çalışmasını sağlayan, Dünya Manyetik Modelini güncellemek zorunda kaldıklarını açıkladı.

Dünya Manyetik Modelinin son güncellemesi 2015 yılında yapılmıştı ve bu güncellemenin 2020 yılına kadar sorunsuz kullanılması bekleniyordu, ancak manyetik alan son zamanlarda hızlı bir değişime geçti. Bu yüzden araştırmacılar güncellemeyi hemen yapmak zorunda kaldıklarını açıkladı"

DÜNYA'NIN MANYETİK MODELİ GÜNCELLENDİ

Çiftçinin söylediği gibi dünyanın kutupları yer değiştirip gerçekten güneş batıdan doğacak mı?

Öncelikle ABD ve İngiltere merkezli iki kurumun alelacele güncellemeye gitmesine neden olan gelişmeye bir bakalım.

Bilim insanlarına göre dünyanın manyetik kayma hızı son zamanlarda ön görülemez bir şekilde artıyor.

ABD Ulusal Jeo-Mekansal Zeka Ajansı ve İngiltere Savunma Coğrafya Merkezi'nden bilim insanları bu nedenle gezegenin manyetik alanını tanımlayan ve tüm modern navigasyon sistemlerinin çalışmasını da sağlayan, Dünya Manyetik Modeli'ni güncellemek zorunda kaldıklarını duyurdular. 

Aslında son güncelleme 2015 yılında yapılmıştı ve 2020 sonuna kadar sorunsuz kullanılacağı öngörülmüştü. Ancak veriler bunun sürdürülebilir olmadığını ortaya koyunca gücelleme öne çekildi.  

PEKİ DÜNYA'NIN MANYETİK KUTUPLARI DENİLDİĞİNDE NE ANLAMAMIZ GEREKİYOR?

Manyetik alanı şekillendiren görünmez kuvvet bulunduğumuz noktadan yerin yaklaşık 3 bin 200 kilometre altında bulunan ve bir ateş topunu andıran çekirdekte olup biten hareketlilikle ortaya çıkıyor. 

Yaklaşık 5 bin 700 santigrat derece sıcaklıkta çoğunlukla sıvı ve demirden oluşan Dünya'nın çekirdeği, uydumuz Ay'ın hacminin üçte ikisine yakın eşit bir hacme sahip.

Bilim insanları tüm gezegenler gibi dünyanın manyetik alanının nasıl oluştuğunu henüz tam anlamıyla açıklığa kavuşturmuş olmasa da bu konuda çeşitli varsayımlar ortaya atılmış durumda.

Bu varsayımlar içinde en tutarlı görünen ve en çok destek bulan ise gezegenlerin dev dinamolar gibi hareket ederek kendi manyetik alanlarını oluşturdukları istikametinde.

KURAMIN ADI: JEODİNAMO

Bilim insanlarının büyük oranda kabul ettiği ve Jeodinamo adını verdiği kuramına göre; sıvı demirin hareketi sonucu bir elektrik akımı oluşur ve bu akım manyetik alanların oluşumuna yol açar.

Yüklü metal parçacıkların manyetik alanlardan geçmesiyle, devamlı ve döngüsel bir elektrik akımı ortaya çıkmış olur. Çekirdekteki sıvı metalin daimi hareketine bağlı olarak bir miktar manyetik alan oluşur ve bu alan çekirdekte yeni akımlar oluşmasına sebep olur. Bu akımlar ise daha fazla manyetik alana sebep olarak geri beslemeli bir döngü yaratır. 

Bu döngü ise tıpkı mıknatısta bulunan manyetizma gibi davranarak iten ve çeken güç oluşturur.

İşte bu manyetizma Güney Kutbu yakınlarında Dünya'dan çıkar ve gezegeninin etrafını yarım tur dolaşıp Kuzey Kutbu yakınlarından girip tekrar çekirdeğe döner. Coğrafik ve manyetik kutuplar birbirlerine yakın olsalar da aslında aynı yerde bulunmazlar.

BU GÜÇ AYNI ZAMANDA MANYETİK KALKAN GÖREVİ GÖRÜYOR

Bizi Güneş'ten ve diğer yıldızlardan gelen zararlı ışınımdan koruyan en önemli kalkan, işte bu manyetik alandır. Manyetik alanın, gezegenin çevresinde oluşturduğu bu doğal kalkana ise manyetosfer denir.

Tüm gezegenler için manyetosfer, "Bir gezegenin kendi manyetik alanının oluşturduğu, elektrik yüklü parçacıkları içeren katman" ifadesiyle tanımlanabilir. Manyetosferler, manyetik alanın yapısına da bağlı olarak yaklaşık küresel biçimde bulunur.

DÜNYA'NIN MANYETİK ALANI ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE KAYMAYA BAŞLADI

Manyetik alan tarafından oluşan kutupsallık, evrensel bir sabit değer değildir. Dünya oluştuğu günden bu yana kutuplar pek çok kez yer değiştirdi. Kuzey ile güney yer değiştirdi. Kutuplar, yaklaşık 40 bin yıl önce yine böyle bir teşebbüste bulundu ancak bu başarısızlıkla sonuçlandı. Bilim insanlarının belirlediği en son yaşanan tam dönüşüm ise günümüzden yaklaşık 780 bin yıl önce gerçekleşti.

Dünyanın manyetik alanı binlerce hatta milyonlarca yıldır yaklaşık olarak aynı yoğunlukta kalabiliyor. Ancak bu durum bilinmeyen nedenlerle zaman zaman zayıflıyor. Bu zayıflamanın ardından ise muhtemelen birkaç bin yılda Dünya yön değiştiriyor.

Dünyanın manyetik alanı son on yılda endişe verici oranlarda zayıflamış görünüyor. B da Dünya'nın manyetik kutbunun yer değiştirmesi üzerine etkileri konusunda yaygın bir endişe oluşmasına neden oluyor. 

Colorado Boulder Üniversitesi ve Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) Çevresel Bilgi Ulusal Merkezlerinde jeomanyetikçi olan Arnaud Chulliat, “Yer değiştirme arttıkça hata daha da çok artıyor.” ifadesini kullanıyor. 

MANYETİK KUTUP KUZEY KUTBU'NDAN SİBİRYA'YA DOĞRU KAYIYOR

2018 başlarında, NOAA ve Edinburgh'daki İngiliz Jeolojik Araştırmalar kurumundan  araştırmacılar, Dünya Manyetik Modeli'nin seyir hatalarına neden olabilecek şekilde yanlış olduğunu ortaya çıkardı. 

Güney Amerika'nın altındaki jeomanyetik kutup ve kuzey manyetik kutbunun hareketi daha da hızlanırken, kuzey manyetik kutbu da yıllardır sürekli olarak Kuzey Kutbu'ndan Sibirya'ya doğru yer değiştiriyor. Ve bu kayma son birkaç on yılda, yılda yaklaşık 15 ila 55 kilometre arasında bir hız kazanmış durumda.

KUTUPLARIN YER DEĞİŞTİRMESİ DÜNYANIN MANYETİK KORUMASINI ZAYIFLATACAK

Normal şartlarda Güneş'ten gelen radyasyon, ultraviole ışınlar Dünya'ya yaklaşık 16-18 saatte ulaşıyor ve manyetosferimiz tarafından manyetopoz olarak adlandırılan bir bölgede karşılanıp büyük oranda tutuluyor. Dünya'nın manyetik alanı gelen bu zararlı ışınım ve radyasyonu etrafında dolaşacak şekilde yönlendirip altındaki canlı yaşamı koruyan bir kalkan gibi davranış gösteriyor.

Ancak az miktarda ışınım ve radyasyon kutuplardan içeri girdikten sonra iyonosfer tabakasında salınıyor. Kısaca Dünya'nın savunma mekanizması bu şekilde çalışıyor.  Kutupların ters yöne geçiş uzun bir sürede gerçekleştiği için de Güneş'in olumsuz etkileri kalkanı geçip içeriye nüfuz edemiyor.

Dünya'yı tehlikeli güneş ve kozmik ışınlardan dev bir kalkan gibi koruyan bu alan kutuplar değiştiğinde (veya değişim denemesi olduğunda) büyük oranda zayıf düşüyor.

Bilim insanları bu aşamada manyetik alanın olağan gücünün onda birine kadar zayıflayabileceği tahmininde bulunuyor. Bu da yer değiştirme denemesi sırasında manyetik kalkan zayıflayıp Dünya yüzeyinin uzaydan gelen radyasyon ve kozmik ışınlar karşısında korumasız kalmasına yol açabilir. Dünya'daki mevcut değişimler daha şimdiden Güney Atlantik'teki alanı zayıflatmış görünüyor. Bu dönemde radyasyona maruz kalan uydularda ise hafıza sorunları başladı.

Bu radyasyon ve ışınlar henüz yüzeye erişmiş değil. Fakat bir noktada manyetik alan buna izin verecek şekilde yeterince azaldığında, bizim için hikaye başka bir senaryoyu gündeme getirebilir. Kozmik radyasyonun Dünya'yı nasıl etkilediği konusunda bu alanda uzman isimler arasında olan Boulder Üniversitesi ve Colorado Üniversitesi Atmosferik ve Uzay Fizik Laboratuvarı Direktörü Daniel Baker, gezegenin bir kısmının bu geri dönüşüm sırasında yaşanamaz hale gelmesinden endişe ettiğini söylüyor.

GEZEGENİN YAŞAM DESTEK SİSTEMİ TEHLİKEDE

Bilim insanları daha önce kutup değiştirmeleri ile kitlesel yok oluşlar arasında şimdiye kadar bağ kurmuyordu. Ancak günümüz dünyası, 780 bin yıl önce yaşanan son tam kutup değişiminden oldukça farklı bir çağa girmişti.

Bugün üzerinde yaklaşık 7,6 milyar kişi yaşayan dünyanın atmosferi ve okyanus kimyası 1970'lerdekinden çok farklı. Gezegenin yaşam destek sistemi gerçek manada bozuluyor. Büyük şehirler, endüstriler ve yol şebekeleri kuruldu ve daha güvenli yaşam alanlarına erişim sağlanmış görünse de bunlar yapılırken bilinen tüm türlerin üçte biri yok olmanın eşiğine geldi. Dünyanın habitatı değişti. İnsan eliyle yapılan bu yıkıma bir de kozmik ve ultraviyole ışınım eklendiğinde, dünya üzerinde oluşacak yıkıcı tablonun korkunç olacağını tahmin etmek imkansız değil.

MANYETİK ALAN KORUMASININ AZALMASI UYDULARı VE ELEKTRİK SİSTEMLERİNE ZARAR VEREBİLİR

Peki manyetik kalkan iyice zayıflarsa Dünya için ne tür tehditler oluşabilir?

Kalkan iyice zayıfladığında Güneş'ten gelen zararlı radyoaktif parçacıklar, insan yaşamının her alanında kullanımı bulunan uyduları bozabilir ya da bunlara kötü şekilde zarar verebilir. Manyetik alan korumasının azalmasıyla uydularda meydana gelen hasarlar, elektrik şebekelerini kontrol eden uydu zamanlama sistemlerini etkileyebilir. 

Elektrik şebekeleri çalışmadığı zaman, cep telefonlarını, ev aletleri gibi birçok elektrikle çalışan araç gereç ile elektronik cihaz kulanılamaz hale gelir. Elektriklerin aniden kesilmesi sonucunda hastaneler yedek güç kaynakları bulamazsa tedavi altındaki çok sayıda yaşam tehlikeye girebilir.

Bütün bunlara bağlı olarak GPS teknolojisinin bozulması sonucu askeri operasyonlarda hata ihtimali artarken, günlük yaşamda kullanılan navigasyona kadar birçok uygulama ise kullanılamaz hale gelir. 

Özetle verilerin depolanmasından iletişime, seyahatten askeri operasyonlara kadar birçok alanda gözümüzle görmesek de büyük faydaları olduğu muhakkak olan uyduların bozulması sonucunda insan yaşamı köklü şekilde değişebilir.

 KIYAMET ALAMETİ Mİ?

Manyetik kutup noktalarının yüz binlerce yıl sonra tekrar yer değiştirme ihtimalinin ortaya çıkması, Hz. Muhammed (SAV)'in "Güneş batıdan doğmadıkça, Kıyamet kopmaz. O zaman herkes iman ederse de fayda vermez." hadisini akıllara getirdi.

Hz. Muhammed bir hadisinde, “Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim.” (İbn-i Kesir tefsiri, 12/6549) buyuruyor.

Bir başka hadisinde ise, “Benim ümmetimin ömrü 1 500 seneyi pek geçmeyecek.” [bk. el-Havi li'l-Fetavi, Suyuti, 2/248; Ruhul Beyan, Bursevi, (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, İlel, s, 89] buyuruyor.

Bu hadislerden yola çıkıp günün dörtte ya da beşte birine tekabül eden ikindiden akşama kadar ki vakit bin 500 yıl kabul edildiği takdirde, insanlığın ömrünün 6000 ile 7500 yıl arasında olduğu kabaca tahmin edilebilir. 

Yine Hz. Muhammed (SAV) bir başka hadis rivayetinde bu durum açıkça ortaya konuyor:

“Âdem'den kıyamete kadar insanlığın ömrü yedi bin senedir.” (Kenzu’l-Ummal, h.no: 16459; Munavî, Feyzu’l-Kadir, III/547; h.no: 4278)

Merhum akademisyen, yazar, din adamı, vaiz Mahmud Esad Coşan bakın bu kıyamet alametiyle ilgili neler söylüyor...

MAHMUD ESAD COŞAN KİMDİR?

Mahmud Esad Coşan, 1938 yılında Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin Ahmetçe köyünde doğdu.

Babası Halil Necâti Efendi, annesi ise Şâdiye Hanım'dır. Coşan'ın soyu anne-baba tarafından Buhàra'dan Çanakkale'ye göç etmiş seyyidlere dayanır.

İstanbul'a taşınan Esad Coşan hocaefendi ilkokuldan sonra Vefa Lisesi'ni bitirdi.

1960 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap-Fars Filolojisi Bölümü'nü bitirdi. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'ne asistan olarak giren Coşan sırayla doktor, doçent ve profesörlük ünvânlarını aldı.

Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri'nin sohbetlerine devam eden Halil Necati Efendi oğlu Esad Coşan hocaefendiyi de ilim ehlinin sohbet halkasına katıldı.

Mehmed Zahid Kotku hazretlerinin yakın ilgi ve muhabbetine muhatap olan Esad Efendi daha sonra onun damadı oldu.

1980 yılında M. Zahit Kotku'nun vefatından sonra da ilim ve irşad görevinin başına geçti.

Mahmud Esad Coşan hocaefendi tasavvuf, ilim ve aksiyonu şahsında birleştirdi.

İstanbul, Ankara, Konya ve Bursa'da hadis ve fıkıh enstitüleri açtırdı.

Doğu dillerinden Arapça ve Farsça'yı, batı dillerinden Almanca ve İngilizce'yi bilmekteydi.

Üniversitede yüzlerce öğrenci yetiştiren Esad Coşan hocaefendi 1987 yılında emekli oldu.

4 Şubat 2001 tarihinde, damadı Prof.Dr. Ali Yücel Uyarel ile bir cami açılışı yapmak için Grifit şehrine giderken, Avustralya'da geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etti.

MAHMUD ESAD COŞAN'IN ESERLERİ

-Allah'ın Gazabı ve Rızası

-Avustralya Sohbetleri
-Avustralya Sohbetleri
-Başarının Prensipleri
-Çocuklarla Başbaşa
-Doğru İnanç ve Güzel Kulluk-Gayemiz
-Güncel Meseleler 1
-Güncel Meseleler 2
-Hacc'ın Faziletleri ve İncelikleri
-Hacı Bektaş-ı Veli
-Haydi Hizmete!
-Hz. Ali Efendimiz'den Vecizeler
-İmanın ve İslamın Korunması
-İmanın ve İslam'ın Korunması-2
-İslam Çağrısı
-İslam, Tasavvuf, Hayat
-İslam'da Eğitimin İncelikleri
-Mehmed Zahid Kotku (KS) ve Tasavvuf -- Sempozyum Bildirileri
-Mi'rac Gecesi
-Ramazan ve Takva Eğitimi
-Ramazan ve Güzel Ameller
-Sosyal Çalışmalarda Organizasyon ve Başarı
-Tasavvuf Yolu Nedir?
-Tebliğ ve İrşad Çalışmaları
-Yeni Dönemde Yeni Görevler
-Yeni Ufuklar
-Yunus Emre ve Tasavvuf
-Zaferin Yolu ve Şartları
-Zikrullahın Faydaları

Oyuncu Umut Oğuz ve eşinin çekişmeli boşanma davası İşverene prim desteğinde yeni düzenleme 23 Kasım 2024 Cumartesi Günlük Burç Yorumları
Sonraki Haber