Habertürk'ün facialardan rant devşirme sevdası
Son dönemde yayın politikasında dikkat çeken bir değişikliğe giden ve Habertürk TV'yi iktidara karşı bir sopa olarak kullanmaya soyunan Ciner Medya Grubu yeni bir rezalete imza attı! Turgay Ciner'in sahibi olduğu ve Kenan Tekdağ'ın yönettiği Habertürk TV'de Van'daki çığ felaketi konusunda insanlık dışı bir yorum yer aldı. O yorum son dönemde kanalda her fırsatta iktidarı suçlayan ve manipülatif değerlendirmelerde bulunan Ankara temsilcisi Bülent Aydemir'den geldi...
Van-Bahçesaray kara yolunda bir süre önce üzerine çığ düşen minibüste bulunan iki kişiyi arama çalışmaları devam ederken bölgede ikinci bir çığ felaketi yaşandı.
Dün çığ bölgesinde arama çalışmalarına katılan ekiplerin üzerine de çığ düştü. Böylece ilk çığ felaketindeki 5 kişiyle birlikte toplam can kaybı sayısı 41'e yükseldi.
Diğer yandan, bölgede incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan'ın çığ altından yaralı olarak kurtarıldığı ortaya çıktı.
Çatan Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Van Bahçesaray doğumlu 49 yaşındaki Gülşen Orhan'ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
FACİADAN RANT DEVŞİRME ÇABASI
Türkiye kamuoyu 2020 yılında peş peşe yaşanan felaket ve facia haberleri ile büyük bir şok yaşarken, olumsuz haberler üzerinden siyasi çıkar elde etme çabaları da bu süreçte gözle görülür hale geldi.
Öyle ki, Van'da yaşanan çığ felaketinde canını tehlikeye atarak arama çalışmalarının yapıldığı bölgeye giden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan'a çok çirkin ithamlar yöneltildi.
Bu çirkin ithamların son günlerde özellikle iktidara yönelik tek taraflı, düşmanca yayın politikası izleyen Turgay Ciner'in sahibi olduğu Habertürk televizyonunda dillendirilmesi SuperHaber okuyucularını şaşırtmadı.
SuperHaber bir süredir Ciner Medya Grubu'nun manipülatif haberlerine mercek tutuyor ve yayın politikasındaki radikal değişikliği kamuoyunun dikkatine sunuyordu.
Son olarak Turgay Ciner'in sahibi olduğu Habertürk TV ekranlarında Van'daki çığ felaketine ilişkin, "Çığ felaketine Cumhurbaşkanı Başdanışmanı mı neden oldu?" sorusu ortaya atıldı!
Bu tartışmayı yine bir süredir Habertürk ekranlarında iktidar karşıtı haber politikalarının öncülüğünü yapan Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir gündeme getirdi.
Aydemir, facianın, çığ felaketinde kendisi de yaralanan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan’ın "yapılan uyarıları dinlememesi üzerine" yaşandığını öne sürdü!
“Öncesi ile ilgili bir tedbirsizlik var” diyen Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir, “Olayı anlamaya çalışmam anlamında birkaç telefon görüşmesi yaptım. Çatak’ta bir yemek organizasyonu var. Ak Parti eski milletvekili ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ki kendisi de yaralı, Gülşen Orhan bir etkinliğe katılıyor. Kendi seçim bölgesi. Oradan çıkarken diyorlar ki ‘Burada çığ tehlikesi var, buradan yola çıkmayın, doğru değil.’ Ancak heyetle birlikte yola çıkıyor. Harabet diye bir geçit. Bu geçitten geçilmesi mümkün değil, kar kapatmış olabilir, burada çığ tehlikesi var. Üst noktada. ‘Narlıca’dan dahi geçemeyebilirsiniz’ diyorlar. Yani yol sıkıntılı” ifadelerini kullandı.
Orhan’ın kendisine yetkililer tarafından yapılan uyarıları dikkate almayarak iş makineleri ile yola çıktığını iddia eden Bülent Aydemir, şöyle devam etti;
“Yola çıkmadan önce Gülşen Orhan 4-5 iş makinesini yanına alıyor. Narlıca Kara Yolları İstasyonu’ndan alıyorlar araçları. İş makineleri yolu açarak buradan geliyor. Burada çığ tehlikesi var kar yolu kapatmış iş makineleriyle öncesinde müdahale edilmiş başka bir noktaya. Çığı tetikleyen şeylerden biri de yüksek desibel. Buraya kadar geliyorlar. Yolda telefon çekmiyor. Burada 3 bin 500 metre rakımdan söz ediyoruz. Ve orada çığın altında kalıyor minibüs. Daha sonra Can ve Şırnak’tan askerler oraya sevk ediliyor. Jandarma ve korucular da ikinci çığın altında kalıyor ve şehit oluyor. Öncesinde bir tedbirsizlik olduğu kesin. ‘Yola çıkılmasın’ deniliyor çıkılıyor iş makinesi ile yol açılıyor. Sonrasında bu tür olaylarda aynı bölgede ikinci çığ tehlikesi olabileceği beklentileri var. Tedbirsizlik olduğu görülüyor. Olayın meydana gelmesinden önce yola çıkılması.”
Aydemir, iddiaların dayanağı konusunda hiçbir net bilgi vermezken, bu muğlak iddialarına destek bulmak amacıyla programda konuk olarak bulunan AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Recep Şalcı’ya yönlendirici sorular yöneltti.
Şalcı da bu konuda net bir tespit ortaya koyamayarak, “Oluşan bütün kazalar, bu bir faciadır. Oluşmasında yapılmış hatalar vardır. Belki bu da o hatalardan bir tanesidir” şeklinde muğlak bir değerlendirmede bulundu.
Aydemir kendisine sosyal medyada gelen tepkiler üzerine ise bir açıklama yaparak sözlerinin çarpıtıldığını öne sürdü.
Habertürk Ankara Temsilcisi şu ifadeleri kullandı;
"Arkadaşlar, söylemediğim şeyleri çarpıtıp haber yapanlara lütfen itibar etmeyiniz. Programda anlattığım olaydan ancak tedbirsizlik sonucu çıkabilir. Çığ faciasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Başımız sağolsun..."
AYDEMİR'İN İDDİALARINI ÇÜRÜTTÜ
Bu gelişmeler üzerine, çığ felaketinden yaralı olarak kurtarılan ve halen hastenede tedavisine devam edilen Gülşen Orhan bir açıkama yaparak, hakkındaki iddiaları sosyal medyadan paylaştığı yazılı açıklama ile yalanladı.
Orhan şu mesajları paylaştı;
"Maalesef acı bir bilançoyla karşı karşıyayız. Onlarca cenazemiz, şehidimiz, onlarca yaralımız var. Halen kar altından çıkmamış canlarımız var. Rabbimden vefat eden kardeşlerimize rahmet, yaralılara acil şifa, kar altındaki kardeşlerimize hayat niyaz ediyorum.
4 Şubat, 16:30 civarında Bahçesaray yolunda meydana gelen çığ felaketi yaşandığında, Van Ankara seferini yapan 16:05 uçağımdaydım. Ankara’ya indiğimde olaydan haberim oldu. Geri dönmek için, sabah ilk uçak olan 07:40 uçağıyla Van’a hareket ettim.
Van'a ulaşınca Bölge hastanesinde bulunan hastalarımızı ziyaret ettik. Ziyaretimizin anlık görüntülerini twitter hesabımızdan paylaştık. Ardından felakette vefat eden vatandaşlarımızın cenazelerini, yakınlarıyla birlikte alıp Bahçesaray’a konvoy halinde hareket ettik.
Hastaneden ayrılış anımız ve görüntüler Van valimizin son durum açıklamasıyla medyada yayınlanmıştır.
Felaketin gerçekleştiği yol olan Krapet Geçididinden Bahçesaray’a ulaşım idarece kapatıldığından söz konusu değildi artık.
Dolayısıyla, cenazelerle birlikte Hizan üzerinden Bahçesaray'a doğru hareket edildi. İddia edildiğinin aksine Çatak veya başka bir yerde toplantı yapmadım. Beş cenazenin acısı varken herhangi bir toplantı yapmam zaten mümkün değildi."
"YANIMDA İŞ MAKİNESİ YOKTU, OLMAZDI DA..."
Ben olay yerinde çalışan ekipleri, son durumu, görmek için çığ bölgesine uğrayıp tekrar, cenaze konvoyuna dönmek üzere konvoydan ayrıldım. Tek araba ve bir kaç kişilik bir ekip olarak olay yerine vardık.
Vardığımda, kalabalık bir insan grubu, jandarma ekipleri, AFAD il müdürümüz ve ekibi çalışma yürütüyorlardı.
Oradaki yetkililerden bilgi almak için araçtan indikten iki dakika sonra çığ hepimizin üzerine düştü. Ben vardığımda herhangi bir iş makinası çalışmıyordu. Benim yanımda da hiç bir iş makinası yoktu ve olamazdı da.
Çalışmalarla ilgili hiç bir direktifim veya tavsiyem olmadı. Amacım sadece olay yerini bizzat görmek ve oradakilere yanlarında olduğumuzu hissettirmekti.
Cenazelerimizi götürürken onlardan ayrılıp çığ felaketinin yaşandığı yere gelmemize “toplantı için iş makinalarını yanına almış yolları açtırmış” demek yalancılıktır, acı bilmezliktir.
Felaket bölgesine gidip son durum hakkınsa bilgi alıp,oradakilerin yanında olduğumuzu söylemek istedik,ordan cenaze konvoyuna tekrar dönecektim. Çığ felaketinin yaşandığı yere geldiğimde daha 2 dakika dahi geçmeden çığ düştü altında kaldık,sonra kurtarılıp hastaneye götürüldük.
Biz kendimize değil kaybettiğimiz canlar için acı çekerken kaynağı olmayan yalan bilgiler yaymak yalan üzerinden siyaset üretmek nedir bunun da adını siz koyun.
Bülent Aydemir gazeteciyse böyle bir iddia duyduysa keşke biraz daha araştırsaydı gerçeği öğrenirdi. Tabi Bülent Bey bunu duymamışsa kendisi bu senaryoyu üretmişse utanılası haline yalancılığı da eklememiz gerekecektir.
Maalesef benimle beraber çığın altında kalan onlarca insanımız yaşamını yitirdi. Acımız bu kadar büyükken, bu kadar büyük bir faciayi bütün hemşerilerimle ve milletçe beraber göğüslemeye çalışırken yapılan amaçlı ve yalan haberler VİCDANSIZLIKTIR.
Bu yalan ve iftiralar sadece benim değil tüm acılı ailelerin vicdanını yaralamıştır. Acılarımızı kullanıp, yalan senaryolarla siyaset üretenler, toplum mühendisliği ile öfke oluşturmaya çalışanlar benden değil tüm Van’dan ve Türkiye’den özür dilemelidir."
ÖZÜR DİLEDİ
Gülşen Orhan'ın bu özür çağrısı üzerine Habertürk'te bağlanan Bülent Aydemir ise yanlış anlaşıldığını belirterek özür diledi.