Sadece şöyle bir göz attım, derinlemesine analiz değil bu; bir ilk karşılaşma yazısı yazdım.
Görünen o ki ilk Türk Netflix dizisi ‘Hakan: Muhafız’a platformun yüksek tempolu yapım konsepti gayet güzel şekilde sirayet etmiş.
Müthiş hızlı ve keyifli başladı; öyle de devam edecek gibi görünüyor. Dünya dizi sektörü için küçük ama bizim için gerçekten büyük ve kıymetli bir adım bu.
İşin içine Ayasofya gibi, Kapalıçarşı gibi bizden unsurlar katılması, fonda nefis İstanbul görüntüleri kullanılması, kahve falı bakan teyzeler, ince belli bardaklarda çaylar ister istemez daha ilk dakikasından diziyle aranızda bir gönül bağı kurduruyor.
Hakkını teslim etmek lazım başta Çağatay; elbette hayran olduğum Okan Yalabık da var, tüm oyuncular rollerinin hakkını veriyor.
İlk intiba üzerinden söylüyorum; gözüme batan, sırıtan hiç birşey görmedim.
Meseleye mistik unsurlar da dahil olunca; ki ilk bölümden karıştı bile ortalık, ben hafta sonu işi gücü bırakır dizinin on bölümünü de seyrederim.
Ve elbette canı gönülden gerisinin gelmesini, Netflix gibi uluslararası platformlarda Türk imzalı yeni, başka yapımların da olmasını dilerim.
Çünkü inanın İspanyol, Alman, Arjantin dizilerine falan imrenmekten sıkılmıştım.
Biz çok daha iyilerini yaparız; ama haksız mıyım?