Hakan Ural kimdir? Ne İş yapıyor? Neler söyledi?
TV8'de yayınlanan 'Gel Konuşalım' programında görev yapan bir çalışanın yaşadığı saldırıyı canlı yayında anlatan Hakan Ural büyük merak konusu oldu. Hakan Ural'ın kim olduğu, hangi mesleği yaptığı araştırılan konular arasında. Peki, Hakan Ural kimdir? Mesleği nedir? Tüm detaylarıyla haberimizde...
TV8'de yayınlanan 'Gel Konuşalım' programında kamera arkasında görev yapan bir çalışanın oturduğu bir mekanda yaşadığı saldırıyı canlı yayında anlatan Hakan Ural'ın kim olduğu vatandaşlar tarafından büyük merak konusu oldu. Peki, Hakan Ural kimdir? Mesleği nedir? Tüm detaylarıyla haberimizde...
Hakan Ural, 10 Mayıs 1967 tarihinde İstanbul’da doğdu. Annesi Ceyhan Cem, babası şarkıcı Selçuk Ural’dır. Babası annesi ile hiç evlenmedi, hatta 16 yaşına kadar çocuğu olduğunu bile kabul etmedi. Ancak 17 yaşına geldiğinde babasının velayetine geçebildi. Fındıkzade’de anneannesinin evinde büyümüştür. Çocukluğunda ayakkabı boyadı, elektrikçide çalıştı, su sattı. 16 yaşında mankenlik yapmaya başladı. Ardından Yeşilçam’dan üst üste teklifler almaya başladı. Fakat okulu nedeniyle Amerika’ya gitti, geldi. Sonra da 19 yaşında evlendi. Sibel Can ile medyatik bir evlilik yaşadı, genç yaşta baba oldu. İlk olarak 1986 yılında Banu Alkan ile birlikte oynadığı Mavi Yolculuk filmi ile tanınan Hakan Ural, 1987 yılında Serpil Çakmaklı, Harika Avcı, Oya Aydoğan gibi birçok isimle başrol oynadı.
Hakan Ural, Sibel Can ile evliliği süresince emlakçılık yaptı. Sezen Aksu, Nükhet Duru, Kayahan ve Hülya Avşar’ın şu an oturdukları evleri o sattı. 2010 yılında başrollerinde Kadir İnanır'ın oynadığı “İpsiz Recep” adlı dizide Hakan Ural; Burcu Kara, Nihat Nikerel, Mesut Akusta ile beraber rol aldı. 2009 yılında “Kolpaçino: Bir Şehir Efsanesi” adlı sinema filminde Aydemir Akbaş, Şafak Sezer, Ali Sürmeli ile birlikte oynadı. Hakan Ural, 2010 yılında Metro grubunun sahibi olan Galip Öztürk'e ait otellerin genel koordinatörlüğünü üstlendi.
Artık günümüzde evlerin ayrılmaz bir parçası olan televizyon, bir dönem insanların hayal dünyasının ötesinde bir şeydi. Bazılarının aptal kutusu olarak adlandırdığı televizyon, her yaştan insanın eğlenmesini, yeni şeyler öğrenmesini, dünyada olup bitenleri öğrenmesini sağlayan büyük bir kaynaktır. Televizyon bildiğimiz şeklini alana kadar çok uzun bir süreç geçirdi. Gelin televizyonun uzun serüvenine kısa kısa göz atalım.
TELEVİZYONUN UZUN SERÜVENİ
Farklı bilim adamları tarafından yapılan, elektrik ve radyo alanları üzerine yapılan deneyler, televizyonun ana çalışma mantığının olgunlaşmasında ve gelişmesinde ve icadında önemli rol oynamıştı.
1800’lerin sonlarına doğru, Almanya’da henüz öğrenci olan Paul Gottlieb Nipkow, mekanik televizyonun çalışan ilk örneğini yapmayı başardı. Dönen bir metal disk ve kablolar aracılığıyla görüntü göndermeyi başardı. Alman bilim adamının geliştirdiği bu teknolojiye 18 çizgili çözünürlük deniyordu.
1907 yılında; iki bilim adamı, İngiliz A.A. Campbell Swinton ve Rus Boris Rosing televizyona yeni bir çalışma sistemi katmak için mekanik tarayıcı sisteme ek olarak katot ışını kullanan tüpü kullandılar.
Nipkow and Rosing’in yaptığı deneyler sonucunda, mekanik televizyon ve elektronik televizyon olmak üzere iki tip televizyon ortaya çıkmış oldu.
MEKANİK TELEVİZYONUN TARİHİ
1923 yılında; Amerikalı bilim adamı Charles Jenkins, ilk pratik mekanik televizyonu icat etmek için Nipkow’un metal disk fikrini kullanır. 1931 yılında ise Radiovisor 100 mekanik televizyon modeli kit olarak satılmaya başlamıştır.
1926 yılında, Jenkins’den hemen sonra İngiliz Bilim adamı John Logie Baird, Nipkow’un icat ettiği metal disk sistemi yardımıyla hareketli görüntüleri verici ile aktarmayı başardı. Böylece ilk tv stüdyosunu da açmış oldu.
1926 yılından 1931 yılına kadar mekanik televizyon sistemi bir çok yenilik görmesine ve gelişmesine rağmen, 1931 yılında bugün de halen kullanılmakta olan elektronik sistemin icadı ile birlikte büyük bir değişim yaşadı. Böylece mekanik televizyonların yerini elektronik televizyonlar almaya başladı.
ELEKTRONİK TELEVİZYONUN TARİHİ
1907 yılında Swinton yaptığı deneyler sonucunda katot ışın tüpünün televizyonlarda kullanılabileceğini bulmuş ama bunu gerçeğe dönüştürememişti. Ancak 1927 yılında; Philo Taylor Farnsworth, Swinton’un fikirlerine dayanarak çalışan ilk elektronik televizyonu icat etmeyi başardı.
Philo Taylor Farnsworth sadece 14 yaşında bir çocuk iken deneylerine başladı. 21 yaşına geldiğinde ise dönen metal diskleri ve mekanik televizyonu alt eden elektronik televizyonu icat etmişti. Bu icat sayesinde modern televizyonların temelini oluşturan tv’lerin temelini oluşturan televizyon sistemi doğmuş oldu.
Renkli televizyonların icadına kadar; insanlar siyah beyaz televizyonları izlemek zorunda kaldı. 1900’lü yılların başından günümüze büyük bir yol kat etti ve bir çok değişime uğradı. Günümüzde ise Plazma, LCD, LED gibi daha gelişmiş teknolojiler kullanılmakta ve kuşkusuz ki bu gelişim hiç durmadan devam edecek.